22 Mart 2014

Hiçbir diyet sağlıklı beslenmenin yerini tutamaz

Diyet nedir?

Değinmiştim en son yazımda: Diyetleri boş verin ..

Bu konuya devam edelim:

Diyet nedir?

Herşeyi ye, azar azar ye midir?

Ara öğün yapmak mıdır?

Alkali sular içerek günü kurtardığına inanmak mıdır?

Yeni çıkan zayıflama cihazları, hapları ve çayları içmek midir?

Moda diyetleri günü gününe takip edip, uygulamak mıdır?

Diyet yapmak çiğ beslenmek veya glutensiz yemek midir?

Hangi diyet bana daha çok uygundur?

Bütün diyetler başarısızlığa mahkum mudur?

Sağlıklı beslenme denilirken kasedilen şey diyet midir?

Sağlıklı beslenme nedir? Neden besleniyoruz ve ne işe yarar?

‘’Zayıf olan her insan sağlıklı besleniyor’’ mudur?

Yüksek proteinli diyetler uzun vadede sağlıklı mıdır?

 

Bilimsel çalışmalar beslenme başta olmak üzere yaşam tarzımızın ve yaptığımız seçimlerin sağlığımız ve iyilik halimiz üzerine etkilerini göstermeye devam ediyor. Özellikle son zamanlarda genetik bilimindeki ilerlemeler, bu çalışmaların moleküler düzeyde, hücresel seviyede nasıl etkili olduğunu gösteriyor. Örneğin kanser vakalarında bile erken dönemde beslenme ve yaşam tarzının değiştirilmesi ile hastalığın ilerlemesinin durduğu ve hatta gerilediği gösterildi. Bu bilimsel çalışmada beslenme ve yaşam tarzının genlerin çalışmasını değiştirerek bunu sağladığını göstermesi bakımından önemli bir çalışmadır. Aynı şekilde bunun meme kanserinde de geçerli olduğu düşünülmektedir.

Her bir insan genetik yapısı açısından tek, biricik ve kendine özeldir. Anne babanıza benzemiş gibi görünsenizde gerçekte genleriniz ikisinin karışımından oluşmaktadır ve tamamen size özeldir. Bazı hastalık risklerini ailemizden almış olabiliriz ancak yaşam tarzımız ile bu hastalık genlerinin aktive olmasını sağlayabileceğimiz gibi uykuda kalmasını da sağlayabiliriz. Bugün tüm kanser vakalarının %80’inin önlenebilir olduğu kabul ediliyor. Kalp damar hastalıkları ve felçler yine önlenebilir hastalıklardır ve insanlığın bir numaralı katilidirler.

Peki diyetler bütün bunların neresinde duruyor? Neden diyetlerin adı yo-yo diyetlere çıktı? Zayıflama denkleminde kayıp parça nedir? Neden bu kadar çok sayıda ve tarzda diyetler var? Sağlıklı beslenme sandığımız şey diyet yapmak mıdır?

Gelin bu sorulara cevap arayalım:

 

Hiçbir diyet, sağlıklı beslenmenin yerini tutamaz

 

Yolumuzu bulmak amacıyla özellikle son zamanlarda beslenme konusunda yapılmış bazı araştırma sonuçlarına bakalım. Beslenme alışkanlıkları ile ilişkilendirilen hastalıklar neler?

Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu

Kanser

Kalp damar hastalıkları oluşumunda hücresel etkiler

Kolorektal kanserler

Kırmızı et ve meme kanseri riski

Kırmızı et ve Tip2 diyabet riski 

Kırmızı et, şeker ve karaciğer kanser riski

Kırmızı et ve ölüm riski 

İşlenmiş etler ve kalp damar hastalığı riski

Yaşam tarzı ve kanser riski

Yüksek şekerli beslenme ve kanser

Kola vb işekerli veya şekersiz içecekler ve diyabet riski 

Besinler, genler: Kanser ve yaşlanma

Vitamin destekleri ve kanser riski

Ara öğün yapmak??

