02 Ocak 2018

Yeni yıl eski dünya

Sözde yeni yıla girerken Türkiye’de yeni bir şeyler olacağına inanan var mı?

696 sayılı KHK hakkındaki çatışma bu yıldan neler beklememiz gerektiğini gösteriyor. Sırf hukuk tekniği açısından bakarsak bu metne, muğlak işte...Hukuki metinler önce lâfzına göre yorumlanır. Tarih koymazsan o metne, kalkar bir yargıç beklemediğin (ya da beklediğin) yorumu yapar. O metin kendini devlet yerine koyanlara kalkan olur. Sık sık vurgulandığına göre. direnenleri korumak için yazılmış söz konusu metin. Peki, o zaman, niye direnmek sözcüğü değil de bastırmak sözcüğü kullanılmış. Bu iki fiil arasında hukuken dağlar kadar fark vok mu? Hukuk mantığı açısından, bir suçun işlenmesine direnmek başka, bir suçu bastırmak için suç işlemek başka...Metnin, özellikle bu yazımıyla cezasızlığın kapısı açılmış, hukuk devleti yeni bir yara almıştır. Benim nacizane düşüncem budur.

Biz “Ne olacak bu memleketin hali?” derken İran’ın karıştığı haberleri geldi. Olayların henüz 2009 protestolarının boyutlarında olmadığı söyleniyor ama 12 kişi ölmüş bile...İran’da ne olduğunu öğrenmek, dolayısıyla değerlendirmek pek güç, çünkü haber alıp verme özgürlüğü kısıtlı. Gerçi İran, Suudi Arabistan’a oranla çok daha serbest bir ülke...Ancak, İran’da da dinselci bir baskı düzeni hüküm sürüyor. Rohani, nükleer anlaşmadan sonra olabilecek gelişmeler hakkında, anlaşılan, tutması güç vaatler yapmış. Protesto gösterilerinin Sekizinci İmam Rıza’nın türbesinin olduğu Meşhed’de başlayıp, İmam’ın kız kardeşi Masum Fatma’nın türbesinin şehri Kum’a sıçraması ilginç. Şiilik açısından iki önemli şehirde neden, nasıl bu olaylar meydana geldi? Henüz bilmiyoruz. Olaylar yirmiden fazla şehre yayılmış. Tahran’da henüz geniş çaplı gösterilerin yapılmadığı söyleniyor. Tahran karışırsa İran da iyice karışır. Protestoların ekonomik taleplerle başlayıp rejimi hedef alan sloganlarla sürdüğü anlaşılıyor. Rohani, şimdiye kadar verdiği liberal mesajlar ve umutlarla bu gösterileri sona erdirtmek yükümlülüğü arasında sıkımış durumda. Eminim, birileri, ona, “Tam baskı uygulamaz, gevşek davranırsan, böyle olur” diyordur. Rohanı’yi yumuşak bulan yerleşik düzen güçlerinin gerekli (!) hazırlıklıkları yaptıkları tahmin edilebilir. Ancak, Rehber Hameney henüz konuşmadı. Onun sözü gidişi belirleyecektir.

Bu arada, Trump, gereksiz yere ileri geri konuştu. Böylece, gösterileri dış güçlere bağlayanların ekmeğine yağ sürdü. İsrail de aynı hatayı yaptı. Eminim, protestolar dinmezse şiddetle bastırmaya hazırlanan güçler Suudi Arabistan’dan da bir açıklama gelirse çok memnun olurlar. Bir gösteride polise, av tüfeğiyle de ateş açıldığı haberleri çok tedirgin edici... Bu olay bastırma önlemlerini çabuklaştıracaktır.

Rusya İran’daki düzene sahip çıkmakta gecikmedi. Gelişmeye bütün bölge ölçeğinde bakınca insan sormadan edemiyor: Olaylar durmazsa, İran yeni bir Suriye olabilir mi? Rusya’nın bu soruyu değerlendirdiğini tahmin edebiliriz. Olaylar bastırılsa bile bu soru stratejik düzeyde önemini koruyacaktır.

İran’da olan biten bize hukuk devleti, açık toplum, insan hakları gibi değerlerin önemini, dinselci rejimlerin nelere mal olabildiğini bir kez daha hatırlatmalı. İnsan hakları ve demokrasi rotasında çıkan bir Türkiye’nin nelere sürüklenebileceğini Orta Doğu’da görüyoruz.

Yeni yıla girerken yukarıdaki gelişmeler dikkat çekti. Ancak, bu arada, BM Genel Sekreteri çok önemli bir yeni yıl açıklaması yaptı. Dünya için Kırmızı Alarm ilân etti. BM Genel Sekreteri deneyimli ve gelişmeleri iyi gören bir politikacıdır. Bence uyarı zamanlıdır. Yalnızca ülkemizde, çevremizde değil, dünyada işler ters gidiyor. Yeni bir düzene ihtiyaç var. Tarihte yeni dünya düzenleri hep büyük savaşlardan sonra kurulmuştur. Bu kez nükleer silahlar yüzünden büyük savaş ancak her şeyin sonu olabilir. Dolayısıyle bu kez, savaşmadan, yeni bir dünya kurmak gerekmektedir. Bunu başarabilecek mi eski dünyanın insanları, özellikle liderleri?

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ölüm ana

Yaşamamıza izin veren Ölüm Ana olduğunu düşünüyorlar. Ondan medet umuyorlar. Ölümün yaşamdan güçlü olduğunu görüyorlar. Yılda yirmi, otuz bin cinayetin işlendiği bir ülkede ölüme "insaf et, bizi yaşat" diyorlar. Hayat o kadar ucuz olunca ölüme yakıştırılan güç artıyor. Ölümde ana rahminin, kucağının sıcaklığı aranıyor

Meksika'daki kadın

İnanılır gibi değil ama gerçek! Meksika'nın dini Guadalupe Bakiresi dinidir. Başka bir deyişle, bizim açımızdan önemli olan, Meksika'nın kendine özgü bir hristiyanlık, nerdeyse yeni bir din benimsemesidir. Başat figürü de bir kadındır. İşte maço Meksika! Ey Kibele! Sen nelere kadirsin!

Okuyan kadın

Kadını kitaptan ayıramazsın, yoksa elma boğazına takılır