10 Ocak 2017

‘Klarinet çok neşeli bir enstrüman’

Cansu Nihal Akarsu ile söyleşi...

Cansu Nihal Akarsu’yu, adını hep görmeme rağmen -geç kalarak- bir ay önce dinledim ben ilk kez sahnede. Mütavazı adımlarla yürüdü. Bu sırada, kim şimdi hatırlamıyorum; ama “Cansu klarinet çalıyor, harika” diye fısır fısır sesler çıkardılar yanımda. Oraya mı baksam buraya mı derken başladılar. Sahnede çınladı sesi. İyi manada. Bunu nasıl anlatsam bilmiyorum. Tek bir noktaya kilitlendim ve müzisyenlere bakakaldım. Tok, hacimli, pırıl pırıl bir ses ve yorum dört bir yanımı sarmıştı. Sahnede olmak böyle bir şey olabilir mi? Orada bir şey yapıyorsun ve seyircileri füp diye mıknatısla kendine zamklıyorsun, performans bitince de narince yerlerine bırakıyorsun, uzay boşluğunda salınan mıknatıs-vari dinleyicileri. En iyisi kendi anlatsın. Yakın zamanda peş peşe üç gün konser verdiler. Cansu Nihal Akarsu’ya sordum:

Christmas konserleriniz nasıl geçti?

Christmas konserlerimizi Nardis Jazz Club, 60m2 ve Atölye Hangart'ta gerçekleştirdik. Hepsi ayrı ayrı çok güzel geçti. Christmas konseptli bir caz konseri yapmak benim zaten bir kaç yıldır istediğim bir şeydi. Doruk Çebi hem aranjeleri yaptı hem de piyano çaldı. Bas gitarda Halil Çağlar Serin, davulda Olgun Açar vardı. Çok severek yaptığımız içimize sinen bir proje oldu.

İzmir’de yaşıyorsunuz değil mi? Orada neler yapıyorsunuz? Bir gününüz nasıl geçiyor?

Evet, İzmir'de yaşıyorum. D.E.Ü Devlet Konservatuvarı’nda Klarinet okuyorum. Bu sene lisans bitiyor. Onun koşturması var biraz; ama sahneyi de ihmal etmiyorum. Gündüzleri genelde okulda klarinet çalışıyorum. Akşamları gig varsa okuldan sonra oraya gidiyorum yoksa ya eve gidip kendime vakit ayırıyorum ya da başka etkinlikleri takip edip onlara katılmaya çalışıyorum. Biraz yoğun bir çalışma temposunun içindeyim. Özellikle Christmas Projesi için hazırlanırken yaptığımız provalarla bu tempo tam bir şenlik oldu; ama üstesinden gelebildim sanırım.

Müzik yolculuğunuz nasıl başladı?

Müzik yolculuğum ortaokulda katıldığım okul korosuyla başladı. Küçüklüğümde evde hep kendi kendime taraklarla, deodorantlarla şarkı söyleyen bir çocuktum. Kendimi bildim bileli müzik dinlemeyi ve şarkı söylemeyi çok severim. Tabii ki müzisyen olma fikrim zamanla şekillendi.

Fotoğraflar: Samm's Bistro

Cazı nasıl keşfettiniz?

Cazla tanışmam Ella Fitzgerald, Louis Armstrong’tan Dream A Little Dream Of Me parçasıyla oldu. Ella doğaçlamaya başlayınca ilk dediğim şey "Vay canına bu kadın ne yapıyor?" olmuştu. Sonra arkasından başka sorular geldi ve biraz araştırmaya karar verdim. On altı yaşımdan beri dinliyorum. Cazı nasıl keşfettiniz sorusunun cevabı kısaca: Ella.

Klarinet nasıl bir enstrüman? Başka enstrümanlar da var mı çaldığınız, çalmak istediğiniz?

Klarinet çok neşeli bir enstrüman. Çok seviyorum. Klasik müzikle aramız biraz nane limon olmaya başlayınca “Acaba sahnede klarinet çalsam nasıl olur?” diye düşünmeye başladım. Dokuz yıldır klasik çalıyorum; ama klarinet ile ilgili caz çalışmalarıma yeni başladım. Değerli öğretmenim Atıf Peynirci’nin de bana desteği çok büyük oldu.

Klarinet bir yiyecek olsaydı karşılığı ne olurdu?

Ananas.

Doğaçlama sizin için ne demek?

Özgürlük.

Yahya Dai ile sahnede trade alırken izledim sizi, çok güzeldi. Neler hissettiniz o an? O gibi buluşmalarda ne yaşıyorsunuz?

Yahya Dai ile o gün sahnede tanıştık, müziğin insanları tanıştırıcı gücü olması bence çok kutsal. Özellikle ilk defa biraraya geliniyorsa sadece akışa bırakıp gözlemliyorum sanırım. Genel olarak üflemeli enstrümanlarla trade alırken çok eğleniyorum; çünkü doğaçlamalarımda da üflemeli enstrümanları taklit etmeye çalışıyorum (trombon,trompet vb.)

Müzik eğitiminizden bahsedebilir misiniz?

2006-2008 yılları arasında İzmir Işılay Saygın Güzel Sanatlar Lisesi’nde iki yıl viyolonsel eğitimi aldım. 2008 yılında D.E.Ü Devlet Konservatuvarı'nın Klarinet bölümüne girdim. Liseyi burda bitirdim. Lisans da bu sene bitiyor. Bu süre zarfında klarinet ve vokal ile ilgili birçok workshop, masterclass ve atölyeye katıldım, festivallerde yer aldım.