 

Tüm bunlar ve sizi sıkmamak için daha fazlasını buraya yazamadığım binlerce bilimsel çalışmaya bakınca beslenmenin sadece zayıflama anlamına gelmeyip başka bir anlamı olması gerektiğini anlıyorsunuz? Peki diyetler bunu sunuyor mu? Hayır! Zaten vücudun ihtiyacı olan makro ve mikrobesinler varken, yediğini azalt mantığındaki ve herşeyi makrobesin ve kalori olarak  gören geleneksel diyetler vücudun ihtiyaçlarını karşılamak bir kenara daha da fazla arttırıyorlar. hem başarısızlığa mahkumdur. Diyetler insan sağlığı düşünülerek ve gözetilerek dizayn edilmemiştir ve buna yüksek hayvansal protein ve düşük karbonhidratlı diyetler de dahildir. Ufak tefek bazı doğruları söylemeleri tamamen doğru oldukları anlamına gelmiyor. Bu nedenle kaliteli bir diyet veya beslenme (ikisini aynı anlamda kullanıyorum, zira doğru beslenme doğal olarak zayıflatır ve zayıf kalmanızı garantiler) nasıl olmalıdır bakalım:

İdeal diyet:

1) Vücudun sadece makrobesin (Protein, karbonhidrat ve yağ) ihtiyacını değil, aynı zamanda mikrobesin (vitamin, mineral, antioksidan, fitokimyasal) ihtiyacını da karşılamalıdır. Çünkü mikrobesin açığı veren bir beslenmenin kesinlikle sağlık üzerinde bedelleri vardır.

2) Vücudun ihtiyaçları karşılanırken zahmetsizce ideal kiloyu sağlamalıdır. Kilo alma riski olmadan karnı doyurmalı ve tekrar kilo alma riski olmamalıdır.

3) Yatkınlığımız olan hastalıklardan korumalıdır.

4) Yaşam tarzı seçimlerine bağlı hastalıklardan korumalıdır.

5) Yiyecek bağımlılıkları ile mücadele etmelidir.

6) Aç bırakmamalıdır.

7)Yaşam kalitesini arttırmalıdır.

8) Ömrü uzatmalıdır.

9) Ara öğün olmamalıdır (hızlı yaşlanmak istemiyorsak..)

10) İeri yaşlarda acı ve ilaçlarla yaşamaktan korumalıdır.

11) Kalp hastalığı, diyabet, hipertansiyon gibi hastalıklardan korumalı ve hatta kurtarmalıdır.

12) Çocuklarınızı gelecekte obezite ve kronik hastalıklardan korumalıdır.

 

Bir diyetin kalitesini belirleyen kriterlerden en önemlisi kalori başına düşen maksimum besin yoğunluğu olup Hayat Diyeti bu şekilde oluşmaktadır ve ideal bir diyetten beklenen herşeyi sunmaktadır.

Özetleyecek olursak, diyet veya beslenme sadece zayıflama anlamına gelmemelidir. Hastalıklar bir anda ortaya çıkmaz. Kanserler tanı konmadan 10-15 yıl önce hücresel düzeyde başlar. (Hiroşima’da radyasyona maruz kalındıktan 10-15 yıl sonra kanser vakaları artmıştı). Dolayısıyla beslenmeniz bugün genlerinizde ufak ufak değişiklikler yapıyor ve hastalık yapıcı genlerinizin mi, hastalıktan koruyanların mı harekete geçtiğini bugün yediğiniz yiyecekler, egzersiz yapıp yapmadığınız, zararlı olanları ne miktar ve sıklıkta tükettiğiniz belirliyor. Zayıflamayı değil, size hayat boyu maksimum sağlık ve ideal kilo sunacak hayat boyu rahatça yapabileceğiniz Hayat Diyeti’ni tercih etmelisiniz.

Siz nasıl bir gelecek tercih ediyorsunuz???

Tesadifi sağlık yoktur. Sağlıklı yaşayın!

Yazarın Diğer Yazıları

Beyin sağlığı, Omega 3 ve BDNF

Yeterli omega 3 tüketip tüketmediğinizi anlamanızın en iyi yolu omega indeksi’nizi ölçtürmektir

Zombi hücreler

Anti-aging tıbbı daha önce kader kabul ettiğimiz yaşlılığı tedavi edilebilir hastalıklar kategorisine sokmaya başladı ve bu kapsamda hücresel yaşlanma ve oksidasyon dikkat ve tedavi gerektiren bir sorun olarak ele alınıyor. Senolitik tedavi yani yaşlılığı bir hastalık kabul ederek tedavi eden ilaç araştırmaları şu an devam ederken, elimizde henüz tedavide kullanabileceğimiz bir ilaç imkanı sağlamasa da, elimizdeki bilgilerle neler yapabileceğimize odaklanalım

Saatleri ayarlama enstitüsü: Moleküler saatlerinizi nasıl ayarlarsınız?

Bütün bu saat yazısını sadece bilimsel bir meraktan dolayı değil, sağlığımız tüm bu saatleri senkronize tutmamıza bağlı olabileceği için yazıyorum