20 Aralık 2015

Çatışmaların stratejik düğüm noktası: Cizre

Hayatın her açıdan ‘anormalleştiği’ Cizre’de, asıl acıyı ilçedeki sivil vatandaşlar çekiyor

14 Kasım’dan bu yana 30 yıllık terör-terörle mücadele tarihinde ilk kez güvenlik güçleri ile PKK arasındaki çatışma dinamiği aynı anda beş farklı kent merkezinde, eş güdümlü ve eş zamanlı, güvenli güçleri boyutunda polis ve askerin, PKK boyutunda ‘kadrolu’ ve ‘kazara’ teröristlerin (militanların) müşterek katıldığı bir ‘kent savaşı’ şeklinde sürüyor.

Yaşanan çatışmaların stratejik düğüm noktası 122 bin nüfuslu olan ama çatışmalar nedeniyle neredeyse nüfusunun yarıdan fazlasının göç ettiği Cizre. Bu yazıda Cizre’de yaşanan çatışmaların kamuoyu tarafından daha net anlaşılabilmesi için objektif ve teknik bir analizini sunmaya çalışacağım. Çünkü önümüzdeki 4-5 gün Cizre için çok kritik..

 

Cizre niçin önemli?

 

Jeostratejik açıdan Cizre, Türkiye, Suriye ve Irak sınırlarının kesişim noktasında. Ayrıca Cizre, Şırnak, Siirt’ten başlayan Hakkari’ye kadar uzanan Botan bölgesinin güneybatı kapısı olan Kasrik Boğazı’na hakim. Habur sınır kapısına ve Kuzey Irak’a giden Tarihi İpek yolunun üzerinde olan ve Dicle Nehri’nin içinden geçtiği Cizre bölgesindeki tüm yollar için en önemli kavşak noktası. Kuzeyinde Gabar Kuzey Doğusunda Cudi’ye yaslanan Cizre ‘dağın’ düz ovaya oradan da Türkiye’ye açılan kapısı.

Demografik açıdan nüfusunun yarıdan fazlası genç, ortalama yaşın 19 olduğu Cizre’de tam bir genç patlaması yaşanıyor. Ekonomik açıdan Cizre’de nitelikli genç işsizlik tavan yapmış durumda. Duygusal açıdan Cizre Suriye Kürtlerinin Rojava’daki mücadelesinin kalpleri ve beyinleri en fazla ısıttığı kentlerden. Son bir yılda Cizre’ye Rojava’dan hemen hemen her gün 2-3 cenaze geldi. Sembolik-kültürel açıdan da Cizre bölgenin kadim kentlerinden. Tarihi açıdan Cizre 90’ları ve 2000’leri en hızlı yaşamış coğrafyalardan. 93-94 dönemindeki çatışmaların merkezi. Kısaca Cizre yukarıdaki nedenlerden dolayı çatışma dinamiğinin tam da merkezine oturan ve uğruna mücadele edilebilecek sembolik öneme haiz.

PKK Cizre’yi hem Türkiye içindeki tabanına hem de uluslararası kamuoyuna “Yeni Kobanê” olarak sunmaya çalışırken, Ankara da ilçede yaşananların diğer il ve ilçelere sıçramasından büyük endişe duyuyor. Dolayısıyla, PKK ilçede kaos yaratmayı amaçlarken, Türk güvenlik güçleri de ilçedeki güvenlik önlemlerini sıkabildiği kadar sıkıyor.

Hayatın her açıdan ‘anormalleştiği’ Cizre’de, asıl acıyı ise ilçedeki sivil vatandaşlar çekiyor. Sekiz gün süren sokağa çıkma yasağının ardından ilçeden basına yansıyan haberler hiç de iç açıcı değil. Aslında Cizre’de yaşananlar, çatışmaların neye evrilmekte olduğunu gösteren önemli bir gösterge niteliğinde. Cizre’nin bize gösterdiği en önemli sonuç şu: Çatışmaların giderek yükselen toplumsal maliyeti.

