18 Ocak 2015

Süs balığı iç çamaşırı satınca

Lawson, bu süs balığının da Victoria’nın Sırrı şirketinde iç çamaşırı satıcılığında kendisi kadar başarılı olacağı kanısında!

ŞEHİR TELLALI
Newyork-Londra-Roma

 

 

 

Muhabirlik mesleğini  1998 yılında New York’un haftalık The Village Voice gazetesinde yayınlanan bir iş ilanı nedeniyle bıraktım. İlan: “İyi helikopter kullanan, aynı anda sol omzunda 10 kilo ağırlığında bir video kamerası taşıyarak üzerinde uçtuğu mayın tarlalarının, tank ateşi altındaki köylerin, aktif soykırım anlarını kayda alırken uçaksavar mermilerinin hedefi olmamayı başarabilecek muhabirler ARANIYOR!” şeklindeydi.  Halbuki ilk başladığımda benim için muhabirliğin en cazip tarafı, üretim araçlarının en basitine, sadece bir kalem, bir de not defterine bağımlı bir iş olmasıydı. Mayın tarlalarını, ateş altındaki köyleri, soykırım anlarını sadece bir kağıt ve kalemle kayda geçirmekti. Üstelik sadece onbeş yıl gibi bir süre olmuştu başlayalı yani işi tam erdemiyle becerebilecek, deneyimli bir muhabir durumuna geldiğim sıraydı. Ama zamansız yıllar ölçüsünde bir onbeş yıl bir kaç asır hızıyla yaşandığından malum, muhabirlik de bu esnada kalem kağıttan helikopter ve video kayıt makinasına terfi etmişti.  İlanı okuyunca şaşkınlıkla önce acaba helikopter sürücülüğü ve video kayıt aleti kullanıcısı kurslarına başvursam mı diye bir yanlış düşünceye takıldım. Neyse ki kısa zamanda sakar tabiatımı dikkate alarak bir can kaybına sebeb olmadan yapılacak en iyi şeyin mesleği bırakmak olduğunu anladım. Ondan sonra zaten neredeyse gözümü yeniden açmamla birlikte  “drone” (robot arı) denen aletlerin uzaktan kumandayla her şeyin üzerinde uçarak ses ve görüntü kaydı yaptıklarını gördüm.  Böylece o helikopter sürücüsü olup da aynı anda video aleti kullanabilen cambaz ve marifetli insanüstü muhabirler de mesleği bıraktılar.  Geçtiğimiz mart ayında ilk defa Los Angeles Times gazetesi, depremin ne zaman gerçekleşeceğini hesaplayan bir robotun yazdığı ilk otomatik haberi yayınlandı. Ve mesleği bırakanlar ın listesi uzamaya devam etti...

Böylece mesleklerini bırakanlar çoğalınca elektronik sosyal dünya onlara yeni istihdam bulmaya kalkışan çöpçatan programlarla doldu.  Ve elektronik öncesi mesleklerin basite indirgenmiş algoritmalarıyla bilgi tasnifleyen programlar, bırakın önyarğı, tutuculuk ve her hangi bir gericiliği, ileri görüşten çok öte bir açıklık, hatta bazen insanın gözlerini yuvalarından fırlatacak yaratıcılık beklentisi içinde.

