27 Mart 2017

Her ölüm kendi acısını getirir!

Sevgili Atilla, her ölümle bir parça da senden kopar gider...

 

Her ölüm kendi acısını getirir.
Her ölümün hüznü başkadır.
Her ölümle bir parça da senden kopar gider.
Bir daha yerine koyamayacağın bir parçadır o.
Yalnızlaşırsın.
Her ölümle etrafın tenhalaşır.
Hele yıllar ilerledikçe gelen ölüm haberleriyle ıssız adam olmaya başlarsın.
Geçmiş uzar, gelecek kısalır!
İlerleyen yaşlarda hem dostluğun kıymetini, hem hayatın acımasızlığını daha çok anlarsın.
Hayatla ölüm içiçedir.
Yapabileceğin bir şey yoktur.
Hayat böyledir işte.
Bir varsın, bir yoksun hikâyesi...

Sevgili Atilla, her ölümle bir parça da senden kopar gider

Atilla Aksoy'un, sevgili kardeşimin ölüm haberi beni bu sabah uzaklarda yakaladı, yağmurlu bir New York sabahında.
Sisli, berbat bir hava.
Bu şehrin susmak bilmeyen biteviye uğultusu ve yerin yedi kat dibinden, dumanların arasından yükselen homurtular getirdi bana sevgili kardeşimin bir başka diyara göç  haberini...
Cenazeye yetişmem olanaksız.
İçim acıdı.
Her ölüm insanın yüreğinde başka başka tellere dokunuyor.
Bir yumru geldi boğazımı tıkadı.
Zaman ne kadar acımasız.
Ne kadar da çabuk geçiyor.
Sevgili Atilla'yı düşünmeye başladım otel odamda.
Hatıralar dipsiz bir kuyu gibi içine çekmeye başladı beni...

Hayatı keyifli  yaşadı. Hayatı hızlı yaşadı. Durmak bilmedi. Belki de hayatın hızı ona yetişemedi...

Sevgili 'Aksoy ailesi'ndeki benim kardeşimdi Atilla.
Ben Cumhuriyet gazetesindeyken, o da kitap köşesi yazdı.
Bir ara ekonomi dalında akademisyenliğe adım attı, sonra kendi şirketini kurarak reklamcılığa başladı.
Genç yaşında Cumhuriyet'in de ilk reklam ajansı oldu.
Cumhuriyet'in 'tipo'dan 'ofset'e geçerek teknoloji değiştirmesinde ve sonrasındaki reklam kampanyalarında Bülent Erkmen'le birlikte büyük emeği geçti.
İyi bir reklamcı ve iyi bir iletişimciydi.
Hep iddialı oldu.
Hırsını her zaman korudu.
Hayatı keyifli  yaşadı.
Hayatı hızlı yaşadı.
Durmak bilmedi.
Belki de hayatın hızı ona yetişemedi.
Sevgili Atilla;
Ölümü sana yakıştıramadım.
Gerçekten öyle.
Otel odamdan dışarıya bakıyorum.
Senin de sevdiğin New York sisler arasında yitip gitmiş, yağmur şakır şakır...
Nedense ölüm sözcüğünü Google'ladım,
Jean-Paul Sartre çıktı karşıma.
Demiş ki...
“Bir insan, onu tanıyan son kişi öldüğünde ölür.”
Sen rahat uyu kardeşim.
Aksoy ailesine, Necla’ya, Leyla’ya ve sevgili Suay'a başsağlığı diliyor, hepsinin derin acılarını paylaşıyorum.

 

Yazarın Diğer Yazıları

HASO!

Günaydın oğlum, bugün 80 oldun! Unutma, yaşamak güzel şey...

Erivan'da, Hrant'la Baş Başa...

Hrant Dink, "Gelin önce birbirimizin acılarına saygı gösterelim," demişti

Kissinger için bir yazı...

100 yaşında hayata veda eden Amerikan Dışişleri Bakanlarından Henry Kissinger için kolay yazı, zor yazı...