18 Ekim 2016

Meme kanserinin farkındasınız, peki çelişkinin farkında mısınız?

Gelecek 20 yılda kanser görülme sıklığının %70 artacağı öngörülüyor

Erken tanı konusunda çok müthiş yenilikler kapıda olmakla birlikte,bugünün erken tanı yöntemleri meme kanserinden korunmanın yolu değil. En azından yeni yöntemler yaygınlaşıncaya değin... Ancak, meme kanserinden korunmak için uygulayabileceğimiz önlemler de var. Alacağınız bu önlemlerin yanında pek çok bonusla geleceğini de unutmayın. 

Ekim ayı, tüm dünyada meme kanserine dikkat çekme, farkındalık yaratma ayı. Ülkemizde de meme kanserinde “erken tanı”nın önemini anlatmak için yurtdışında olduğu gibi etkinlikler düzenleniyor. Çok da iyi yapılıyor.

“Erken”i tanımla

Ancak “erken tanı” denilen şey ne yazık ki pek de “erken” değil! Meme kanserinden korunmanın yolu da burada sözü edilen “erken tanı”dangeçmiyor!Çünkü, kansere tanı konulmuyor, kanserin büyümesi ve yayılmasıyla diğer dokularda meydana getirdiği değişikliklere tanı konuluyor. Çelişkiyi fark edebiliyor musunuz?

Problem: Kanser tüm dünyada en önde gelen ölüm nedenlerinden biri ve vakaların yaklaşık yarısına üçüncü veya dördüncü evrede tanı konulabiliyor.

Dünyada her yıl 14 milyon yeni vakaya tanı konuluyor ve bunun 8 milyonu ölümle sonuçlanıyor.

Gelecek 20 yılda kanser görülme sıklığının %70 artacağı öngörülüyor.

Dolayısıyla‘erken’ evrede tanı konulabilmesi, bu tablo karşısında daha da önem kazanıyor.Çünkü gerçekten ‘erken’ tanı, hayatta kalma oranlarınınattırılıp, ölüm oranlarınındüşürülmesi, tam iyileşme ve yaşam süresinin uzaması anlamına geliyor.

İşte buna “Erken Tanı” denir!

Erken tanı konusunda çok yeni ve müthiş bir gelişme var.

Bugünkü tanı koyma yöntemlerimizle tanı konulabilmesi içinkanser oluştuktan sonra ortalama on yıl geçmesi gerekiyor. Oysa ki çoğu tümör, henüz ortada hiç kanser belirtisiyokken, kana DNA’sını saçıyor. Bu DNA’ların tespiti, kanserin dolaylı etkilerinin ölçümünden ziyade, doğrudan kanserin ölçümü anlamına geliyor. İşte buna “erken tanı” denir.

Dolaşımdaki tümör DNA’sının ultra derin sekanslama tekniği ile saptanması, (özellikle belirti vermeyen bireylerde) kanserde erken tanının “Şahı” olma potansiyelini taşıyor.Bu yeni gelişme sayesinde, tümörün henüz hiçbir belirti vermediği bir dönemde, yani kanser olduğunuzu öğreneceğiniz zamandan belki çok uzun bir zaman önce, tamamen tedavi olupiyileşme şansınızın olduğu bir aşamada,“erken tanı” konulabiliyor.

Henüz yaygınlaşmayan ve yaygınlaşmasını heyecanla beklediğimiz bu yeni yönteme dek,hali hazırda kullanılan erken tanı yöntemleri elbette çok değerli!

Peki meme kanserinden nasıl korunabiliriz?

Yazımın başında, “Meme kanserinden korunmanın yolu,erken tanı değil” demiştim. En azından yeni yöntemler yaygınlaşıncaya değin... Ancak, meme kanserinden korunmak için uygulayabileceğimiz önlemler de var. Gelin, biraz bunlara bakalım:

