15 Nisan 2017

Yıllarca pazarda sıkıntı yaratan BSA'nın Türkiye'deki faaliyet izni yenilenmedi

Bizim polisimiz, bizim esnafımıza karşı çok uluslu firmayı mı korudu?

1988'de Microsoft Corporation tarafından kurulan ve yazılım üreticisi uluslararası firmaların fikri haklarını korumayı hedeflediği belirtilen ticari grup "The Software Alliance (BSA)" [1]nın, 3 şubatta dolan faaliyet izninin İçişler Bakanlığı tarafından yenilenmediği belirtiliyor. Açıklama Basın İlan Kurumu tarafından yapıldı [2]. 

Açıklamada faaliyet izninin yenilenmeme nedenine dair bir kayıt yok. Sadece faaliyetlerine beraber son verildiği bildirilen 4 vakıftan birisi hakkında "milli güvenlik nedeniyle" kaydı düşülmüş. BSA Türkiye’nin en son yetkilisi Nilüfer Sapancılar Kahvecioğlu’ydu.

 

BSA etik dIşı yaklaşımları ve TV reklamı ile eleştirildi



BSA Türkiye'de 1997 yılından itibaren faaliyet göstermeye başladı. Bu faaliyetler "telif hakları" gibi yasal ve haklı görülebilecek bir amaca bağlansa da, bütün bu süre boyunca hareket tarzlarında etik dışı yaklaşımlar raporlandı. Örneğin İnternet kafeleri basıp 1 PC'de Word-Excel yazılımı buldukları halde, 20 PC'lik lisans alınması baskısı yaptıkları [3] ya da gazeteye eleman ilanı veren firmanın "Adobe tecrübesi" tercihine dayanarak, "sizde 15 makina var, hepsine Adobe lisansı alacaksınız" diye baskı yaptıkları iddiaları yer aldı [4].

Çeşitli firma ve kişilerin belirttiğine göre, BSA bu baskıyı, telif haklarının ihlali durumunda verilecek hapis ya da para cezalarının maksimumunu göstererek yapıyordu [3]. Yanısıra elleri kelepçelenmiş işadamlarının gösterildiği TV reklamları ile bu işi bir tehdit haline sokmuşlardı.

Oysa, BSA'nın 2007 yılına kadar Türkiye içinde yasal (tüzel) bir kimliği bile yoktu [5]. Buna karşılık bu döneme kadar pek çok internet kafe ve şirket baskınında Microsoft ile birlikte adları geçti. Ama bilişim toplumundan gösterilen tepkiler sonrasında BSA Türkiye'de tüzel kişilik haline geldi. Faaliyet izni aldı.

Buna karşılık BSA'nın temsil ettiği bazı firmaların Türkiye'de geçerli telif hakkı bile olmadığı ortaya çıktı. Örneğin İnternet kafeleri basarak, lisans parası tahsil eden Microsoft'un yine bir baskın sonrasında dava açtığı bir internet kafecinin temyiz duruşmasında, akıllı bir avukat, hakimin temini için 6 ay süre vermesine karşın Microsoft'un Türkiye'de geçerli bir telif hakkı olmadığını ortaya koyuyordu [6].

 

BSA tarafından yayınlanan masaÜstü uydurmaca korsan yazılım oranı



BSA'nın bir yandan yukarıda belirttiğimiz gibi bazı firmaların sorunlu telif hakkı [6] konusuna rağmen uyguladığı baskı, bir yandan kendi varlıklarının yasal olmayışı gibi nedenler varken, bir yandan da nasıl hesaplandığı belirsiz "korsan yazılım" yüzdelerini sanki gerçekmiş gibi sunduğu ve üstelik bunu AB Komisyonunda resmi raporlara geçirdiği, Türkiye'ye karşı kullanılmasına neden olduğu görüldü [7] [8]. 

Ama en komiği ya da belki en acısı şu; ekteki yazıdan da göreceğiniz üzere turk-internet.com söylemeden önce, teknoloji basınında kimse bu rakamların anlamını düşünmüyordu [9]. Hatta basın bültenleri uzantısında bu rakamlar çok önemli bir habermiş gibi sunuluyordu. 

