26 Mayıs 2018

Washington'da bir kifayetsiz muhteris

Bu günlerde dünya, tek süper devletli düzenden süper devletsiz düzene geçiyor

Meydana gelirken büyük değişiklikleri fark etmek zordur.

Sovyetler Birliği 1991’de lağvedilince dünya, iki süper devletli düzenden tek süper devletli düzene geçti.

Amerika, muzaffer olmuştu. Demokrasi ve kapitalizmin sonsuza kadar sürecek olan hükümranlığı başladı sanıldı. O kadar ki, Amerikalı akademisyen Francis Fukuyama “tarihin sonu geldi” öngörüsünde bulundu.

Bu günlerde dünya, tek süper devletli düzenden süper devletsiz düzene geçiyor.

Washington’da, başkanlık koltuğunda bir “aptal” oturuyor. Bu tarif benim değil, Donald Trump’ın birkaç ay önce Dışişleri Bakanlığı’ndan kovduğu Rex Tillerson’a aittir.

Trump, aptal olmak dışında yalancıdır, ahlâksızdır, bayağıdır ve muhtemelen seçim kampanyası sırasında Rusya dahil, yabancı devletlerden yardım almıştır.

Suçlarından bir başkası, dış politika konularında cahil olması, Amerika’nın istediği her politikayı dikte edebilecek güce sahip olduğu inancını taşımasıdır.

Trump, bir yıl kadar kısa sürede Amerika’nın prestijini yerle bir etti ve inşa edilmesi on yıllar süren dostlukları ve anlaşmaları sabote etti.

Trump, 
aptal 
olmak 
dışında yalancıdır, ahlâksızdır, bayağıdır

Dünya, onu ve Amerika’yı küçümseyen bakışlarla izliyor.

Kendisi alay konusu olan bir soytarı idi, Amerika’yı da soytarı etti.

Trump’ın en son numarası, İran’ın ambargoların kalkması karşılığında nükleer silah geliştirmekten vazgeçmesini sağlayan anlaşmayı feshetmesidir.

Ardından, İran’a ellerini havaya kaldırıp teslim olması anlamına gelen bir dizi şart ileri sürdü. Yerine getirmezlerse İranlıları “tarihin gördüğü en ağır yaptırımlarla karşı karşıya bırakmakla” tehdit etti.

Bu yaptırımlar, Washington’u dinlemeyip İran’la ticari ilişkilerini süren şirketlere de uygulanacaktı..

Anlaşmanın feshine sadece İran karşı çıkmadı. Avrupa Birliği üyeleri, Rusya ve Çin de İran’ın yanında durdular. Amerika’ya İsrail ve Suudi Arabistan’dan başka arka çıkan olmadı.

İran, pek tabii, Amerika’nın ültimatomuna kulak asmayacak.

O zaman ne olacak?

Tahminim şudur:

·    Büyük bir olasılıkla Avrupa Birliği ülkeleri ve hatta Rusya, uzun süre İran’ın yanında durmayacak. Amerika ile olan ticari ilişkilerini tehlikeye atmamak ve yaptırımlara hedef olmamak için metazori yanına geçecekler.

·    İran nükleer silah programına geri dönecek.

·    Amerika, Irak’a yaptığının bir benzerini İran’a yapmaya kalkışacak.

·    Şimdi Suriye’de su altında yaşanan Sünni-Şii savaşı Orta Doğu’ya, özellikle Şiilerin güçlü olduğu Lübnan ve Yemen’e yayılacak.

·    Zaten siyasi ve ekonomik olarak sallantıda olan Türkiye bu gelişmelerden en çok zarar gören ülkelerden biri olacak.

Bu 
günlerde dünya, 
tek süper devletli düzenden süper 
devletsiz düzene 
geçiyor.

Amerika, Irak’ta (ve Afganistan’da ve Suriye’de) yapmayı beceremediğini İran’da da beceremeyecek.

Ama bu olasılık Trump’ı durdurmayacak.

Çünkü kifayetsiz muhterislerin en önemli özelliği, her şeye muktedir olduklarını sanmaktır.

Trump, Amerika’nın dünya liderliğine son verecek ve Çin’in yükselişine yardım edecek.

Keşke Fukuyama haklı olsaydı ve tarihin sonuna gelmiş olsaydık.

Yazarın Diğer Yazıları

Ağustos böceklerini güldürdüm

Bağırıyorum ama beni bahçede bağırışan ağustos böceklerinden başka duyan yok

Karar ver KKTC kardeş, açılıyor musun açılmıyor musun?

KKTC hükûmeti ise ülke turist akınına uğrayacakmış gibi davranıyor ve herkes için –ziyaretçiler, oteller ve uçak şirketleri– hayatı kolaylaştıracağına zorlaştırıyor