08 Kasım 2014

Dünya vegan ayı

Dünyayı kurtarmaya var mısınız? O halde bu ay bir ay veya en azından 1 hafta vegan beslenmenizi önereceğim

Dünyayı kurtarmaya var mısınız? O halde bu ay bir ay veya en azından 1 hafta vegan beslenmenizi önereceğim. Evet dünyayı kurtaracak şey vegan olmak ve bir ben mi kaldım, ben tek başıma şu koca dünyada neyi değiştirebilirim diye düşünüyorsanız böyle düşünmekten vazgeçin.  Bir kum tanesi bile dünyayı değiştirebilir. Kendinizi küçümsemekten vazgeçtiyseniz şimdi dünyayı nasıl kurtabileceğimizi anlatacağım.

Bir hekim olarak sağlıklı yaşamaya devam etmek için bitki temelli bir beslenme tercih ediyorum ve sağlıklı bir yaşam tarzı değişikliği yapmak isteyen ve sağlığını koruyarak hatta geri kazanarak kilo vermek isteyenlere de bu tarzı öneriyorum. Dünyada en uzun yaşayan Okinawa’ları duymuşsunuzdur. Neden uzun yaşadıklarına gelince Dünya’da kanser oranının bariz şekilde en düşük olduğu yer Okinawa’dır. Muhtemelen bu bir tesadüf değil. Okinawa’lılar soğan, sarımsak, brokoli, yeşil yapraklı sebzeler dahil olmak üzere her gün 7-8 porsiyon sebze, 2 porsiyon meyve, soya ve deniz ürünleri gibi yağsız protein kaynakları, neredeyse hiç kırmızı et ve kesinlikle süt ürünü olmayan bir beslenme tarzı ile besleniyorlar. Antiinflamatuar etkisi çok sayıda bilimsel çalışma ile gösterilmiş olan zerdeçal (turmerik) içeren köri’yi çok bol miktarda kullanıyorlar.

Şimdi vegan olmanın sizin sağlığınız için çok iyi olduğunu söylemekle yetineceğim, fakat daha pek çok yararı olduğunu bilmeniz için bu örneği vermekle yetiniyorum. Bu yazımda vegan olmanın dünya sağlığına olan etkilerini anlatmak istiyorum.

Et ve diğer hayvansal yiyeceklerin üretimi esnasında dünya ağır zarar görüyor.  Oxford üniversitesinde yapılan bir çalışmaya göre (1) et ve hayvansal temelli bir beslenme, bitki temelli beslenmeye göre iki katı daha fazla emisyona diğer bir deyişle küresel ısınmaya  neden oluyor. Bu nasıl oluyor derseniz; hayvanları beslemek için gereken tahıl ve su tüketimi, tahıl üretmek için ormansızlaştırma ve bunun sonucunda varlığı tehlike altına giren türler nedeniyle ekosistemin zarar görmesi ve canlı hayvan çiftlikleri nedeniyle küresel ısınma dünyayı yok etmeye doğru tam gaz ilerliyor. Dünya şu anda bile alarm veriyor, siz birde dünyanın bu artış hızıyla 2050 yılında bugünkü ‘nün 3 katına yani 21 milyar nüfusa ulaştığı zaman neler olabileceğini düşünün. Bu kadar insanın nasıl doyurulacağı bizim ülke gündemimizi oluşturmuyor ama aslında petrol ve su kaynaklarına ulaşmak ve kontrol etmek için çıkan savaşları düşünürseniz, yakın gelecekte insanların yiyecek için de neler yapabileceklerini tahmin etmeyi size bırakıyorum. İnsanların yakın gelecekte vegan beslenmek zorunda kalacak, hatta Mars’ta koloni kurulsa bile.. çünkü bu kadar çok insanın hayvansal yiyecek yemeye devam etmesi mümkün değil. (2)

