04 Nisan 2016

4.5G’de kim ne kazanıyor?

4.5G bu kullanıcılara ne getirecek? Ülkemize ne getirecek? Mobil operatörlere ne getiriyor? Üretici firmalara ne getiriyor?

BTK’nın son raporuna göre, ülkemizde 73,6 milyon mobil telefon kullanıcısı var [1]. Bunların 37,5 milyonu ayda ortalama 1,3 GB veri kullanan mobil internet (yani 3G) kullanıcısı. Peki 4.5G bu kullanıcılara ne getirecek? Ülkemize ne getirecek? Mobil operatörlere ne getiriyor? Üretici firmalara ne getiriyor?

Bunlara bakalım;

 

Mobil operatörler 4.5G ile ne kazanacak?

 

Bu yeni teknolojiler, mobil operatörler açısından “yeni yatırım” anlamına geliyor. Yani alışmış oldukları kazançlar bir süre yeni yatırıma yönlendirilmek zorunda kalıyor. Bu haliyle de, hissedarların temettü beklentileri ertelenmiş oluyor.

Bu açıdan operatörler yeni teknolojiye ancak, rekabet açısından fayda sağlayacaksa yakınlaşıyorlar. Bu nedenle hem 3G’de, hem 4G’de ayak sürüyen operatör Avea dolayısıyla Türk Telekom oldu gibi gözüküyor.

Hatırlayalım;

 

3G dönemi ve ertelenen, iptal edilen ihale

 

3G’ye geçeceğimiz dönemleri hatırlatalım; 2007 mayıs ayı için ilan edilen ilk ihale iptal olmuştu [2]. O dönem Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri bu iptalin nedenini “seçimler” olarak vermişti ama Avea ısrarla “mobil numara taşıma”nın henüz başlatılmayışı nedeniyle isteksiz görünüyordu. Arka planda ise, Avea’nın abone sayısının düşük olması nedeniyle, ihaleyi engellediği iddia ediliyordu.

2007 eylül ayında yeniden ilan edilen ihaleye sadece tek firma girdi. Bu konuya neden müdahil olduğu anlaşılamayan Türk Telekom Teknik Elemanlar Derneği, Ankara 9. İdare Mahkemesine başvurarark Telekomünikasyon Kurumu'nun, üçüncü nesil mobil sistemler (3G) ihalesinin 7 Eylül 2007'de yapılmasına ilişkin kararının yürütmesinin durdurulması talebiyle dava açmıştı.

Arkasından BTK bu ihaleyi onaylamadığını açıkladı [3]. Dolayısıyla yeniden bir erteleme geldi. O dönem Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım bu konuda, sanki birisi diğerinin ön şartıymış gibi “bütün ülkede 2G kapsama tamamlanmadan olmaz” açıklaması yapıyordu. Halbuki büyük şehirlerde 3G başlatılabilir, o arada 2G kapsaması eksik yerler tamamlanabilirdi.

Zaten mobil telefon eko sistemi artık zorlanmaya başlamıştı. Gerek cep telefonu satıcısı olan bayiler, gerek ise mobil uygulama sektörü artık duraklama dönemine girmişlerdi. 3G’yi yani veri ya da yeni model cep telefonu satmak istiyorlardı.

2007 aralık ayı itibariyle bakılırsa, GSMA’a göre 40 ülkede 190 3G ve 71 ülkede 154 HSDPA (yani 3.5G) vardı. Türkiye bu listede o yıl da yer alamadı.

3G ihalesi 28 kasım 2008 olarak yeniden açıklandı [4]. Devlet kasasına KDV dahil 968,6 milyon TL lisans parası giren bu ihale ile Türkiye ağustos 2009’dan itibaren 3G kullanmaya başladı. Yani ilk ticari 3G networkünden (2001 – Japon DoCoMo) tam 8 yıl ve tam 119 ülke sonra [5].

 

4G ihalesinin hikâyesi

 

4G ihalesinde de benzer durumlar söz konusu oldu. İlk ticari 4G networkleri Güney Kore’de  2007 ve Oslo (Norveç) / Stockholm (İsveç) 2009’da kuruldu. LTE bazlı olan ikincisi olduğu için ona göre bakarsak, Türkiye’deki 4G’den 7 yıl önce.

