24 Şubat 2015

'AK Parti'ye AKP demek şerefsizliktir!'

Böyle bir cümleyi kurmaya cesaret edebilecek tek bir kişi vardır Türkiye'de. Bildiniz: Erdoğan.

Haşa! Sümme haşa! Bunu söyleyen elbette ben değilim.

Böyle bir cümleyi kurmaya cesaret edebilecek tek bir kişi vardır Türkiye'de.

Evet, bildiniz: Recep Tayyip Erdoğan.

Yıllar önce bunu söyleyen de ondan başkası değildi.

Partisinin adının karışacağı "karanlık" işler içine doğmuş olacak ki, daha en başından "ak" renkte oldukları propagandasına bütün gücüyle asılmıştı.

Ama sıradan bir insan hep işin kolayına kaçmaya bakar. AKP demek varken, Adalet ve Kalkınma Partisi veya Ak Parti diye kim uzatır?

ANAP'a da ANAP demiştik. Hiç öyle Anavatan Partisi falan diyerek kendimizi yormamıştık.

Ama Erdoğan'ın biraz sinirli bir "mizacı" var. Onun için, isteğinin altını biraz kalınca çizmişti:

"AKP demek şerefsizliktir..."

*   *   *

 

Şimdi, kendi aramızda konuşuyoruz, şunu size samimiyetle itiraf edeyim: Eğer "büyük lider" emrediyorsa, illaki "Ak Parti, asla AKP değil" diyorsa, benim şu hayasız dilim AKP'ye takılıp kalıyor işte.

Domuzluğuna tabii. Pek terbiyeli ve edepli bir şey değil bu, biliyorum (Adı üzerinde, "şerefsizlik", canım)...

Ama AKP demek yasaklanmışsa eğer, AKP denilecek...

40 yıllık Esad'a birdenbire "Esed" denmeye başlanmışsa, dilim "Esad"da sabitlenecek...

IŞİD yerine "DAİŞ" denmesi tercih ediliyorsa, illaki "IŞİD"...

Küçük şeyler, biliyorum. Uğraşmaya bile değmez belki. Ama insanın bir sürü isteği, hevesi ve zevki de küçüktür be usta...

Onun için... İnadına AKP!..

Ama benim domuzluğumu bir yana koyun. Sıradan vatandaşta bendeki kötü niyet yok. O kolayına gideni, hatta şöyle diyelim, ilk aklına geleni söyleyiveriyor.

Hatta adam AKP'liyse bile, AKP'ye AKP diyebiliyor (kötü Türkçe için özür dilerim).

 

*   *   *

 

İşte öyle bir şey yaşanmış Yozgat'ta. İzlerken güleyim mi, ağlayayım mı, şaşırdım.

AKP Yozgat İl Başkanı tüm ciddiyeti, az vakti ve sıradan insanlara karşı bir damlayla taşabilecek hoşgörüsüyle masanın bir yanında gergin oturuyor.

Öbür tarafta AKP milletvekili adayı olduğu resmen açıklanacak engelli bir vatandaş, yutkunarak gece uyumadan hazırladığı banal konuşmayı aklından tekrarlarken heyecan içinde terliyor.

Tecrübeli ve şık takım elbiseli İl Başkanı, kendi ses tonundan keyif duyduğunu belli eden bir edayla kısa tanıtım konuşmasını yaparak mikrofonu milletvekilli adayına devrediyor.

Ama o da ne?

Sözü alan engelli milletvekili adayı, teşekkür bölümüne gelirken partisinden "AKP" diye bahsetme gafletine düşüveriyor.

İnsanlık hali bu ya! İnsan "ak" yerine "kara" da diyebilir heyecanla! Ne olmuş yani!

Ak olduğundan bu kadar eminsen, dil sürçmesine böylesine takar mısın? Takmazsın tabii...

Ama şu yazının başındaki "şerefsizlik" meselesi var ya...

İl Başkanı müdahale ediyor. Önce uyarı... Sonra "giderim ha" jesti...

Engelli milletvekili adayı, daha şimdiden otorite karşısında iki büklüm. İl Başkanı'nın eline falan sarılıyor.

Öteki bilgiçlik fırsatını kaçırır mı: "Daha hangi partiden aday olduğunuzu bilmiyorsunuz!"

 

*   *   *

 

Niye bilmiyor ki, usta? AKP'den aday işte.

Ha Ali Veli, ha Veli Ali!..

Buldun garibanı, yükleniyorsun!..

Oradaki kimse de duruma müdahale etmiyor.

Milletvekili adayı iyice "heyecan yapıyor". Hangi parti sorusunu cevaplarken bir "AKP" çamı daha deviriyor.

İl Başkanı bir daha "küstüm gidiyorum" tavrı sergiliyor. Sonra, ya sabır, yine geri dönüyor.

Ama bizimkisi "hatada tutarlı ve ısrarlı". Al sana bir "partimiz AKP" daha!..

Öteki sinir küpü olup oradan uçuyor. Belli ki milletvekili adayı da uçmuş durumda.

Ama kendisi bunu fark etmediği, senaryo da iyice karıştığı için adamcağız titrek bir sesle otobiyografisini (okul bitirme yıllarını da karıştırarak) anlatıp tamamlıyor:

"Hepinize iyi akşamlar, yani iyi günler dilerim."

 

*   *   *

 

Yani...

İlahi AKP'li arkadaşlar...

Siz onca yolsuzluk, adam kayırma, ihale numaraları falan derken...

Medyada hokus pokus, yargıya ve polise bam güm, Meclis'e elemterefiş...

Bunca "renkli" 12 yıldan sonra, neymiş efendim, herkes "ak" diyecekmiş...

Olmaz usta, silah zoruyla bütün millete ak dedirtsen de ak ve pak olmaz.

Kararmış bir kere.

Boşuna harcadın o milletvekili adayını da.

Adam, partiden milletvekili olabilmek için düğme ilikleme, yan gözle kesip kendine çeki düzen verme, özür dileyip ellere sarılma falan bir sürü marifet sahibi...

Ama diliyle "aklayamamış" bir türlü, ne yapsın, "yaşasın partimiz AKP" diyor işte.

Bırak o da öyle yaşasın.

Ne kadarlık siyasal ömrü varsa sizin "Ak partiniz" ile birlikte...

@AksayHakan

 

Yazarın Diğer Yazıları

Sahi, şu anda kim iktidar kim muhalefet?

En son ne zaman o farklı insanlardan tek bir tanesini kazanmayı başarabildiniz?

Ne şarkılara pranga vurulabilir ne de anılara

Bazen bir müzik, bazen bir koku, bazen bir söz, bazen de bir görüntü aniden insanın içini sızlatır, canını yakar

Bahsedilen sayı değil insandır

Gerçekleri örten sayıların ruhunu tanımaktaki isteksizliğiniz yüzünden savaşlar, çatışmalar, trafik kazaları sürüp gidecek...Ve siz hep kaygısız dinleyeceksiniz o kanlı sayıları...