19 Eylül 2014

Etkisiz futbol, kötü başlangıç

'Kendimizi aldata aldata geldiğimiz nokta bu. İsimsiz bir takım geliyor, gücüne göre mantıklı bir futbol oynayarak kendi sahanızda bir puan alıp gidiyor'

Yağmur tam şiddetini kaybetti, maçın hakemi de maçı başlattı. Ama zaten kötü olan Olimpiyat Stadı'nın zemini çoktan tarlaya dönmüştü bile. "Bu stada bu kadar" demiş olmalılar ki sadece yedi bin küsur taraftar maça itibar etmişti.

Rakip Asteras alan  paylaşıp Beşiktaş'ı kontrol etmeye çalışıyordu. Anlaşılan -ki anlaması da zor değildi- Asteras beraberliği amaçlamıştı. Aslında Siyah-beyazlılar oyunun hakimi olarak başlamıştı karşılaşmaya ama topu ağır dolaştırdığı için sonuç almakda zorlanıyordu. Bir tek Oğuzhan'a top geldiğinde Karakartal'ın etkisi artıyordu. Ya da kanatları hızlı kullanabildiği anlarda.

Beşiktaş maçın hemen başında gole yaklaştı. Oğuzhan'ın 8'de kullandığı frikikte top kale çizgisini tam geçmediği için skor değişmedi.

Oyun tamamiyle Asteras yarı alanında geçiyordu.

Asteras herkesin bildiği meşhur bir takım değil ama böyle diye küçümsenecek bir takım da  değil. UEFA Avrupa Ligi'ne kalması bir başarı öyküsü aslında. Belli ki son dönem iyi işler yapmışlar. Ve başlattıkları bu başarılı süreci devam ettirmek istemeleri de çok doğal.

Nitekim 24'de Zisopoulos'un Beşiktaş defansının boşalttığı alandan ilerleyip çektiği şut az farkla dışarı çıkarken herkesin yüreğini ağzına getirdi.

Neyse ki Siyah-beyazlılar maçı strese sokmadan 33'de galibiyet golüne ulaştı. Tam sakatlanan  Mustafa'nın yerine Cenk oyuna girmişti ki  Gökhan Töre Oğuzhan'ın pasını çok iyi değerlendirerek kalenin tam karşısından attığı şutla Beşiktaş'ı öne geçirdi.

Yine Gökhan bu kez 44'de bizi rahatlatacak ikinci gole çok yaklaştı ne var ki sonuç değişmedi.

İkinci yarıda da oyunun görüntüsü değişmedi. Beşiktaş yine baskılıydı, yine pozisyonlar buldu. Ama yaratıcılık ve organizasyon yetersizliği, tempoyu bir türlü yükseltememesi tüm çabaları boşa çıkartacak gibiydi.

Biliç yorulan Oğuzhan'ın yerine yeni transfer Sosa'yı aldığında dakika 70'ti.

Asteras'ın direnci giderek azalıyordu. Ve bu dakikalarda bir ikinci gol çok iyi olurdu. 77'de Beşiktaş rakip ataktayken kaptığı topla geliştirdiği akında Cenk'le önemli bir fırsatı heba etti.

İkinci gol gelmeyince Beşiktaş için artık skoru korumak daha önemli olmuştu.

Ama Asteras, o isimsiz Asteras sabretti sabretti, oyun düzenini bozmadı ve maçın bitmesine iki dakika kala skoru eşitledi. 88'de Beşiktaş savunması ağır kalınca çok hızlı ve tek toplarla gelen Asterya Parra ile sonucu belirledi. Rakibi karşısında favori görülen Beşiktaş böylece grup maçlarına iki puan kaybederek başladı.

Kendimizi aldata aldata geldiğimiz nokta bu. İsimsiz bir takım geliyor,  gücüne göre mantıklı bir futbol oynayarak kendi sahanızda bir puan alıp gidiyor. Galibiyete oynasa belki onu da alacak.

Bizim ise nasıl takım kurduğumuz, ne oynadığımız belli değil. Kendimizi dev aynasında görmede ise üstümüze yok.

İşte ülke futbolunun hali.

Yazarın Diğer Yazıları

Oynamadan üç puan

Balıkesir karşısında yavaş, dağınık, çabuk unutulacak bir top oynadı Beşiktaş. Buna rağmen 3 puan aldı

Tottenham-Beşiktaş: 1-1'e üzüldük

Deplasmanda elde edilen puan açısından bakıldığında sevindirici bir beraberlik ama oynanan futbola ve elde edilen pozisyonlara bakınca üzülmemek elde değil

Futbol durarak oynanınca

Tribünlerin boş olduğu futbol karşılaşmaları TV'den izlenirken bile zevksiz. Ama ne gam! Yeter ki tribünlerden istenmeyen sesler çıkmasın