1. Yeşil yapraklı sebzeler ve tüm mantarları düzenli olarak tüketmek:

Yeşil yapraklı sebzeler ve tüm mantarlar, özellikle meme kanserinden korunmak için çok güçlü besinlerdir. Vejetaryen beslenmenin meme kanserinden koruduğunu gösteren kanıt olmamasına rağmen; yeşil yapraklı sebzeler, baklagiller, mantarlar, soğan, çilekgiller (çilek, yaban mersini, böğürtlen, frambuaz, ahududu, frenk üzümü vb), kabuklu kuruyemiş ve çekirdeklerin güçlü bir koruma sağladığı görülüyor. Yanlış anlaşılmasın, sadece et veya yağdan kaçınmanın sonucu olarak korunmuyorsunuz. Yediğiniz yiyeceklerin içerdikleri fitobesinlerin oranları ve çeşitliliğini artırdığınız zaman kansere karşı en güçlü korumayı sağlamış oluyorsunuz 1-5. Meyve ve sebze tüketiminin kansere karşı dramatik bir koruma sağladığı ve kanserden kurtulmuş hastalarda hayatta kalma oranlarını arttırdığı biliniyor 3-4-6-8. Brokoli, karnabahar gibi sebzelerde, kanser hücresinin büyümesini durduran ve östrojenin atılmasını sağlayan güçlü antikanser maddeler bulunuyor 2-9-10. Hergün belli bir miktarda düzenli olarak mantar tüketildiğinde, anti-östrojenik etkiyle tümör hücrelerinin büyümesinin durduğu ve kanser riskinin % 60-70 azaldığı görülüyor 1-5-11. Soğan ve sarımsaktaki organosülfür bileşikleri, kanserojen maddeleri detoksifiye ederek, kanser hücresinin büyümesini aksatarak ve yeni kan damarları oluşmasını, dolayısıyla kanserin beslenmesini engelleyerek kanserden korumaya yardımcı oluyor 12.

2. Hergün keten tohumu ve chia tohumu yemek:

Hem chia tohumu hem de keten tohumu, meme kanseri hücresinin büyümesini anti östrojenik etkiyle engelleyen ‘fitobesin’ler ve ‘lignan’ların zengin kaynaklarıdır 13-14. Meme kanseri tanısı konup ameliyat planlanan kadınlarda yapılan bir çalışmada, kadınların yarısına keten tohumlu, diğer yarısına keten tohumsuz kek veriliyor ve bu kısa zamanda bile keten tohumu tüketen grupta belirgin tümör hücresi ölümü ve çoğalma hızında azalma görülüyor 14.

3. Hayvansal protein tüketimini azaltmak:

Süt ürünleri başta olmak üzere daha fazla miktarda hayvansal protein tüketmek, kanda İnsülin benzeri büyüme faktörü (IGF-1) düzeylerini arttırıyor. Çoğu çalışmada, hayvansal proteinlerin meme kanseri riskini arttırdığı düşünülüyor 15. Aynı şekilde çok miktarda balık tüketiminin de meme kanseri riskini arttırdığı görülüyor 16. Endüstriyel üretim ve tarımda kullanılan dioksin gibi kanserojenler, yağlı dokularda birikiyor. Bu kanserojen maddelerin insan vücuduna başlıca giriş yolunu ise kırmızı ve beyaz et, balık ve süt ürünleri oluşturuyor 17.

4. Kızarmış yiyecekler ve fazla pişmiş etlerden sakınmak:

Tencerede pişirme, buğulama ve buharda pişirme yöntemleri ana pişirme yöntemlerimiz olmalı. Çünkü yüksek ısıda kuru pişirme yöntemleri kanserojen bileşiklerin meydana gelmesine neden oluyor. Örneğin patates kızartıldığında akrilamid, etler kızartıldığında heterosiklik aminler oluşuyor18-20. Tavuğu yüksek ısılarda kızarttığınızda oluşan ve Phip diye adlandırılan heterosiklik amin’in ise özellikle meme için kanserojen olduğu biliniyor 21-23.

5. Yüksek glisemik indeksli işlenmiş karbonhidratlardan kaçınmak:

Yüksek glisemik indeksli beslenme tarzında meme kanseri riski ve tekrarlama olasılığı daha yüksek 24-25 . İnsülin büyümeyi uyaran bir hormon ve yüksek glisemik indeksli işlenmiş karbonhidratlara uzun süre maruz kalmak, kanda sürekli insülin fazlalığına yol açıyor. İnsülin fazlalığı da kanserli hücrelerin büyümesini hızlandırıyor. Beyaz un, beyaz şeker, bal, pekmez, agave şurubu, akçaağaç şurubu ve insülin salgılanmasını uyaran tüm diğer işlenmiş yiyecekler bu nedenle az tüketilmeli 26.

