15 Eylül 2014

Ağustos İşçi Mezarlığı'ndan...

Benim adım Zafer Açıkgözoğlu. Ben mesela lağımlarınızı temizlerken öldüm. İstemediğim halde beni zorla lağıma indirdiler. Virüs kaptım. Yavaş yavaş ölüme gittim. 26 yaşındaydım.

Bizi her ay her gün öldürüyorlar. Tek tek buradaki mezar sayısını saymakla uğraşmayın. Söyleyeyim. Ağustos Mezarlığında 158 mezar taşı var. Bizi çalışırken katlettiler. 10’umuz çocuktuk.

48’imiz servis kazalarında, 27’miz ezilerek, 26’ımız elektrik çarpması sonucu, 22’imiz de düşerek can verdik. İçimizde kadın ve göçmenler de var. Bizi 2014 Yılı İşçi Mezarlığındaki katledilen 1270 işçinin yanına, Ağustos Mezarlığına gömdüler. 

Farklı farklı yerlerde çalışıyorduk. Benim adım Zafer Açıkgözoğlu. Ben mesela lağımlarınızı temizlerken öldüm. İstemediğim halde beni zorla lağıma indirdiler. Virüs kaptım. Yavaş yavaş ölüme gittim. 26 yaşındaydım.

Hemen yanıma gömülü küçük ceset Seda Nur Tatar. 13 yaşındaydı. Evinden çok uzakta Samsun Alaçamda mevsimlik tarım işçisi olarak çalışırken öldü. Gözleri ve elleri yanarak her gün acı biberler topluyordu. Elleri hala yanmakta…

Seda Nur’un yanındaki mezarda Mahmud Ahmedî yatıyor. Mahmud bu ülkede yitip giden Suriyelilerden sadece biri. Mardin’de çalıştığı inşaatta üzerine yük asansörü düştü, feci şekilde can verdi. Yitik ülkesindeki sevdiklerine bırakacağı bir resmi bile yok.

Köşedeki çay kokulu mezar Rizeli bir işçi, Ali Havuz’un mezarı. Kereste atölyesinde çalıştığı esnada üzerine kütükler düştü, öldü. Arkasında babasız çocuklar bırakarak.

Şu en küçük mezar ise küçük Çetin’in. 10 yaşındaydı. Adana’da tarlaya çalışmaya giderken sulama kanalına düştü.

Çetin gibi küçük cesetlerin çoğunluğu mevsimlik tarım işçisi Kürt çocuklar. Küçük parmakların pamuğu ve fındığı daha iyi topladığına inanıyor başlarındaki çavuşlar!

Burada rengimiz bir! Hepimiz bu ülkenin “kalkınması” “büyümesi” adına gözden çıkarılan “siyahlarız”. Sürekli övündüğünüz Avrupa’nın 7. büyük ekonominiz bizim sırtımızdan yürüyor. Benim bedenim, benim hayatım üzerinden “büyüyorsunuz”.

Bizler ekmek bulduk derken canımızdan olduk!

Bir ayda birimizi ikimizi değil, 158’imizi katlettiler. Ama duydum ki ülkede hayat devam etmiş, başka işçilerin sırtından yeni rezidanslar, AVM’ler, otobanlar, fabrikalar, madenler yükselmiş. O çok sevdiğiniz bayraklar bizler için yarıya inmemiş!

Şimdi okurken üzülmeyin! Biliyorum 2 gün ağlayıp 3. gün bizi unutacaksınız!

Yazarın Diğer Yazıları

KHK ve OHAL mağdurları anlatıyorlar

Yanımızdaki KHK/OHAL mağdurlarını dışlamayarak, bu karanlık günlerde onlarla dayanışarak ilk gül tohumlarını toprağa atabiliriz

Bextreş Nezarethanesi

Bir kez daha anladım ki yıkım ve savaşın tarihini yazanlara inat, bizler de dayanışmanın ve mücadelenin tarihini yazıyoruz...

Enfâl'in ruhu şimdi Afrin'de

Siz kirlisiniz biliyoruz ama hiç değilse yüzyıldır barışın adı olan zeytinin adını da kirletmeyin!