17 Eylül 2016

Atatürk'ü unutanların unuttukları

Atatürk, Türkiye’ye atlet elbisesi giydirip medeniyet yarışına soktu...

Osmanlı kitapsız ve hukuksuz bir devletti.

Tarihi boyunca güçlü yasalara ve mahkemelere sahip olmadı.

Yirminci yüzyılın başında okuma yazma oranı yüzde üç civarındaydı.

Zorunlu eğitim, Almanya’da 16’ıncı yüzyılda başladı.

Wuerttemberg Dukalığı 1559’da erkekler için zorunlu eğitim getirdi (Kanuni’nin sağlığında).

Bir başka Alman dukalığı olan Palatinate-Zweibrücken 1592’de eğitimi erkekler ve kızlar için zorunlu yaptı. Onları 1598’de Strasbourg izledi.

Türkiye’de sekiz yıllık zorunlu ve kesintisiz eğitimin ilk adımı 1938’de atıldı.

Wuerttemberg Dukalığı'ndan neredeyse dört yüz yıl sonra.

Atatürk, Türkiye’yi gerilik yolundan çevirdi.

Türk Dil Kurumu’nun kuruluşu, dünya klasiklerini Türkçe'ye çevirme programı, ilk Türk ansiklopedisinin yazılmaya başlanması, cumhuriyetin ilk döneminde oldu.

Medeni hukuk, ceza hukuku, borçlar hukuku, ticaret hukuku, modern mahkemeler, yargıç yetiştirmek için fakülteler de Mustafa Kemal ve arkadaşlarının işidir.

Atatürk, Türkiye’yi gerilik yolundan çevirdi.

Aklınıza gelebilecek her konuda Avrupa ve Amerika’nın gerisinde olan Türkiye’ye atlet elbisesi giydirip medeniyet yarışına soktu.

Ne yazık ki reform kazanının altındaki ateş çabuk söndü. Atatürk’ün en yakınındakiler, daha o hayatta iken üzerine su dökmeye başladılar o ateşin.

Kuzey yarım küredeki en cahil insanlar olan Türkleri eğitme projesi yürümedi. Halkevlerini kapattılar, klasik eserleri çevirme projesini sonlandırdılar, ansiklopedi yazma girişimleri çöpe atıldı.

Yağlı sakallarını sıvazlayarak sahte Müslümanlar loşluklardan baş köşeye doğru yürümeye başladılar.

UNESCO’ya göre Türkiye’de, çoğu da kız çocuğu olmak üzere, yedi milyondan fazla kişi okuma-yazma bilmiyor.

Cumhuriyeti kuranların ideallerine ihanet, Türkiye’yi AKP ve Erdoğan’a kadar getirdi.

Türkiye yirminci yüzyılın başında olduğu gibi büyük bir tehlikenin eşiğindedir.

Osmanlı'yı dış baskılar çökertmişti. Bu defa değişik, iç baskıların getirdiği bir çöküntüye doğru gidilmekte. Buna bir ülkenin intiharı da denebilir.

 2 Temmuz 1933: Atatürk, İstanbul Üniversitesi ziyaretinde öğrenciler arasında

Atatürk dini arka plana itmiş, tarikatları kapatmış, laikliği getirmişti.

Erdoğan, laikliği arka plana itip dini ve tarikatları getirdi ve Türkiye’ye Fethullah’ı tattırdı.

Atatürk Türkiye’nin  yüzünü batıya çevirmişti.

Erdoğan bu yüzü çöllerin, gericiliğin, gaddarlığın ve despotluğun cenneti olan Orta Doğu’ya döndürdü.

Atatürk Türkiye’nin mevcut sınırları ile yetinme, Orta Doğu’da tarafsızlık politikasını getirmişti.

Mustafa Kemal olmasaydı Türkiye bugün bir Mısır veya Suudi Arabistan, hatta Pakistan veya Afganistan olabilirdi. O gün için atlatılan o tehlike yeniden gündeme geldi.

Erdoğan Müslüman ülkelerin liderliğine soyundu, askeri Suriye’ye soktu, dünyayı TC’ye düşman etti.

Atatürk hukuk devletinin temellerini attı.

Erdoğan’ın Türkiye’si, 2015 Hukuk Devleti Endeksi'nde en alt sıralardaki ülkelerin arasındadır. (http://data.worldjusticeproject.org) Puanı Burkina Faso, Bangladeş ve Etiyopya ile neredeyse aynı düzeydedir.

                                         *

Mustafa Kemal olmasaydı Türkiye bugün bir Mısır veya Suudi Arabistan, hatta Pakistan veya Afganistan olabilirdi.

O gün için atlatılan o tehlike yeniden gündeme geldi.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ağustos böceklerini güldürdüm

Bağırıyorum ama beni bahçede bağırışan ağustos böceklerinden başka duyan yok

Karar ver KKTC kardeş, açılıyor musun açılmıyor musun?

KKTC hükûmeti ise ülke turist akınına uğrayacakmış gibi davranıyor ve herkes için –ziyaretçiler, oteller ve uçak şirketleri– hayatı kolaylaştıracağına zorlaştırıyor