05 Haziran 2018

Eyy Selo Başkan! Bu ülke özgür değil, bu ülkede demokrasi yok, bu ülkede Kürt sorunu çözülmedi!

Duyan var mı, kulak veren var mı, tersine inanan, ciddiye alan var mı?

Erdoğan'ı dinliyorum, Diyarbakır'da diyor ki:

-Kürt sorununu çözdük!

Diyor ki:

-Artık Türkiye'nin Kürt sorunu diye bir sorunu yok.

Diyor ki:

-Türkiye bugün 16 yıl öncesine göre çok daha özgür bir ülke.

Diyor ki:

-Demokrasi, hak ve özgürlükler konusunda Türkiye'yi Şampiyonlar Ligi’ne götürüyoruz.

Bunları gerçekten söylüyor.
Kulaklarıma inanamıyorum.
Allahım aklıma mukayyet ol!
Kürt sorunu çözülmüş...
Türkiye özgür bir ülke olmuş...
O kadar özgür olmuş ki, artık demokrasi alanında "Şampiyonlar Ligi"ne koşuyormuş...

Cumhurbaşkanı Erdoğan Diyarbakır'da

​Erdoğan,
yerle bir edilmiş Sur 
bir adım ötede, gözler önündeyken, "Bizler yaparız onlar yıkar" diyebiliyor

Bilgisayarımın başına oturdum.
İki satır yazmak istiyorum.
Ama ne yazayım?
Yazmak ciddiye almak olmaz mı?
Görmezlikten gelsem, ciddiye almasam daha iyi değil mi?..
Ya da şöyle bir öfkeli bir yazı döşensem?
Veyahut öfke kontrollü bir tepki...
İçimde bir dalga kabarıyor.
Kendimi tutamayabilirim de...
Üstelik Diyarbakır'da kürsüye çıkmış, Kürtlerin gözlerinin içine baka baka Kürt sorununu çözdük diyebiliyor.
Özgür bir ülkeyiz diyebiliyor.
Yerle bir edilmiş Sur bir adım ötede, gözler önündeyken, "Bizler yaparız onlar yıkar" diyebiliyor.
Hapishaneler başta Selo Başkan olmak üzere HDP'lilerle doluyken, özgür bir ülkeden dem vurabiliyor.
HDP'ye, Kürt siyasal hareketine bu ülkede tarihimizin en büyük siyasal kırımı yaşatılırken, Türkiye'nin ne kadar özgür bir ülke olduğunu söyleyebiliyor.
Ve ben bu satırları yazarken, Selahattin Demirtaş'tan bir tweet düşüyor.

Gelgelelim,
Beter, bize kısmetmiş.
Ölüm, böyle altı okka koymaz adama.
Susmak ve beklemek, müthiş.
Genciz, namlu gibi.
Ve çatal yürek.
Barışa, bayrama hasret.
Uykulara, derin, kaygısız, rahat.
Otuz iki dişimizle gülmeye.
Ahmed Arif

Selahattin Demirtaş ve eşi Başak Demirtaş

İçim acıyor.
Sesimi duyar mı bilmem ama Selo Başkan'a sesleniyorum.
Bak Selo Başkan;
Türkiye hiç bugünkü kadar özgür olmamış...
Bak Selo Başkan;
Kürt sorunu da çözülmüş...
Hatta o kadar ki, hak ve özgürlükler konusunda Türkiye Şampiyonlar Ligi’ne gidiyormuş koşar adım...
Sen ne diyorsun Selo Başkan?
Ben terbiyemi bozmak istemiyorum.
Ahmet Arif güzel demiş:

Beter, bize kısmetmiş.
Ölüm, böyle altı okka koymaz adama.

Bu ülke özgür değil!
Bu ülkede demokrasi yok!
Bu ülkede Kürt sorunu çözülmedi, tam tersine derinleşiyor...

Haykırmak istiyorum.
Türkiye özgürlükten çok uzak.
Hak hukuk ayaklar altında.
Demokrasi çoktan uçtu gitti.
Kürt sorunu çözülmedi, derinleşti.
Hapishaneleri gazetecisiyle, yazarıyla, siyasetçisiyle, akademisyeniyle, rapçisiyle bu kadar dolu bir ülkenin özgür olduğunu söylemek gülünçtür.
Ciddiye alınmaz.
Ama ben yine ciddiye alıp iki satır yazıyorum yine de.
Yazdığım için de kendime kızıyorum.
Kendimi tekrarladığım için de kendime kızıyorum.
Hep aynı yerde patinaj yaptığım için de kendime kızıyorum.
Ama söyleyin:
Başka ne yapabilirim, elimden başka ne gelir ki yazmaktan başka?
Evet haykırıyorum:
Bu ülke özgür değil!
Bu ülkede demokrasi yok!
Bu ülkede Kürt sorunu çözülmedi, tam tersine derinleşiyor.
Duyan var mı?
Kulak veren var mı?

Yazarın Diğer Yazıları

HASO!

Günaydın oğlum, bugün 80 oldun! Unutma, yaşamak güzel şey...

Erivan'da, Hrant'la Baş Başa...

Hrant Dink, "Gelin önce birbirimizin acılarına saygı gösterelim," demişti

Kissinger için bir yazı...

100 yaşında hayata veda eden Amerikan Dışişleri Bakanlarından Henry Kissinger için kolay yazı, zor yazı...