 

Cizre’de şimdiki durum ne?

 

Şimdi sizden yanda sunulan haritaya bakarak bu yazıyı okumanızı isteyeceğim.

1 numaralı bölge

18 Aralık akşamından beri en şiddetli çatışmaların yaşandığı Nur Mahallesi’nin güneyi. Botaş caddesinden sonra 1 numaralı yazılan yerler hendek ve barikatların en yoğun olduğu yerler. Bu bölgede elektrik 3 gündür yok. Bu bölgede 4-5-6 katlı binaların en üst katlarının çoğu ya tank atışları ya da roket atarlarla kullanılamaz hale geldi. Özellikle Botaş caddesine bakan binalar çatışmalarda en fazla hasar görenler.

2 numaralı bölge

Bu bölge Cizre’nin en kalabalık mahallesi olan Nur mahallesinin 1 no’lu bölgeye nazaran daha sakin ve hendeklerin pek olmadığı yeridir. Bu bölgede ev aramaları odalar dahil olmak üzere dün itibariyle bitti. Bölgede elektrikler 3 gündür yok. Evlerin çoğunda su kuyuları olduğu için su sıkıntısı bir kaç daha olmayacak gibi görünüyor. Özellikle 1 ve 2 numaralı bölgelerin arasındaki BOTAŞ caddesi ve çevresinde sokaklar Nur Mahallesi’nin en kritik hattını oluşturuyor.

3 ve 4 numaralı bölgeler

Bu bölgeler hendeklerin çok yoğun olduğu ve Cizre’nin en kalabalık ikinci mahallesi olan Cudi Mahallesi’ni oluşturmakta. 1 numaralı bölgeden sonra çatışmalar en sık 3 ve 4’de yaşanıyor. Kırmızı çizgi ile gösterilen alan güvenlik güçlerinin bulunduğu alan. Cudi mahallesinde elektrikler 6 gündür kesik.

5 numaralı bölge

Evlerin yoğun olduğu yerlerde hendek ve barikatlara sıkça rastlanan Sur Mahallesi. Henüz bu bölgede ev aramaları başlamadı.

6 numaralı bölge

Yafes Mahallesi. Güvenlik güçleri Mardin yolu yazılı bölgeden müdahaleye başladı. Bu bölgedeki Devlet Hastanesine yakın yerlerde hendekler mevcut ve hastane civarında sık sık çatışmalar yaşanmakta. Bazen Devlet hastanesi bile güvenli olmaktan çıkıyor.

7 ve 8 numaralı bölgeler

7 numaralı bölge Kale, 8 numaralı Konak mahallesi. Bu bölgeler şu anda Cizre’nin çatışmaların yaşanmadığı, hendeklerin olmadığı en güvenli bölgeleri. Elektrik ve su sıkıntısı şu an yok.

 

Cizre’de çatışmalar neye evrilir?

 

Öncelikle çatışmaların halen devam ettiği 1, 3-4 ve 5 numaralı bölgelerde yaşayan sivil nüfus miktarı önem taşıyor. Yerel kaynaklardan aldığım bilgilere göre yaşanan göçe rağmen bu bölgelerde yaşayan toplam nüfus hala 10-15 bin bandında. Şimdi biz genelde hendeklerle ve sokak barikatları ile meşgulüz ama ben ilk kez tartışmayı başka bir zemine, yerin altına çekmek isterim. Ayaklanma ve ayaklanmaya karşı koyma literatürünü okuyanlar Vietnam'ın en büyük şehri Saygon şehrinin altını baştan başa kaplayan Cu Chi Tünellerini yani “Yeraltındaki Yaşam Köprüleri”nin önemini bilir. Birbirine bağlı bu tüneller sayesinde Amerikan askerlerine karşı Saygon’daki Viet Kong direnişi çökmemişti. Ben Cizre’ye baktığımda bu tüneller aklıma geliyor. Güvenlik güçleri evleri tek tek arama yaparak, adım adım ilerleyerek Cizre’yi temizlemeyi amaçlıyor ama bu tüneller nedeniyle yüzeyde ev aramasının bir anlamı kalmıyor. Örneğin 1,3-4 ve 5 numaralı bölgelerde bulunan bütün sokaklar birbirine tünellerle bağlı, bu bölgede çıkmaz sokak yok. Bu bölgelerde her evin avlusu-bahçesi muhakkak var. Bu bahçelerin duvarlarında delikler açılmış. Her evden diğerine geçilebilir.