Okullu olmak bu işi kolaylaştırıyor mu?

Kesinlikle kolaylaştırıyor. Özellikle klasik altyapıya sahip olmak bir çok açıdan avantaj. Okulda solfej, armoni, koro, oda müziği, orkestra, piyano ve müzik tarihi gibi bir çok ders aldık. Çalışırken, sahnede veya müzik yazarken bu durum kendini daha çok belli ediyor. Bu yüzden kendimi şanslı hissediyorum.

Nardis Genç Caz Vokal yarışması nasıl bir deneyim?

Çok güzel bir deneyimdi. İzmir'den atlayıp hiç tanımadığım bir ortamın içine dahil olmuştum. İlk defa bir caz sahnesinde o gün söyledim. Bir sürü güzel insan ve müzisyenle tanıştım. İyi ki katılmışım.

İzmir’de sık sık sahnede olabiliyor musunuz?

Sahnede olmak benim için evde olmak gibi o yüzden elimden geldiğince sahnede olmaya çalışıyorum. Bazen haftada üç, dört kere çaldığımız bile oluyor.

Geçiminizi müzikten mi karşılıyorsunuz?

Evet.

Başka işler de var mı ilgilendiğiniz?

Hayır.

Son dönemki olaylardan işleriniz nasıl etkilendi?

Hemen hemen hiç bir sahnemizi iptal etmedik. İptal etmek de istemedik zaten. Burası bizim kendimizi ifade ettiğimiz yer. Ben ne olursa olsun müziğin susması taraftarı değilim.

Beste yapıyorsunuz değil mi? Biraz o süreci anlatabilir misiniz? Nereden yola çıkıyorsunuz?

Yaşadığım şeyleri yazıyorum. Çok güzel yerlerde, güzel insanlarla anılar biriktiriyoruz. Bazen o kadar yoğun oluyor ki müziğe dönüşüyor. Kendi kendime mırıldanırken hoşuma giden şeyler oluyor. Ya not alıyorum ya da ses kaydı yapıyorum.

Yolun başındaki caz vokal adaylarına neler söylemek istersiniz?

İyi bir dinleyici olmak çok önemli. Evde, konserde ve sahnede ve en önemlisi sevmek. Sevdiğiniz bir şarkıyı, sevdiğiniz bir yerde ve sevdiğiniz insanlarla söylediğinizde her şey çok daha güzel oluyor (gülümsüyor).

En çok etkilendiğiniz caz standardları hangileri?

İçime en çok dokunan üçlü Almost Blue, Estate ve You Won't Forget Me.

İlk solonuzu ne zaman attınız? Ondan önce kıvranmış mıydınız? 
(Biz çok kıvranıyoruz da.)

İlk solomu Nardis Genç Caz Vokal yarışmasına kayıt gönderirken attım sanırım. Bütün soloyu -na -na -na diye söylemiştim (gülüyor). Melodiyi baz alarak çalıştım çoğu zaman o gelişme evresini pek hatırlamıyorum; ama ilk başta ben de kıvrandım.

Şu sıralar neler dinliyorsunuz?

Çok fazla dinliyorum, listem çok kabarık. Vokal olarak bahsedecek olursak çok sıkı bir Ella dinleyicisiyim. Billie Holiday, Shirley Horn, Sarah Vaughan, Nat King Cole, Mel Tormé ve Carmen Mc Rae içinde sürekli listemdekiler diyebilirim. Şu sıralar dinlediğim vokaller Jane Monheit, Cyrille Aimee, Roberta Gambarini ve Gretchen Parlato.

Albüm yapmakla ilgili ne söylemek istersiniz?

Şu an bir albümüm yok ama böyle bir düşüncem var. Bunun için ruhen hazır hissetmem gerekiyor. Bu yolda minik bir adım olarak, 30 Ocak 2017'de İzmir Buca Belediyesi Kültür Merkezi'nde kendi müziklerimi çalıcağımız bi konser vereceğiz.

Hayalleriniz?

Hayalim, müziğimi en iyi şekilde, en güzel yerlerde yapabilmek ve olabildiğince çok insanla paylaşım içinde olmak.

Sizi nerede dinleyebiliriz?

İzmir'de cuma günleri Kepler Social House'da sahne alıyoruz. Onun dışında sürekli değişen ve çok çeşitli bir aylık takvimimiz var. Sosyal medya aracılığıyla etkinliklerimizi sürekli paylaşıyoruz. Café Plaza ve 1888'de çaldığımız yerler arasında. Nardis Jazz Club'taki konserlerimize de önümüzdeki aylarda devam edeceğiz.

Cansu Nihal Akarsu - Doxy:

Yazarın Diğer Yazıları

İran’ın cesur kadınları: Jin, Jiyan, Azadi!

Çoğu İranlı temel özgürlükler ve demokrasi uğruna canını feda etti

Mad Pride ya da ‘Delilerin’ Onur Yürüyüşü

Mad Pride’ın amacı stigma ile mücadele etmek, ‘delilerin’ haklarını savunmak, çeşitli politikalara etki etmek, beraberce güçlenmek, bazen biraz eğlenmek ve misal ‘psikopat’, ‘manyak’, ‘şizo’, ‘deli misin nesin’ demeden önce bir kez daha düşünmeyi hatırlatmak

LGBTİQA+ hakları insan haklarıdır!

Kendimiz dışındaki insanların var oluşlarını öldürmeye yeltenmekle övün(e)memeliyiz, bundan olsa olsa utanç duyulur.