13 Ağustos 2017

Biliyor musunuz, bir gazeteci daha hapse giriyor, Murat Çelikkan...

Türkiye'nin gazeteci hapishanesi büyüdükçe büyüyor, ne hazin

Haberiniz var mı?
Yarın bir gazeteci daha hapse giriyor:
Murat Çelikkan.
1 yıl 6 ay hapis yatacak.
Türkiye'nin gazeteci hapishanesi büyüdükçe büyüyor, ne hazin.
Meslektaşları, dostları, sevgili Murat'a bir uğurlama yemeği düzenlediler.
Gecenin esprisi şuydu:
"Dışarıdaki antidemokratik ve baskıcı hayattan kurtulmak için içeriye kaçıyor Murat..."
Olabilir.
Böylesine düşünceler, bugünkü gibi karanlık dönemlerde bazen insanın aklına düşebiliyor.

Gazeteci Murat Çelikkan
Suçu ne miydi Murat'ın?
Kürt gazetecilerle dayanışma için Özgür Gündem gazetesinde bir günlük genel yayın yönetmenliği yapmak...
Hepsi bu.
Bunun için zindanın kapısı açıldı 18 aylığına...
Murat Çelikkan, mahkemedeki savunmasında demişti ki:

İfade özgürlüğü demokratik bir toplumun olmazsa olmaz yapı taşlarından birini oluşturur.
Türkiye’nin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne göre ifade özgürlüğü rahatsız eden, şok eden, üzen muhalif haber
ve yorumları da kapsamaktadır.

Tek sesli bir toplum demokratik bir toplum değildir.
Gerçeğin iktidarların farklı versiyonları ve bileşenleri tarafından hegemonik olarak dayatıldığı toplumlar demokratik toplumlar değildir.
Tarih, iktidarlar tarafından dayatılan tek boyutlu, tek sesli, tek odaklı toplum mühendisliklerin insanlık için ne denli büyük yıkımlara yol açtığının örnekleriyle doludur.
Çağımızda gerçeği ortaya çıkarmak için verilen mücadele toplumların çatışmalarını demokratik yollarla çözme çabalarına destek vermektedir. Savaşı değil, barış içinde bir arada yaşamak isteyen toplumların bu arzularını güçlendirmeye yaramaktadır.
Haber veren, gazetecilik yapan ve ifade özgürlüğünü savunan insanları cezalandırmak ve mahkum etmek sadece o insanlarla sınırlı kalmayıp demokratik düzeni de yaralamaktadır.

Sevgili Murat'ın 'suç'unu ben de işlemiştim.
Murat gibi ben de Kürt meslektaşlarımla dayanışma için Özgür Gündem'de bir günlüğüne genel yayın yönetmenliği koltuğuna oturmuş, hatta fiyakalı laflar da etmiştim.

Özgür Gündem dayanışmasından (15 Haziran 2016)

Kürt gazeteciler özgür değilse
Türk gazeteciler de özgür değildir.

Kürt meslektaşlarımın
ifade özgürlüğü için ne kadar
destek verebilirsem, ben de
o kadar özgürleşirim.
Kürt coğrafyasında yaşanan acılara,
dökülen kan ve gözyaşına kayıtsız
kalamam, bu gerçeklere sırtımı dönemem.
Acılara dokunmalıyım, acıları yüreğimde hissedebilmeliyim.
Böyle yapmazsam, hem mesleğime hem demokrasiye ihanet etmiş olurum.
Medyanın bağımsızlık ve özgürlüğü için, gazeteciliğin temel ilkeleri
için dayanışma içinde olmalıyız.
Ben de bunun için, bir günlük genel
yayın yönetmenliği yapmak üzere
Özgür Gündem’e geldim.
Haberlere ‘devlet gözü’yle bakmak   
yoktur demokrasilerde. Bu ancak
diktalara, otoriter rejimlere mahsustur.
Demokrasilerde gazeteci 
haber yaptığı için yargılanmaz.
Hapse atılmaz.
Baskı görmez.
Bu sadece diktalarda vardır,
despotluklarda vardır.
Demokrasilerde gazetecilere
terörist gözüyle bakılmaz.

Bunları söyledim, ben de hapis cezasına mahkûm edildim. Ama benim sevgili Murat'tan bir farkım oldu. Benim ceza para cezasına çevrildi, onunki çevrilmedi.
Hani ne denir, kader utansın!
Sevgili Murat;
Hapishanede geçireceğin zamanlarda bil ki yalnız değilsin.
Bil ki, seni düşünenler var.
Bil ki, senin gibi düşünenler var.
Canını sıkma kardeşim.
Yarından tezi yok, tezgâha at bir kitap, onu yazıp onunla birlikte çık içeriden...
Biliyorum, dışarıdan gazel okumak kolay ama yazmaktan başka ne yapabilirim ki?..

Yazarın Diğer Yazıları

Paris'ten, yaşlı hatıralarla...

Yürüyorum Paris sokaklarında, yoksa gençliğimi mi arıyorum?..

Osman Kavala nasılsın? Hayırlı bayramlar!

31 Mart güzel bir başlangıç, bir umut kapısı aralanıyor; inşallah senin için de adalet ve hukuk kapısı açılır sevgili kardeşim

31 Mart, CHP için bir büyük seçim başarısı ama yetmez!

Bu başarıyı bir adım daha ileriye götürmek şart. Bunun da yolu, "demokrasi için bir büyük uzlaşma"yı gerçekleştirmekten, yepyeni bir anayasal çatı kurmaktan geçiyor