6. Folik asidi vitamin olarak almak yerine yiyeceklerden almak:

Folik asit ile folat aynı şey değildir. Folik asit sentetiktir ve doğal formunda tüm yeşil yapraklı sebzelerde bol miktarda bulunan folat ile aynı değildir. Folik asitle güçlendirilmiş yiyeceklerden de uzak durun. Hamilelik öncesinde kullanılan multivitaminlerde folik asit mutlaka bulunuyor. Diğer vitaminlerde de olabiliyor, alırken bakmayı ihmal etmeyin. Çalışmalar, folik asitin yiyeceklerden alındığında meme kanseri riskini azalttığını, vitamin olarak alındığında ise meme kanseri riskini artırabildiği yönünde ilişkilendirmeler içeriyor27-31.

7. Uygun miktarda D vitamini almak:

D vitamini kanser hücrelerinin çoğalmasını engelliyor ve antiinflamatuar etkileriyle kanserden korunmaya yardım ediyor. Ek olarak özellikle meme kanserinden koruyucu etkileri çalışmalarda yer alıyor32-33. Meme kanseri tanısı konan kadınların üçte ikisinde D vitamini eksikliği görülüyor. D vitamini düzeylerinin yeterli aralıkta tutulması, kanserin tekrarlamasını önlemek için de önem taşıyor33-36. Bazı çalışmalar, D vitamini düzeylerinin çok fazla olmasına karşı da uyarıyor37. Bu nedenle kanda 25(OH)D düzeylerinize baktırmadan D vitamini almayın. 30-45 ng/ml aralığında kalmanızı tavsiye ediyorum.

8. Zayıf ve aktif olmak:

73 adet farklı çalışma, yüksek seviyede fiziksel aktivitenin meme kanseri riskini %25 oranında düşürdüğünü gösteriyor38-39. Sağlıklı kiloyu korumak da çok önemli. Obezite, tek başına meme kanserinin %17’sinin sebebi olarak baş role oturuyor40.

9. Alkolden uzak durmak:

50’nin üzerinde çalışma, meme kanseri riskinin alkol tüketiminden etkilendiğine işaret ediyor. Günde sadece bir kadeh içmenin bile etkisi olduğu görülüyor. İçmeyenlere oranla günde 3-6 adet alkollü içecek tüketen kadınlarda risk %15 artıyor41-42. Meme kanseri geçirip kurtulanlarda haftada 3-4 kez alkollü içki tüketmek, tekrarlama riskini %34 arttırıyor43.

10. Sağlıklı yaşamak, ilaç ve antibiyotikleri gereksiz yere kullanmamak:

Yeme tarzınız bağışıklık sisteminizi doğrudan etkiliyor. Ne kadar az hasta olur, ne kadar az antibiyotik kullanırsanız o kadar iyi. Antibiyotik kullanılan gün sayısı arttıkça meme kanseri riski artıyor44. Sağlıklı yaşayarak tansiyonunuzu ve kolesterolünüzü normal sınırlarda tutarsanız o zaman gereksiz yere ilaç kullanımından kaçınabilirsiniz,  zira tansiyon ve kolesterol ilaçlarını da gereksiz yere kullanmamak gerekiyor45-46-47.


Referanslar:

1.         Shin A, Kim J, Lim SY, et al. Dietary mushroom intake and the risk of breast cancer based on hormone receptor status. Nutr Cancer 2010, 62:476-483.

2.         Higdon J, Delage B, Williams D, Dashwood R. Cruciferous vegetables and human cancer risk: epidemiologic evidence and mechanistic basis. Pharmacol Res 2007, 55:224-236.

3.         Gandini S, Merzenich H, Robertson C, Boyle P. Meta-analysis of studies on breast cancer risk and diet: the role of fruit and vegetable consumption and the intake of associated micronutrients. Eur J Cancer 2000, 36:636-646.

4.         Zhang CX, Ho SC, Chen YM, et al. Greater vegetable and fruit intake is associated with a lower risk of breast cancer among Chinese women. Int J Cancer 2009, 125:181-188.

5.         Zhang M, Huang J, Xie X, Holman CD. Dietary intakes of mushrooms and green tea combine to reduce the risk of breast cancer in Chinese women. Int J Cancer 2009, 124:1404-1408.

6.         Boggs DA, Palmer JR, Wise LA, et al. Fruit and Vegetable Intake in Relation to Risk of Breast Cancer in the Black Women's Health Study. Am J Epidemiol 2010.

7.         McEligot AJ, Largent J, Ziogas A, et al. Dietary fat, fiber, vegetable, and micronutrients are associated with overall survival in postmenopausal women diagnosed with breast cancer. Nutr Cancer 2006, 55:132-140.

8.         Pierce JP, Stefanick ML, Flatt SW, et al. Greater survival after breast cancer in physically active women with high vegetable-fruit intake regardless of obesity. J Clin Oncol 2007, 25:2345-2351.

