16 Ekim 2014

Katalog suçlar genişletiliyor, telefon dinlemelerinde geriye takip yasallaşıyor

Telefon içeriklerinin kayıt edilmesi konusu, AKP hükümeti tarafından yasal zemine kavuşturulmaya çalışılıyor.

Geçen yıl temmuz ayından bu yana ikaz ettiğimiz bir konu var; telefon dinlemelerinde "kayıt saklama" amaçlanıyor. BTK'nın 18 temmuz 2013 tarihli kararı[1] sonrasında dikkatleri çektiğimiz konu, bu yılın başındaki internet kanunu sırasında iyice ortaya dökülmüştü. Geçen ay kabul edilen torba kanun içinde yer alan ve daha sonra Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen maddeler de aynı amacı taşıyordu. Şimdi AKP iktidarının yeni kanun taslağında yine benzer düşünceler farkediliyor. Muhtemelen filli olarak yapılan bir hareket yasallaştırılmaya çalışılıyor. Muhtemelen bu ve benzeri hareketleri yapabilmek için de, "Kişisel Verilerin Korunması" kanunu bir türlü çıkarılmıyor. 

Yeni kanun taslağının içindeki maddelerin neler getirdiğini daha iyi anlamak için, detaya bakmadan önce, telefon dinlemelerinin ne anlama geldiğini anlatalım;



Telefon Dinleme Nedir?



Telefon dinlemeleri konusu çok ufak nüansların olduğu bir alan. Bu nedenle neyin ne olduğunu kısaca izah edelim. Temel olarak 2 farklı takip ve kayıt var. Birincisi trafik bilgilerinin takibi ya da kaydı, ikincisi içeriğin dinlenmesi ve kaydı.

Telefon trafik bilgileri basitçe, "kim, kimi aradı, ne zaman, konuşma ne kadar sürdü" şeklindeki bilgilerdir. Bunları telefon operatörleri yani bugün sabit telefon abonesi olduğumuz Türk Telekom ya da GSM operatörleri tutar. 

Telefon trafik kayıtlarının TİB'de kurulduğundan yani 2005'den bu yana saklanıyor olduğuna dair bir duyumumuz da var. İçeriğin kayıt edilmesi daha büyük sorun olsa da, trafik bilgilerinin kaydı da bir sorundur, mahremiyet ihlalidir. Bu kayıtların da tutulmaması ve silinmesi gerekir.

İçerik konusuna gelince; gelişen teknolojilerin hayatımıza soktuğu çok büyük verilerin saklanabilmesi olanağı, sadece iyiliğimiz için değil tersine amaçlarla da kullanılabiliyor. Bunlardan birisi de telefon dinleme kayıtların uzun vadeli saklanabilmesinin mümkün hale gelmesidir.

Demokratik ülkelerde, güvenlik güçleri (bizde Polis, Jandarma ve MİT), suç işlenme şüphesi durumunda mahkemelere başvurup, "telefon dinleme izni" alırlar. Bu izin sınırsız değildir; bir süreyi kapsar. Bu süre zarfında da telefon talep yapan tarafından dinlenir. Sürenin sonunda belli bir uzatma alınabilir ya da suç olduğu anlaşılmışsa gerekli işlem yapılır.

Ancak eğer suç işlenmemiş ise, bu dönemdeki dinleme kayıtlarının yok edilmesi gerekir. Çünkü kişisel mahremiyettir.

Burada ikaz ettiğimiz temel sorun ise; AKP hükümetinin bir süredir, bırakın mahkemeden izin alıp dinlemeyi, herkesin telefon içeriklerinin kayıt edilmesi konusunda ısrar etmesidir. Bu herkese, suç işlemeyen ya da suç işleme şüphesi olmayan kişiler de dahildir. Mahkeme izni olmaksızın, herkesin telefonlarının dinlenmesi ve hatta kayıt ediliyor olması, bir insanlık suçudur. Kişisel hakların ihlali anlamına gelir. 

