13 Nisan 2012

Türkler 13. Cuma’yı neden dert etmemeli?

Aslında bu yazıyı burada kesip gitmek lazım ki, iyice ödünüz patlasın...

 

Evet, Bugün 13. Cuma.

Aslında bu yazıyı burada kesip gitmek lazım ki, iyice ödünüz patlasın. 

Ama gönlüm elvermez. Hem madem bütün gün sosyal medyada bugünün o gün olduğuna dair “13. Cumaaeee” diye dumur güncellemeleri yapılacak, ben de köşemi konuyla ilgili yaptığım büyük bir keşifle güncellemek, korkularınızı yenmenize yardımcı olmak isterim.

Efendim ben bu 13. Cuma hadisesini tam anlayamadığım için kendisinden korkmaya pek fırsatım kalmıyordu.

Yani biraz içim ürperiyordu, oturup tırnaklarımı yiyordum evet, çantamda her ihtimale karşı sivri cisimler taşıyıp yanıma yaklaşanları tehdit ediyordum, o küçükken izlediğim korkunç filmi hatırlayıp gözlerimi kapatıp manyak gibi “Anneeeeeee” diye biraz bağırıyordum, doğru, ama bir yandan da düşünmeden edemiyordum:

Bir kere ayın on üçü ve günlerden Cuma. Yani bugün on üçüncü Cuma değil. Eğer on üçüncü Cuma’dan cidden korkmamız gerekiyorsa, “Nereden itibaren on üçüncü?” diye de sorarlar adama.

Bahsedilen gün yılın başından itibaren on üçüncü Cuma ise, o gün 30 Mart’tı arkadaşım. 30 Mart’tan korkmamız gerekirdi. Geçti. Rahatlayalım.

Ha, bana derseniz ki, “Bu senin koca kafanın karışıklığı yanlış bir çeviri hadisesinden kaynaklanmaktadır, ‘Friday the 13th’in Türkçe’ye çevirisi böyle yapılmıştır, çok takma sen,” Ben de size derim ki, “Araştırdım, hep Hristiyanlıkla ilgili bu batıl inanç. Sana ne oluyor da ay ay vay vay diye bağırıyorsun?”

İşte böyle bazı konulara saçmasapan çıldırdığım günlerde hep yaptığım gibi, yine kendimi o konuyu derinlemesine araştırmaya verince karşılaştığım gerçek, konuyu bizim için tamamen kapatmaya yeter de artar bile sevgili okurlar.

Görünen o ki, bizim bir gün bu tartışmayı yaşayacağımızı tahmin eden Amerikalılar, olayı sadece Türkler’in anlayabileceği bir kodlamayla süsleyerek bize yardımcı olmaya çalışmışlar:

13. Cuma korkusuna “Triskaidekaphobia” deniyor.

Bu kelimenin kökeni, çok açık ki, “Tırışka.”

Hatta kelimeyi tam okumaya kalkarsanız, bir Trakyalı’nın size “Tırışkada kafa bie ya!” diye bağırmasının kulağa tam olarak böyle geldiğini siz de görebilirsiniz.

Gözünü sevdiğimin Amerikalıları... Hep bizi düşünüyorlar. Dünyada herkes 13. Cuma’dan korkmaya devam etse, biz Türkler’in kakır kakır gülmesi lazım.

“Tırışkada kafa bie ya!” nidasında bir fobiye sahip olan biri olmak istemiyorsanız, bu mis gibi Cuma gününden korkmayın, bütün gün bizimle komik videolar, efendim tren istasyonunda herkesin birden dans etmeye başladığı reklamlar, yavru hayvan fotoğrafları, karikatürler paylaşmaya devam edin. Ciddi diyorum.

Sonra efendim akşam arkadaşlarınızla buluşun, anti-sosyal olanlarınız eve gidip dizi izleyin, puzzle yapın, bir Norah Jones koyun, bir kırmızı şarap açın... (Hahahha hiç güleceğim yoktu.)

Alternatif Son1: Bu sene yaz gelmeyecekmiş. Öyle duydum. Çantanızda sivri cisim olarak şemsiye taşımakta fayda var.

Alternatif Son2: Norah Jones’unu koyup şarabını açanların sivri cisimle kapısındayım.

Alternatif son3: “Tırışkada kafa bie ya!”yı Ata Demirer’in sesiyle okuyanlar elime mum diksin.

Yazarın Diğer Yazıları

Aşkım, Nur'um, Yengi'm

Gelişmiş bir deliydi bu, bana sorarsanız. 30 yaşlarında -veya 20’dir belki...

Bir şey soracağım, sen ağladın mı?

Canı istemeyen erişkin insanlar bilsinler ki son fırsat, çıksınlar sinema salonundan...

Hişt, beyaz yaka, bak bu da bizim en uzun gün

Yanağım sarkmasın diye sırt üstü uyumaya çalıştığım bir gecenin sabahıydı. Dolayısıyla firavun gibi altın sarısı ve elimde mızrakla gözlerimi açtım.