9.         Watercress may 'turn off' breast cancer signal [http://www.soton.ac.uk/mediacentre/news/2010/sep/10_94.shtml]

10.   Rose P, Huang Q, Ong CN, Whiteman M. Broccoli and watercress suppress matrix metalloproteinase-9 activity and invasiveness of human MDA-MB-231 breast cancer cells. Toxicol Appl Pharmacol 2005, 209:105-113.

11.   Hong SA, Kim K, Nam SJ, et al. A case-control study on the dietary intake of mushrooms and breast cancer risk among Korean women. Int J Cancer 2008, 122:919-923.

12.   Powolny A, Singh S. Multitargeted prevention and therapy of cancer by diallyl trisulfide and related Allium vegetable-derived organosulfur compounds. Cancer Lett 2008, 269:305-314.

13.   Sturgeon SR, Heersink JL, Volpe SL, et al. Effect of dietary flaxseed on serum levels of estrogens and androgens in postmenopausal women. Nutr Cancer 2008, 60:612-618.

14.   Thompson LU, Chen JM, Li T, et al. Dietary flaxseed alters tumor biological markers in postmenopausal breast cancer. Clin Cancer Res 2005, 11:3828-3835.

15.   Key TJ, Appleby PN, Reeves GK, Roddam AW. Insulin-like growth factor 1 (IGF1), IGF binding protein 3 (IGFBP3), and breast cancer risk: pooled individual data analysis of 17 prospective studies. The lancet oncology 2010, 11:530-542.

16.   Stripp C, Overvad K, Christensen J, et al. Fish intake is positively associated with breast cancer incidence rate. J Nutr2003, 133:3664-3669.

17.   U.S. Environmental Protection Agency: Dioxins and Furans [http://www.epa.gov/pbt/pubs/dioxins.htm]

18.   Zheng W, Lee S-A. Well-Done Meat Intake, Heterocyclic Amine Exposure, and Cancer Risk. Nutr Cancer 2009, 61:437-446.

19.   Hogervorst JG, Baars BJ, Schouten LJ, et al. The carcinogenicity of dietary acrylamide intake: a comparative discussion of epidemiological and experimental animal research. Crit Rev Toxicol 2010, 40:485-512.

20.   Pedersen GS, Hogervorst JG, Schouten LJ, et al. Dietary acrylamide intake and estrogen and progesterone receptor-defined postmenopausal breast cancer risk. Breast Cancer Res Treat 2010, 122:199-210.

21.    Fu Z, Deming SL, Fair AM, et al. Well-done meat intake and meat-derived mutagen exposures in relation to breast cancer risk: the Nashville Breast Health Study. Breast Cancer Res Treat 2011.

22.   Lauber SN, Gooderham NJ. The cooked meat-derived mammary carcinogen 2-amino-1-methyl-6-phenylimidazo[4,5-b]pyridine promotes invasive behaviour of breast cancer cells. Toxicology 2011, 279:139-145.

23.   Thomson B. Heterocyclic amine levels in cooked meat and the implication for New Zealanders. Eur J Cancer Prev1999, 8:201-206.

24.   Mullie P, Koechlin A, Boniol M, et al. Relation between Breast Cancer and High Glycemic Index or Glycemic Load: A Meta-analysis of Prospective Cohort Studies. Crit Rev Food Sci Nutr 2016, 56:152-159.

25.   Sieri S, Pala V, Brighenti F, et al. High glycemic diet and breast cancer occurrence in the Italian EPIC cohort.Nutrition, metabolism, and cardiovascular diseases : NMCD 2012.

26.   Vigneri P, Frasca F, Sciacca L, et al. Diabetes and cancer. Endocr Relat Cancer 2009, 16:1103-1123.

27.   Charles D, Ness AR, Campbell D, et al. Taking folate in pregnancy and risk of maternal breast cancer. BMJ 2004,329:1375-1376.

28.   Kim YI. Does a high folate intake increase the risk of breast cancer? Nutr Rev 2006, 64:468-475.

29.   Sellers TA, Grabrick DM, Vierkant RA, et al. Does folate intake decrease risk of postmenopausal breast cancer among women with a family history? Cancer Causes Control 2004, 15:113-120.

30.   Sellers TA, Kushi LH, Cerhan JR, et al. Dietary folate intake, alcohol, and risk of breast cancer in a prospective study of postmenopausal women. Epidemiology 2001, 12:420-428.