Daha da ileriye gidersek, bu tür bir yaklaşım, demokratik bir ülke olmaktan çıkmak demektir.



Katalog suçlar genişletildi



AKP hükümetinin Kobane nedeniyle meydana gelen şiddet olayları sonrasında "güvenlik güçlerinin elini güçlendireceğiz" sözleriyle ortaya çıkardığı ve Ceza Mahkemesi Kanunu’nda (CMK) değişiklik içeren yasa teklifi içinde özgürlüğü kısıtlayıcı çeşitli maddeler bulunuyor. Biz bu yazıda telefon dinlemeleri ile ilgili olanlara bakıyoruz.

AKP Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can ve Isparta Milletvekili Recep Özel tarafından TBMM’ye sunulan yasa önerisiyle, dinleme, mal varlığına el koyma ve teknik takip kararlarının kapsamını genişletti. Daha önce MİT’le ilgili yasa teklifini de veren AKP Milletvekili Ramazan Can’ın verdiği öneri yasalaşırsa, şüpheli veya sanığın yakalanabileceği yada suç delillerinin elde edilebileceği durumlarda, polis "makul şüphe" olduğu zaman gerekli aramayı yapabilecek. Bu aramanın yapılabilmesi ilgili maddede halen mevcut olan halinde "somut delillere dayalı kuvvetli şüphe" ifadesi yer alıyordu.

Güvenlik paketiyle katalog suçların kapsamı genişletildi. CMK’da telefon dinleme için sayılan suçlara devletin güvenliğine karşı suçlar (devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, düşmanla işbirliği yapmak, devlete karşı savaşa tahrik, temel milli yararlara karşı hareket, yabancı devlet aleyhine asker toplama, askeri tesisleri tahrip ve düşman askeri hareketleri yararına anlaşma, düşman devlete maddi ve mali yardım) ile anayasal düzene ve düzenin işleyişine karşı suçlar (anayasayı ihlal, yasama organına karşı suç, hükümete karşı silahlı isyan, bu suçlar için örgüt kurma) da eklenecek.

Katalog suçlar, her seferinde yeni bir kanun yapmamak için sınıflanan suçlar anlamına geliyor. Katalog suçlara yeni bir tane ilave edildiğinde, bu ifadenin yer aldığı kanunlar da otomatikman genişlemiş oluyor. 



Dinlemelerin soruşturma aşamasında tek hakim karar verebiliyor



Dinlemelerde “paralel yapının dinleme yapmasını engellemek için” daha önce mahkemelerde oybirliği kriteri getiren AKP, soruşturma aşaması için tek hâkimin karar vermesini öngördü. Böylece, son dönemde Adalet Bakanlığı’nın atadığı sulh ceza hâkimleri, dinlemelerde tek belirleyici olacak. 

Soruşturma aşamasında hâkim, kovuşturma aşamasında ise mahkeme karar verecek. Hükümet, dinlemelerin mahkemelerde oy birliğiyle alınması hükmünü getirmişti. Düzenlemeyle, ayrıca, ‘gizli soruşturmacı’ ve teknik izleme yaygınlaşacak.



İletişimin geriye takibi



CMK’nın “İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması” düzenlemesi 7 ay önce 21 Şubat’ta 6526/12 maddesiyle değiştirilmişti. Değişiklik şu şekildeydi; 
 


“Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, ağır ceza mahkemesi veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi tespit edilebilir, dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir. 

Cumhuriyet Savcısı kararını derhâl mahkemenin onayına sunar ve mahkeme, kararını en geç 24 saat içinde verir. Sürenin dolması veya mahkeme tarafından aksine karar verilmesi hâlinde tedbir Cumhuriyet Savcısı tarafından derhâl kaldırılır. Bu fıkra uyarınca alınacak tedbire ağır ceza mahkemesince oy birliğiyle karar verilir. İtiraz üzerine bu tedbire karar verilebilmesi için de oy birliği aranır” 


şeklindeydi. Dinleme, iletişimin tespiti, kayda alma ve sinyal bilgilerinin ağır ceza mahkemelerinde ancak ‘somut delile dayalı kuvvetli şüphe’ halinde karar verilebileceği düzenlenmişti.