Geçenlerde profesyonel alanda popüler sosyal bağlantılar  ağı olan LinkedIn,  İngiltere’nin muhafazakar eski Hazine Bakanı Dominic Lawson’a yeni meslek olarak kadın iççamaşırları satıcılığını yakıştırmış! LinkedIn, Lawson’a gönderdiği mesajda Victoria’nın Sırrı adlı iççamaşır şirketinde Kent şehrindeki alışveriş merkezinde “üst düzey satış uzmanı” görevini önermiş. Karısı bu öneriyi duyar duymaz, LinkedIn’in hangi verilere dayanarak bu öneriyi yaptığını merak etmiş tabii. Kocasının son zamanlarda internette hangi sitelerde vakit harcadığını sorgulamış haklı olarak. Kızıysa son derece çıkarcı bir yaklaşımla yararlanacağı şirket içi indirimleri hayal edip babasını işi hemen kabul etmeye teşvik etmiş.  Lawson, sadece 12 yıllık bir geçmişi olan, buna rağmen 1.5 milyar dolarlık hacim sahibi, 260 milyon kullanıcıya hizmet veren bu internet ağının, geçmişte ülkesinin hazine bakanlığını yapmış bir ekonomiciye en uygun meslek olarak kadın iç çamaşırı satıcılığını uyğun görmesine şaşırmış tabii.  Ama azimle bu durumun ülkesinin giderek daha açık görüşlü ve hoşgörü sahibi bir mertebeye yükselmekte olduğunun işareti olarak yorumlamaya çalışmış. Yalnız Kent şehrindeki kadınların onun deneyimine sahip bir erkekle iççamaşırlarını tartışmak isteyip istemeyeceklerinden pek emin olamamış. Bu nedenle nasıl oldu da LinkedIn bu görüşe vardı diye araştırınca her şeyin bir posta koduna dayandığını anlamış. LinkedIn algoritmasını programlayan sistemin Lawson’ın ne köşe yazarlığı, ne de eski hazine bakanlığı iş deneyimini kayda almadığını o zaman farketmiş.  İş tekliflerinin yanısıra LinkedIn, yine posta koduna dayanarak eski hazine bakanına yeni internet arkadaşları tavsiye edip durmuş. İkide birde tanımadığı insanlarla bağlantı kurması için  “davet” emri göndermekle kalmayıp , tanımadığı kimseleri evlilik yıldönümleri, doğum günleri, isim günleri, çocuklarının doğum günlerini kutlaması için “kutla” emri, ayrıca “Dominic, değerli bağlantıları sürdürmek ve işine yarayacak kimselerle bağlantıya devam etmek kariyerinde ilerlemene yardım eder. Tanıdığını düşündüğümüz bu kişilerle hemen bağlan” şeklinde mesajlar göndermiş.  Moda dünyasından tutun da evdeki dolapları düzene sokacak, son modaya göre yenileyecek, ya da sezon için 20 farklı şık kısa şaç stili kesecek uzmanı Bayan Sultan’ı acilen araması gerektiğini vurgulayan uyarılarda bulunmuş. LinkedIn Lawson’a iç çamaşırı satıcılığını önerdiği gibi, uluslararası ilişkiler uzmanı diplomat arkadaşlarına tatil yerlerindeki otellerde yabancı müşterilere yol göstermek için otel kapıcılığı türünden işlerde  yakıştırmış. Derken “Dominic, bazıları senin LinkedIn kimliğini inceliyor!” türünden mesajlarla “acaba birileri beni takip mi ediyor?” kuşkularına sebep olmuş. Ve hatta, “bu kimlik tanımları önemli!” ifadeleriyle onu da başkalarını dikizlemeye yönlendirmiş.  O zaman ortaya çıkmış ki, bu sosyal ağ içindeki çoğu kimlik asla kontrol edilme imkanı olmayan bir yığın abartılı iddialarla dolu. Hatta hatta aralarında Moby adında bir süs balığının da kimliği mevcut. Yazılı özelliklerine bakınca, Lawson, bu süs balığının da Victoria’nın Sırrı şirketinde iç çamaşırı satıcılığında kendisi kadar başarılı olacağı kanısında!

www.sebnemsenyener.com

 

Yazarın Diğer Yazıları

Geçmişte yaşanmayana özlem

Hâlâ Portekizce’den bir türlü başka hiç bir dile tam çevrilemeyen, “saudade"...

Geleceğin hatıratı

"Gazeteler iflas etti, hükümetin propagandacılarıyla dolduruldu, muhabirlik tamamen manen ve malen çökertildi, her şey reklama indirgendi"

Bir intiharın anatomisi: Yollar, köprüler, barajlar, metrolar

Garcia, Peru’da hem büyüyen ekonominin hem de çöken ekonominin mimarı.  Bir zamanlar Peru’nun JFK’si (Kennedy’si) umudu iken sonu tarihe Odebrecht kurbanı lakabıyla yazılan adam.