31.   Stolzenberg-Solomon RZ, Chang SC, Leitzmann MF, et al. Folate intake, alcohol use, and postmenopausal breast cancer risk in the Prostate, Lung, Colorectal, and Ovarian Cancer Screening Trial. Am J Clin Nutr 2006, 83:895-904.

32.   Krishnan AV, Swami S, Feldman D. The potential therapeutic benefits of vitamin D in the treatment of estrogen receptor positive breast cancer. Steroids 2012, 77:1107-1112.

33.   Rose AA, Elser C, Ennis M, Goodwin PJ. Blood levels of vitamin D and early stage breast cancer prognosis: a systematic review and meta-analysis. Breast Cancer Res Treat 2013, 141:331-339.

34.   Kim Y, Je Y. Vitamin D intake, blood 25(OH)D levels, and breast cancer risk or mortality: a meta-analysis. Br J Cancer2014, 110:2772-2784.

35.   Chen P, Hu P, Xie D, et al. Meta-analysis of vitamin D, calcium and the prevention of breast cancer. Breast Cancer Res Treat 2010, 121:469-477.

36.   Bauer SR, Hankinson SE, Bertone-Johnson ER, Ding EL. Plasma vitamin D levels, menopause, and risk of breast cancer: dose-response meta-analysis of prospective studies. Medicine (Baltimore) 2013, 92:123-131.

37.   Zittermann A, Iodice S, Pilz S, et al. Vitamin D deficiency and mortality risk in the general population: a meta-analysis of prospective cohort studies. Am J Clin Nutr 2012, 95:91-100.

38.   Friedenreich CM. The role of physical activity in breast cancer etiology. Semin Oncol 2010, 37:297-302.

39.   American Institute for Cancer Research: The Exercise Factor [http://www.aicr.org/site/News2?page=NewsArticle&id=7651&news_iv_ctrl=0&abbr=pub_]

40.   American Institute for Cancer Research. New Estimate: Excess Body Fat Alone Causes over 100,000 Cancers in US Each Year [http://www.aicr.org/site/News2/153571380?abbr=pr_&page=NewsArticle&id=17333&news_iv_ctrl=1102]

41.   Chen WY, Rosner B, Hankinson SE, et al. Moderate alcohol consumption during adult life, drinking patterns, and breast cancer risk. JAMA 2011, 306:1884-1890.

42.   Boyle P, Boffetta P. Alcohol consumption and breast cancer risk. Breast Cancer Res 2009, 11 Suppl 3:S3.

43.   Kwan ML: Alcohol consumption and breast cancer recurrence and survival among women with early-stage breast cancer. In San Antonio Breast Cancer Symposium2009.

44.   Velicer CM, Heckbert SR, Lampe JW, et al. Antibiotic use in relation to the risk of breast cancer. JAMA 2004, 291:827-835.

45.   McDougall JA, Malone KE, Daling JR, et al. Long-term statin use and risk of ductal and lobular breast cancer among women 55 to 74 years of age. Cancer Epidemiol Biomarkers Prev 2013, 22:1529-1537.

46.   Li CI, Daling JR, Tang MT, et al. Use of Antihypertensive Medications and Breast Cancer Risk Among Women Aged 55 to 74 Years. JAMA Intern Med 2013.

47.   Largent JA, McEligot AJ, Ziogas A, et al. Hypertension, diuretics and breast cancer risk. J Hum Hypertens 2006, 20:727-732.

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Beyin sağlığı, Omega 3 ve BDNF

Yeterli omega 3 tüketip tüketmediğinizi anlamanızın en iyi yolu omega indeksi’nizi ölçtürmektir

Zombi hücreler

Anti-aging tıbbı daha önce kader kabul ettiğimiz yaşlılığı tedavi edilebilir hastalıklar kategorisine sokmaya başladı ve bu kapsamda hücresel yaşlanma ve oksidasyon dikkat ve tedavi gerektiren bir sorun olarak ele alınıyor. Senolitik tedavi yani yaşlılığı bir hastalık kabul ederek tedavi eden ilaç araştırmaları şu an devam ederken, elimizde henüz tedavide kullanabileceğimiz bir ilaç imkanı sağlamasa da, elimizdeki bilgilerle neler yapabileceğimize odaklanalım

Saatleri ayarlama enstitüsü: Moleküler saatlerinizi nasıl ayarlarsınız?

Bütün bu saat yazısını sadece bilimsel bir meraktan dolayı değil, sağlığımız tüm bu saatleri senkronize tutmamıza bağlı olabileceği için yazıyorum