Bu bölgelerde ortalama bir sokağın bir ucundan diğer ucuna görme mesafesi en fazla 150-200 metre. Bu 4 bölgedeki toplam sokak uzunluğu yaklaşık 30 km. Bu şu demek. Güvenlik güçleri bu 30 kilometreyi ortalama 150 m. lik şeritlere ayırarak temizlemeye çalışacak.

Cizre’de PKK’nın gücü ne kadar? Bu kritik soruya farklı cevaplar var. Spekülatif olacağı için burada rakam belirtmek istemiyorum ama görünen o ki PKK 1, 3-4 ve 5 numaralı bölgeleri savunmak için halkın içinde yeteri kadar güç toplamış gibi. Lojistik ve mühimmat açısından PKK’nın durumu hakkında farklı görüşler olsa da ortalama olarak bu bölgelerde 2-3 ay yetecek kadar lojistik yığınaklanma olduğunu söylemek mümkün. Peki PKK çatışmayı, sonuna kadar direnmeyi mi yoksa güvenlik güçleri bölgelere girdiği anda ‘buharlaşıp’ onlar çekilince ortaya çıkmayı mı seçer? Bu konuda da kafa karıştırıcı cevaplar var. Bazıları ‘PKK bu sefer sonuna kadar savaşacak’ derken bazıları ise ‘kesinlikle güvenlik güçleri girdiğinde buharlaşır, çekilince geri döner’ diyenler de var. Görünen o ki PKK bir kısım güçleri ile ‘direnmeyi’ seçecek, bir kısım güçlerini ise ‘buharlaştırıp’ operasyon sonrası döneme saklayacak.

Kısaca görünen o ki önümüzdeki günlerde Cizre’nin 1, 3-4 ve 5 numaralı bölgelerinde ve binlerce sivilin arasında sadece sokak çatışmaları değil Vietnam tünellerine benzer tünellerin de kullanılacağı bir çatışma dinamiği yaşanacağını değerlendiriyorum. Burada da en büyük korkum giderek artan sosyal maliyetler. Önümüzdeki günlerde Cizre’de yaşanması kuvvetle muhtemel çatışmaların sosyal maliyetlerini umarım Türkiye taşıyabilir. Eğer taşıyamazsa bilelim ki bundan sonra Cizre’nin o veya bu sokağını tıkayan sokak arası hendekleri değil ‘Türkiye’nin geleceğini tıkayan Cizre Hendeğini’ konuşuyor oluruz.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Suriye politikasızlığımızın artan maliyeti: Peki çözüm ne?

Peki Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mevcut askeri yığınaklanması ve operasyonel gücü sayesinde Rusya hava sahasını da açarsa Tel Rıfat’ı almasına alır da bu bölgenin alınması Türkiye’nin Suriye politikasının siyasi hedefine hizmet eder mi?

Fırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var?

Soçi’deki zirvede ne tür bir alışveriş oldu bilemiyoruz ama mevcut durumda Putin bir şey almadan Tel Rifat’ı bize vermez. Bölgede, yani Fırat batısında ABD’nin ne hava sahasında ne de karada etkisi var; muhatabımız Moskova

Suriye, İdlib, TSK'dan istifalar ve tarihe bir not

İki jeopolitik gerçeklik ve iki operasyonel gerçeklik ışığında İdlib’de sahadaki durum değişti. Peki ne yapmalı?