Bu sabah bir gecede 6000 zeytin ağacının kesildiği haberi ile uyandım ve bu yazıyı yazmanın ne kadar hayati olduğunu düşündüm. Sadece bugünü yaşıyoruz. dünyaya çok kötü davranıyoruz ve aritmetik hızla çoğalırken bunun sonsuza kadar devam edeceği rüyasını görüyoruz. Yakın gelecekte ne imara açmak için, ne hayvansal yiyeceklerin üretimi için çevreye ama aslında dünyaya verdiğimiz bu zararları telafi etmek için yeterli zamanımız olmayacak. Korkunç bir kabusa uyanacağız ve her şey için çok geç olacak. Ülke gündemimiz ve ülkemizin gelecekle ilgili politik çıkarları ve kararları içerisinde dünyayı korumaya yönelik tek bir şeyden bile bahsedilmiyor. Sağlıklı beslenme konusundaki en popüler diyetler düşük karbonhidratlı ve yüksek hayvansal yiyecek tüketimini öneriyor. Tek derdimiz ne pahasına olursa olsun, bitmeyen kilo sorunumuzu sonsuz hale getirecek şekilde yemeye devam etmek için kendimizi haklı çıkarmaya çalışmak ve dünyanın kaynaklarını oburca sömürmeye devam etmek . Bu arada en iyi eğitimi alması için uğraştığımız çocuklarımıza nasıl bir dünya bırakıyoruz, bunu düşünmek aklımıza bile gelmiyor. 3.dünya ülkelerinde açlık diye bir sorun var. gelişmiş ülkelerde de diyabet, kalp damar hastalıkları, kanser ve obezite sorunu var. Ve vegan olmak bu iki sorunu da çözüyor ama bunu düşünmek istemiyoruz.

Ayrıca uzun bir süreden beri aynı nedenlerle etsiz pazartesi diye bir sivil hareket var. sadece bir gün bile et yememek dünyayı rahatlatıyor. (3)

Bir gün vegan olmak zorunda kalmadan ve dünyayı kurtarmak için geri dönülmez noktaya gelmeden (evet sonsuz zamanımız yok ve dönüş yapabilmek için yakın bir gün çok geç olacak ve son çıkışı kaçırmış olabiliriz) şimdi bir adım atın. Aynı sebeplerle vejetaryen olmak da maalesef yetmiyor. Bir aylığına veya bir haftalığına vegan olun. Vegan olmanın sağlık zararları hakkında doktorların uyarılarını biliyorum merak etmeyin ama nasıl sağlıklı vegan olunur bunu bir sonraki yazımda anlatacağım. Bu ayın sonunda vegan olmanıza gerek yok ama et ve süt ürünlerini azaltarak, nasıl şahane yemekler yiyebileceğinizi keşfetmeniz mümkün, bunu anlamış olacağınızı umuyorum. Örnek olarak Jamie Oliver bile bu aya özel tarifler veriyor, bir bakmanızı öneririm.

Hayvansal yiyecekleri daha az tüketerek dünyayı korumaya yardım etmeniz mümkün. Hayvanları sevdiğiniz için değil, dünyayı sevdiğiniz için ve kurtarmak için sorumluluk almak için bu ay vegan beslenmeyi deneyin.


Kaynaklar:

1. Dietary greenhouse gas emissions of meat-eaters, fish-eaters, vegetarians and vegans in the UK, Climatic Change, July 2014, Volume 125, Issue 2, pp 179-192

2. Her gün ve diğer günlerde de sebze yemek için başka sebepler

3. Meatless Monday

4. Jamie Oliver

Yazarın Diğer Yazıları

Beyin sağlığı, Omega 3 ve BDNF

Yeterli omega 3 tüketip tüketmediğinizi anlamanızın en iyi yolu omega indeksi’nizi ölçtürmektir

Zombi hücreler

Anti-aging tıbbı daha önce kader kabul ettiğimiz yaşlılığı tedavi edilebilir hastalıklar kategorisine sokmaya başladı ve bu kapsamda hücresel yaşlanma ve oksidasyon dikkat ve tedavi gerektiren bir sorun olarak ele alınıyor. Senolitik tedavi yani yaşlılığı bir hastalık kabul ederek tedavi eden ilaç araştırmaları şu an devam ederken, elimizde henüz tedavide kullanabileceğimiz bir ilaç imkanı sağlamasa da, elimizdeki bilgilerle neler yapabileceğimize odaklanalım

Saatleri ayarlama enstitüsü: Moleküler saatlerinizi nasıl ayarlarsınız?

Bütün bu saat yazısını sadece bilimsel bir meraktan dolayı değil, sağlığımız tüm bu saatleri senkronize tutmamıza bağlı olabileceği için yazıyorum