13 Aralık 2012

Diz boyu ahlaksızlık

Bir kitapta yazıyordu: “dünya adaletsiz bir yer…” Bir haksızlığa uğradığınızı düşünüyorsanız ve öfkelenmişseniz...

Bir kitapta yazıyordu: “dünya adaletsiz bir yer…” Bir haksızlığa uğradığınızı düşünüyorsanız ve öfkelenmişseniz kitap şunu öneriyordu: “kim adaletsizliğe uğramıyor ki? Öfkenizi yatıştırmak için dünyaya bakın; adaletsizliklerle dolu olduğunu göreceksiniz.”

Geçtiğimiz haftalarda, Van’da sınıf öğretmeni Gülşah Aktürk, eski erkek arkadaşı Hakan Başar tarafından öldürüldü.  Sevgilisinden ayrıldıktan sonra bir dram yaşadığı ortaya çıktı: ölümle tehdit mesajları almış, yasal yollara başvurmuş –ki altı ay uzaklaştırma kararı çıkmış-  ve hatta yaşadığı yerden uzaklaşmak için 45 gün psikiyatriden rapor dahi almıştı. Ancak ölüm tehdidi, konulan tedbirlerden daha ağır çıkacaktı…  6 Aralık 2012’de ise ölümü, eski erkek arkadaşının elinden olacaktı.  Valiliğe verdiği dilekçe ise “vasiyet gibi dilekçe” başlığıyla haberlerde yer alacaktı.

Bir başka haber ise aynı günlerde gözüme takıldı. Eski erkek arkadaşından “p…um iç ve intihar et, neden p… um içip intihar etmiyorsun” diyen mesajları alan bir genç kadın mahkemeye başvurmuştu: ki intihar etmek için o maddeyi içtikten sonra midesi yıkanarak kurtulmuştu. Mahkeme, erkek arkadaşının “iyi hali”ni göz önünde tutarak takipsizlik kararı vermişti.

 

'Ahlaksız' kadın kürtaj ve vajina der

 

Toplumsal psikolojiyi egemen ideoloji belirler. Bir kadının çocuk doğurma hakkına karışan bir zihin yapısı, bir milletvekilinin vajina kelimesi kullandığından utandığını belirten bir diğer politikacı; bu toplumsal psikolojinin ana aktörlerinden biridir.

Geçtiğimiz aydan bugünlere gelen iki örnek, kadına yönelik şiddetin iki farklı yönünü gösteriyor. Kadının hali hazırda “ahlaksız” olduğuna dayanan bir erkek egemen kültür içinde var olmanın bedeli: Ya öldürmek ya da ölmesi için zemin hazırlamak.

Bu iki örnek, son dönemlerde karşılaştığımız kadına yönelik şiddet hikâyelerinden bir kaçı. Kadınlar öldürüldü, kadınlar sindirildi. Şiddet hikâyelerinin bu kadar çok artması, çok yakın zamanda adi vakalardan sayılacak.  

Egemenden bireye, bireyden egemene; toplumsal döngünün sonuçlarından biri de bu cinayetler.

İnsanlar yanımızda benzeri dramlar yaşarken; sizler de, bizler de, sayfayı çevirdik ve unutmayı seçtik. Adaletsizliği kabul etmemizi telkin ettiler, biz de sustuk. Zihnimizi taciz ettiklerinde susmayı tercih ettiğimiz gibi.

 

Dava sonuçları

 

Bugün, yani 13 Aralık, Türkiye'nin farklı siyasi konumlarını gösteren davalar için kritik gün. Ergenekon Davası, Pınar Selek Davası. 14 Aralık'ta ise KCK İstanbul Ana Davası görülecek. 

Ergenekon Davası'nda karar duruşması bugün. Açıklanacak karar, Balyoz kararından farklı mı olacak? Verilen siyasi mesajlar ve davanın getirildiği siyasi konum, hukukun çiğneneceği algısını fazlasıyla yaratıyor. 

Bugün yine insanların hakları yenecek ve Türkiye bunun acısını bir kuşak daha çekecek. 

Yazının başında "dünya adaletsiz bir yer" demiştim, dünya öfkeleri damıtıp adalete çevirme yeri olmalı. Alınan karar ne olursa olsun, hukuki sürecin yolları adım adım zorlanmaya devam edilmeli. 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Cumhuriyet’ten um:ag’a

Vakıf kurulduğunda ilk amaç, babamın gazetecilik anlayışını gelecek nesillere yaymak için bir eğitim modeli geliştirmekti.

Uğur Mumcu’nun ardından; dün ve bugün...

Her ırkçı ve şoven duygu, bir başka şoven ve ırkçı düşüncenin düşman kardeşidir

Çünkü yanan bilir

Ülkenin yeniden kendi eski dosyalarını açıp kendi geçmişiyle yüzleşmesi gerekiyor. Bastırılan her olay, misliyle günümüze geri geliyor.