Mayıs ayında yapılan ihalenin de ertelenmesi söz konusu oldu. Ayrı bir yazıda anlatacağımız gibi, BTK tarafından ilan edilen ilk ihale akademisyenlerin 3G’nin devamı olarak da tanımladıkları LTE teknolojisi ile idi. Oysa aradan geçen sürede LTE Advance teknolojisi oluşturulmuştu. Üreticilerin eski teknolojilerini satmak için yetkilileri etki altına aldıkları gibi bir iddia yapıldı. Bu tepkiler üzerine ihale iptal oldu [6].

Ancak daha sonra mayıs ayında Cumhurbaşkanının “4G’ye gerek yok 5G Olsun” ifadesi gündeme geldi. Bu sözü Türk Telekom’un 175ci yıl kutlamaları sırasında söylemiş olması, Türk Telekom’un 4G ihalesini iptal ettirmek istemesi olarak yorumlandı [7].

Ama kısa sürede, 5G’nin ancak 2020’lerde ortaya çıkacağı ve 4G üzerine kurulu olduğu [8] görüşleri ortaya çıkınca, yetkililer Cumhurbaşkanı’nın ifadesini rahatlatmak üzere 4.5G’yi icat ettiler. LTE Advance, LTE’den bir sonraki aşama olduğu için söylenebilir bir ifade olarak kaldı.

İhalenin yapılacağı 24 ağustos öncesinde, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığında 3 gün süren toplantılarda, ihalenin iptali için Avea tarafından çaba sarfedildiği duyumları alındı. Ancak devlet bu ihaleden gelecek muhteşem lisans parasından vazgeçmedi ve ihale yapıldı, devletin kasasına KDV dahil 13,2 milyar TL girdi [9].

Bu tabloda söyleyeceğimiz 2 şey var. Birisi bu gecikmelerin ülkeye maliyeti hesaplanmalıdır (Yazının devamındaki başlık altına bakın).

Mobil operatörlerin ne kazandığına baktığımız bu başlık altında, operatörlerin yeni teknoloji geldiğinde yapacakları yatırım nedeniyle sıkıntı oluştuğunu hatırlatarak devam edelim. Çünkü yatırım yapınca firmanın karlılığı ve dolayısıyla da hissedarların temettü oranı düşüyor ve hatta alamıyorlar.  Buna karşın yeni teknoloji çok hızlı bir şekilde paraya dönüşemiyor. Yani kullanıcı adaptasyonu yavaş oluyor.

Bu da, yüksek borçluluk oranına sahip firmalar için zor bir durum. Türk Telekom’un yaklaşımına bu açıdan bakılması gerekir.

Diğer yandan; mobil operatörlerin bir yandan dünya ile benzer tarifeler oluşturması lazım. Mesela Avrupa’ya gittiğinizde rakamın benzer bir düzeyde olması lazım. Ama diğer yanda, operatörler büyük bir vergi yükü altında.

Devlet yıllardır 1999’dan kalma deprem vergisini, adını değiştirerek almaya devam ediyor. Üstüne mobil operatörlerin yeni kurulduğu 1990’lı yıllarda henüz emekleme dönemindeyken Türk Telekom tarafından “ara bağlantı” karşılığı alınan % 15’lik rakam, bugün “Hazine Payı” olarak alınıyor ve 2007’de yazdığımız bir yazı sonrası faturalardan saklanıp, doğrudan ciro üzerinden alınıyor. İlk tesis, yıllık telsiz parası, KDV vsvs derken, 34 TL konuşulduğunda operatörlerin ödedikleri dahil 66 TL vergi ödeniyor yani 100 TL fatura geliyor [10].

Bu yazımız yayınlandıktan sonraki 8-9 ay içinde o kadar çok yayıldı ki, sonuçta Maliye Bakanlığı açıklama yaptı ve 34 TL konuşunca 100 TL değil, 55 TL ödendiğini söyledi. Ama onların rakamı içinde % 15 saklanmıştı ve ilk tesis ya da ne için alındığı anlaşılamayan telsiz ücreti gibi rakamlar yoktu, hesaplama da tersten yapılıyordu [11].