Oysa telif hakları Türkiye'de geçersiz olduğu ve ne kadar vergi ödediğini bilmediğimiz bir firmanın korsan yazılım rakamı diye basbas bağırdığı bu rakam masabaşında belli kabuller yapılıp, Arap ülkeleri ile kıyaslamalar ile yaratılan bir rakamdı. Avrupa Birliği tarafından da bize baskı unsuru olarak kullanılıyordu [8]. 

Hatta daha da acı olan şu; Microsoft ya da BSA'nın "teknoloji basını" yardımıyla sunduğu bu rakam öyle tuttu ki; bakanlıkların --mesela Kalkınma Bakanlığının Bilişim Hukukuk konferansındaki bir sunumunda-- bile resmi rakam olarak kullanıldığını gördük. Konuşmacıya bu araştırmanın kaynağını sorduğumuzda; "---eeeee... üüüü... galibaaaa-- şeklinde bir cevap aldıktı.. Yani bakanlıklar bile bu düzmece rakamı bir süre kullandılar.

Bu arada BSA'nın bu rakamının dünya çapında 2010'dan sonra eleştirilere uğradığını da not edelim... [10]

Bizim polisimiz, bizim esnafımıza karşı çok uluslu firmayı mı korudu?



Bu kadar saçma sapan bir durum varken, yine acı olan bir durumu, İstanbul İnternet kafeciler Odasının başkanı Metin Baltaoğlu şöyle ifade ediyordu; 

"Füsun Hanım, bizim kaymakamımız, neden bizim polisimizi, çok uluslu bir firmanın yanında sanki onların yararına bize baskına yolluyor ve bu ülkenin yerel esnafı olan bizlere karşı kullanıyor, koruması gereken biz değil miyiz?". 

O gün bu ifadeye bir cevap verememiştim. Ama 2013'de Microsoft'un telif haklarının aslında bu ülkede geçerli olmadığına dair mahkeme kararı ortaya çıktığında, "Baltaoğlu çok haklıymış" diye düşünmeden edemedim.

 

İnternet kafecilerle süren rekabet kurumu davasında yeni gelişme



Bu arada Microsoft'un bir başka etik bulunmayan yaklaşımı, o dönem açtıkları bir kampanyada, İnternet Kafelere Windows yanında Ofis yazılımını alma zorunluluğu getirmeleri idi. Rekabet Kurumu bu konuda verdiği kararda soruşturma açma gerekmediği gibi bir karar vermişti. Ancak nisan 2017 itibariyle mahkeme bu konuyu Rekabet Kurumunun önüne yeniden koymuş durumda. Umarız bu sefer daha dikkatli bakarlar [11].

 

Korsan yazılımın Türkiye'ye verdiği zarar mı? Microsoft'un kestiği ceza mı?



Ama daha da komiği var; BSA bu yüzdelerin yanında, 2-3 yıl boyunca bir de "Korsan Yazılım Türkiye'ye şu kadar zarar verdi" türü basın bültenleri yayınladı. Başlığa baktığınızda, bu yazılımların bilgisayara zarar verdiği filan akla geliyordu. Oysa bültenin detayına baktığınızda, gördüğünüz şuydu; Microsoft bu firmalara ceza kesmiş. Kestiği cezayı da allıyor, pulluyor, ve Türkiye'ye zarar diye yayınlıyordu [12]. Yani verdiği cezayı adeta kutluyordu. Teknoloji basını da düşünmeden bunu kullanıyordu.

Yani devlet uzunca bir süre, önüne konan korsan yazılım rakamını da, telif haklarını da incelemedi, araştırmadı.. Maalesef.. Bugün eğer bu bir faaliyet izni iptali ise, bu şartlar altında olumlu karşılıyoruz. 

