29 Aralık 2016

Sevgili Ahmet Şık, sonunda kazanan yine demokrasi ve özgürlük olacak!

Yılmak yok! Demokrasi için, hukuk için, özgürlük için mücadeleye devam!

Ahmet Şık...
Karaköy’deki Tütün Deposu’nda dün akşam karşılaştık, ayaküstü sohbet ettik.
Sonra bir grup gazeteci, hapisteki meslektaşlarımız için yılbaşında yayınlanmak üzere bir dayanışma fotoğrafı çektirdik.
Sabah, Ahmet Şık gözaltında haberiyle uyandım.
Kınayan, serbest bırakılmasını isteyen bir tweet attım.
Günün ilk kahvesini yudumlarken, hapisteki meslektaşlarımı, dostlarımı düşündüm.
Hapishaneler gitgide doluyor.
Bu gidişle dışarıda gerçek gazeteci kalmayacak.
Cumhuriyet’in manşetine baktım:

12 Eylül’den beter!

Evet öyle.
Askeri darbeden de beter bir dönemden geçiyoruz.
Manşetin bir köşesinde başlık ve fotoğraflar yine yerli yerinde.

60 gündür özgürlüklerinden yoksunlar!
Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Güray Öz, Hakan Kara, Turhan Günay, Musa Kart, Önder Çelik, Bülent Utku, M. Kemal Güngör.
Arkadaşlarımız 55 gündür, iddianameyi bekliyorlar!

Dün akşam Tütün Deposu’nda herkes birbirine soruyordu:
Ne olacak?
Nereye gidiyoruz?
Kaç zamandır ben de bu soruların karşılığını arıyorum, sorguluyorum.
Ama bulduğumu söyleyemem.
Önümü göremiyorum.
O yüzden son yazımı şöyle noktaladım:

Önüm zifiri karanlık,
Herşey olabilir!

Ahmet Şık, 3 Mart 2011'de Oda TV soruşturması kapsamında firari eski savcı Zekeriya Öz'ün talimatıyla gözaltına alınmıştı

Tütün Deposu’ndaki meslektaşlarımızla genellikle aynı noktadaydık:

2017, 2016’yı aratabilir!

Türkiye’nin ve bölgenin halleri, dünyanın gidişatı kesinlikle hayra alamet değil çünkü...
Ben bu satırları yazarken, Aslı ErdoğanNecmiye Alpay ve Zana Bilir Kaya Çağlayan Adliyesi’nde hâkim önüne çıkıyorlardı.
Keşke onlardan iyi bir haber gelse, salınsalar.
Keşke...
Bu keşke dileği tuttu ve Erdoğan, Alpay ve Kaya hakkında akşamüstü tahliye kararı çıktı mahkemeden.
Sevindirici bir gelişme.
Cumhuriyet’te CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Ankara’da medya temsicilerine yaptığı açıklamalara okuyorum.

Bir gazeteci bile hapiste olmamalı.
Türkiye bir darbe koşullarından daha ağır bir ortamda rejim değişikliğine götürülmeye çalışılıyor.
Bir veya iki partinin tekelinde, rejim değiştirmeye kalkışmak demokrasiye ihanettir.
Demokrasiden oylamayla vazgeçtiğimiz için dünya bize gülüyor.
İçişleri Bakanı şu anda istese hepimizi tutuklatabilir, gözaltında beş gün avukatla görüştürmeyebilir ve aylarca tutuklu kalmamızı sağlayabilir.

 

Hukuk ve özgürlüğü yerle bir eden bu gerçeklerin hala farkında olmayanlar var.
Ya da bu gerçekleri bile bile yok sayarak, görmezlikten gelerek, üstelik ciddi ciddi hukuk tartışması yapabiliyorlar.
Hukuk ve özgürlük adına bayrak açmak yerine gülünç oluyorlar.
Veyahut:
Barışı dinamitlemiş bir iktidarın elinden hala barış adına ödül alanlar çıkabiliyor.
Hapisteki meslektaşlarımı, ‘gazeteci milleti’ni düşünüyorum.

Yazar Aslı Erdoğan ve dil bilimci Necmiye Alpay 'terör örgütü üyeliği'yle suçlanıyor

Hiç merak etme kardeşim, sonunda kazanan
yine
demokrasi olacak

Hapisteki dostları düşünüyorum.
Hapisteki Kürt siyasetçileri düşünüyorum.
Hapishaneleri bu kadar dolu olan bir memlekette hukuk yoktur.
Özgürlük yoktur.
Böyle memlekette ne barış olur, ne de istikrar.
Gerçek barış ve istikrar ancak demokrasiyle yakalanır.
Hapisteki meslektaşlarımız için dün akşam yılbaşı fotoğrafı çektirdik, daha 24 saat geçmeden o fotoğraftaki biri, Ahmet Şık da hapsi boyladı.
Önümüz karanlık.
Zifiri karanlık.
Evet, her şey olabilir.
Ama yılmak yok!
Demokrasi için, hukuk için, özgürlük için mücadeleye devam!
Sevgili Ahmet Şık;
Hiç merak etme kardeşim, sonunda kazanan yine demokrasi olacak!

 

Yazarın Diğer Yazıları

Paris'ten, yaşlı hatıralarla...

Yürüyorum Paris sokaklarında, yoksa gençliğimi mi arıyorum?..

Osman Kavala nasılsın? Hayırlı bayramlar!

31 Mart güzel bir başlangıç, bir umut kapısı aralanıyor; inşallah senin için de adalet ve hukuk kapısı açılır sevgili kardeşim

31 Mart, CHP için bir büyük seçim başarısı ama yetmez!

Bu başarıyı bir adım daha ileriye götürmek şart. Bunun da yolu, "demokrasi için bir büyük uzlaşma"yı gerçekleştirmekten, yepyeni bir anayasal çatı kurmaktan geçiyor