Yeni yasa taslağında, CMK 135/1’deki “Tespit edilir” ibaresi çıkarıldı. Dinleme kararları talep edilirken, kararda yüklenen suçun türü, hakkında tedbir kararı uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişimin bağlantısının tespite imkan veren kodu ve tedbirin süresinin belirtilmesi zorunlu hale getirildi. 

Telefonla kimin kimi aradığı, ne kadar konuşulduğu gibi trafik bilgilerinin alınması ya da elektronik posta ve internet yoluyla mesajlaşmaların tespit edilmesi için herhangi bir şüphe veya delil şartı aranmayacak. 

Kişilerin iletişimi geriye doğru sınırsızca tespit edilebilecek. Başta da belirttiğimiz üzere, AKP hükümeti önce BTK kararı şeklinde, daha sonra da çeşitli kanunlar içinde sürekli olarak bu telefon kayıtlarının tutulması için yasal zemin sağlamaya çalışıyor.


Telefon içerikleri kayıtları saklanınca ne olur?


Telefon trafik bilgileri ya da içerikleri kaydedilip, saklanılırsa, bunlar sadece suçluların takibi için değil, başka çeşitli amaçlar için de kullanılabilir hale gelir. Örneğin, bir kişinin siyasi düşüncelerinin tespiti, kimlerle görüştüğünün ve bu kişilerle yaptığı görüşmelerin içeriklerinin dinlenmesi ile bulunabilir.

Bu kayıtların uzun vadeli saklanması ise, "zamanı geldiğinde" anlamına gelir. Bu durumda, herkes kendisini tehdit altında hissedebilir. Çünkü 1-2 ya da 3-5 sene önce yaptığınız bir görüşme bile, zaman içinde istenmeyen durumlara neden olabilir.

Bu kayıtlar profillemeye yol açar. Kişisel mahremiyet anlamında sakıncalıdır. "Özel hayatı koruyoruz" bahanesi ile kanun çıkardığını iddia eden AKP hükümetinin ilave bir "özel hayat" ihlalidir.



[1] BTK'dan Mahkeme Kararı Olmadan Dinleme Yapmaya Yönelik Karar (18 Temmuz ve 401 Sayılı Karar)

 

Yazarın Diğer Yazıları

Depremi yaşayan 4 ilde nüfus 300 bin azalmış

Bölge nüfusundaki yüzde 7-8'lere varan azalma, sığınmacı açmazı ile birlikte düşünüldüğünde, Hatay başta olmak üzere bölgenin geleceği ve özellikle güvenliği açısından odaklanılması ve strateji geliştirilmesi gereken bir konu olarak önümüzde duruyor

Bakan "Türkiye emin ellerde" diyor, ama öyle mi?

USOM ya da Ulaştırma Bakanlığı gerçekten ülkemizin vatandaşlarının "emin ellerde" olması için çalışmak isterse, öncelikle operatörler-bankalar-savcılık-kolluk arasındaki eksik olan koordinasyon ve süreçleri tanımlamakla işe başlayabilir

Mahalli yönetim seçimlerin analizi (I)

Ekonomisi ve diğer tüm alanları güzel bir ülkede yaşamak istiyorsanız "cahil halk" retoriğinden kurtulun, iyi bir yurttaş olarak seçim kanunlarını, siyasi parti kanunlarını ve de ilgili mevcut gelişmeleri vs. yakından takip edin. En önemlisi gerçek verilere güvenin. O zaman "yine mi" mutsuzluğunu yenmek mümkün olur