 

BKB reklamları ve Tübider'in aldığı durdurma kararı



Bir diğer konu da, birbirinden ilgisiz gibi görünse de, 2005 yılında gazetelere çarşaf çarşaf dökülen BKB reklamları idi. Ocak-şubat ve mart aylarında ulusal basına verilen “İsmi cismi belli olmayan bir bilgisayar almak işi şansa bırakmaktır…” kampanyasına, OEM ve Toplama Bilgisayar satıcılarının büyük tepki gelmiş ve Tübider tarafından, Sanayi Bakanlığı Reklam Kurulu’na “haksız rekabet ve gerçekleri saptırıyor” iddiası ile yapılan başvuru haklı bulunarak, durdurma ve para cezası verilmişti [13].

Olayın gelişmesi şuydu; 2001 krizi ile çok uluslu firmaların PC satışlarında "peşin" yaklaşımı sonucunda, Türkiye'de birden bire toplama bilgisayar üretimi patladı [14]. Öyle ki, Intel'den Ayşegül İldeniz'in o günlerde verdiği bilgiye göre bir ara toplama bilgisayar üreticilerinin sayısı 7.500'e kadar çıktı ve bir ara bunlardan 2.500 kadarına Intel firması üretimlerini uygun bularak "Intel Inside" damgası koyma hakkı vermişti.

İşte bu firmaların ortaya çıkması ile birlikte, Microsoft'un HP, IBM gibi firmaların PC satışları paralelinde otomatikman sattığı Windows ve Office sayısında ciddi düşüşler yaşandı. Yukarıdaki BKB reklam kampanyasının nedeni buydu. Microsoft bu toplama bilgisayar üreticilerini kötüleyerek, ithal PC satışlarını ve dolayısıyla da kendi otomatik Windows+Office satışlarını geri almaya çalışıyordu.

Sonuçta 2005'lerden sonra önce laptoplar sonra da iPhone vs ile akıllı telefonlar dönemi geldi ve geçtiğimiz günlerde yayınladığımız üzere Microsoft kullanımı 2010'lardan itibaren gerilemeye başladı [15]. Bunun sonucunda BSA hikayelerini daha az duyar hale geldik.

Bu arada küçük bilişim satıcı ve üreticilerinin ve de toplama bilgisayarcıların da üye olduğu Tübider'in, 15 temmuz sonrası haksız bir KHK ile kapatıldığının yarattığı şaşkınlığı da hatırlatalım. Neyse ki, hata kısa süre sonra anlaşıldı ve dernek yeniden açıldı [16]. Ama bugün hala bu kapatmanın nedeni bilinmiyor. Sadece bazı tevatürler kulağımıza kadar gelmiş durumda.

 

İkinci el yazılıma engelleme



Microsoft ile ilgili diğer ilginç bir konu da, telifi ödenmiş Microsoft yazılımlarının 2ci el olarak satışını engellemeye çalışmasıydı. Oysa 2ci el yazılım dediğimiz, telifi zaten Microsoft'a ödenmiş bir üründü ve bu ürüne sahip olan, artık kullanmayacaksa, neden satmasındı..

Bu konu önce Almanya'da dava konusu olmuştu. Bülent Kozaklı önce Almanya'da Microsoft'un değiştirilen hırda bilgisayarlardan çıkan yazılımlarını 2ci el olarak satmayı akıl etmişti. Ancak Microsoft Kozaklı'yı 2 sene tehdit etmiş. Sonra dava açmış ve sonra 2.el yazılım satışı konusundaki bu davayı kaybetmişti. Kozaklı daha sonra Türkiye'de de aynı işi yapmaya karar verdiğinde, Microsoft bu sefer Türkiye'de 2ci el yazılımı engelletmeye çalıştı. Bülent Kozaklı'nın Türkiye'deki firmasına baskın yapıp, yazılımların kopyalarına el koydurdu. 

Ancak 2011'de 2ci el yazılım için açılan dava 2015'de Kozaklı lehine sonuçlandı [16].

 

Microsoft'un Türk Çalışanları



Microsoft'un çok güzel yazılımları var ve ofis hayatlarını kolaylaştırıyorlar. Ancak bir yandan da lisans satacağız diye buldukları kurnazlıklar, yukarıdaki maddelerden de göreceğiniz üzere ülkeye zarar verebiliyor. Üstelik bunu kota dolduracağız diye yine bizzat Türk vatandaşları olan Microsoft çalışanları yapıyor. Bir gün emekli olduklarında çoğunun kalacağı ülke burası. Yani aslında kendi ayaklarına çelme takıyorlar. Bunu düşünmeleri lazım.

Diğer yandan, Microsoft bu yaklaşımları ile antipati topluyor. Günümüzün en önemli sözcüklerinden birisi "sürdürülebilirlik". Eğer tekel olduğunuz konular varsa, millet bugün sizden almak zorunda olabilir ama uzun vadede, hele rakipler çıktığında aynısını sürdürebilecek misiniz? 

"To be or Not To be" İşte bütün problem bu. Sadece Microsoft değil, kurnazlıkla tekeli sürdürmeye çalışan tüm firmalar için mesaj bu.


[1] Business kelimesinin temsil eden BSA'nın B'si 2012 itibariyle isimden düşürüldü ama kısa isim aynı kaldı.

[2] İçişleri Bakanlığı 4 yabancı vakfın faaliyetlerine son verdi

[3] Microsoft 120'nin Üstünde İnternet Cafe Bastı ve Tazminat+Lisans Parası İstedi - 3

[4] Fair Play Diyen BSA Kendisi Kurallara Uyuyor mu? Utanmaz Atmasyon Korsan Rakamı Yayınlamaya Devam Ediyor

[5] BSA 24 Kasım 2006 Öncesinde Yasal Değildi

[6] Microsoft Bir Internet Kafe'ciye Karşı Açtığı Telif Hakları Davasını Kaybetti

[7] AB Komisyonu için Hazırlanan Rapora Göre, Türkiye Bilişim'de Korsan Kullanımında Dördüncü

[8] BSA; Türkiye'de Yazılım Korsanlığı % 66 - 1

[9] Bu Korsan Yazılım Kayıp Rakamları Nerden Bulunuyor?

[10] Business Software Alliance: Outright liars or just truth challenged?

[11] : internet kafelere yCnelik olarak hazirlanan "3+Projesi" kapsamında 4054 sayili Rekabetin Korunmasi Hakkmda Kanun'un ihlal edildigi iddiasina iliskin yurutulen onarastirma

[12] BSA Cezalandırmaları Türk İş Dünyasına 2 Milyon TL'ye Mal Olmuş

[13] BKB Reklamları Ters Tepti; Durdurma ve Para Cezası

[14] İldeniz: 'Türkiye'de PC Üreticisi 1070 Müşterimiz Var'

[15] Tarihi Dönemeç; Gitgide Düşen Windows Liderliği İlk Kez Kaybetti

[16] Yanlışlıkla Kapatılan Bilişim Sektörü Dernekleri TÜBİDER ve TÜBİFED Yeniden Açıldı

[17] İnatçı İşadamının Fendi Microsoft’u Yendi; 2ci El Yazılım Satışı Serbest Hale Geldi

Yazarın Diğer Yazıları

Mahalli yönetim seçimlerin analizi (I)

Ekonomisi ve diğer tüm alanları güzel bir ülkede yaşamak istiyorsanız "cahil halk" retoriğinden kurtulun, iyi bir yurttaş olarak seçim kanunlarını, siyasi parti kanunlarını ve de ilgili mevcut gelişmeleri vs. yakından takip edin. En önemlisi gerçek verilere güvenin. O zaman "yine mi" mutsuzluğunu yenmek mümkün olur

Neden internetten bihaber bakanlar atanıyor?

Bu fiber altyapı ile çoktan dijital uçuruma düşmüş durumdayız. AKP ekonomiyi beceremediği gibi, telekom - internet sektörünü yönetmeyi de beceremiyor

Uydudan telefon görüşmesi yakınlaştı

Mevcut fiber altyapımızla, beklenen İstanbul depreminde, haberleşmenin yine çökmesi şaşırtıcı olmaz. Bu duruma bir çözüm uydudan mobil telefona teknolojilerinin gelişiyor olması. Acaba ülkemizde ne zaman kullanabiliriz?