Sonuç şu da bu da olsa, Türkiye’de mobil operatörler üzerinde çok büyük bir vergi yükü var. Bunlar sektörü zorluyor. “Avrupa’da en çok konuşturan mobil operatörler bizde” filan denilse de, bu operatörlerin en büyük olduğu anlamına gelmiyor. Aksine dolar bazında bakarsanız sektör zorlanıyor ve gitgide küçülüyor. Avrupa’da ARPU 19,48 Euro iken Türkiye’de ARPU 7,66 Euro’da kalıyor [1].

Son zamanlarda telefon görüşmelerinizde daha fazla kopma görüyor musunuz? Acaba neden?

Sektörün gelirlerinin dolar karşısında küçülmesi neye yol açıyor derseniz; tüketiciler karşılığını –kendileri farkında olmasa da-- son 4-5 yıldır “daha az yatırım” olarak alıyorlar. Bu nedenle de nominal değer olarak bakıldığında pahalı gözükmese de, hizmetin kalitesine karşı alınan para olarak bakıldığında fiyatlar pahalı. Gitgide daha kötü olabileceğini öngörmek pek de zor olmasa gerek.

 

Tüketiciler 4.5G ile ne kazanacak?

 

Tüketicilerin avantajı hız olacak ama bu hızın her yerde olması mümkün değil. Bunun nedeni Türkiye’nin altyapısının olması gerekenin en iyimser bakışla 10’da biri olması. Hatta bu rakamı diğer ülkelerdeki fiber altyapı ile kıyaslarsak 20’de bire kadar da düşünebiliriz.

Yani 4.5G bir süre ancak belli şehirlerin belli merkezlerinde hız sağlayacak. Aradaki eksik yatırımın nasıl ya da ne kadar zamanda telafi edileceğini göremiyoruz. Ama Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı artık bu durumu farketmiş gözüküyor. Umarız buna dair önlemlerin bir an önce alınmasını sağlar. Yoksa 2023 hedeflerine ulaşmak bir yana geriye gidiyoruz.

Fiyatlar konusunda yukarıdaki bölümün son paragrafını tekrarlamayalım. Ordaki ifade geçerli.  Tüketicilerin aldıkları hizmetin kalitesini farkında olmadıkları, haklarını aramadıkları sürece de böyle olacak.

 

Üreticiler 4.5G ile ne kazanacak?

 

Bu tablonun en büyük kazananları bu grup. 4.5G için yapılacak yatırımların ilk 1 yıl içinde 1 başına 5 milyar $ olduğu konuşuluyordu. Bu rakamların 5 yıl içinde toplam 30 milyar $ olabileceği tahmin ediliyor.

 

Ya ulak?

 

Bu olayın acı bir yönü de bu. Geçen yılın 5-6 ayı, yılda 5 milyar $’lık cep telefonu cihazı ithal ediyoruz. Bunu engellemek için yeni vergi koyalım tartışması ile geçti [12]. İyi de, altyapı teknolojileri üzerinde çalışsak daha iyi olmaz mı?

Argela’nın başlattığı, daha sonra Netaş ve Aselsan’ın dahil olduğu “Yerli 4G Baz İstasyonu” konusundaki durumu gördüğümüzde, “bu ülkede neden vizyon bu kadar eksik” diye düşünmeden edemiyoruz. Vergi koymak gibi kolay yollar deneniyor ama altyapı geliştirmek gibi konular desteklenmiyor. Sadece görüntüde yapılıyor.

Örneğin, 4G Baz istasyonu üretimi için Argela-Netaş-Aselsan arasında Ulaştırma Bakanlığı önderliğinde yapılan anlaşmadan bir süre sonra yani 2011’de BTK tarafından Aselsan’a gönderilen bir yazı var. Bu yazıda 4G Baz İstasyonu çalışmalarının durdurulması isteniyor !!! Ne kadar şaşırtıcı değil mi?

Yetmiyor, yukarıda da bahsettiğimiz üzere zamanın bakanı Elvan zamanında açıklanan 4G ihalesine bakıldığında, Ulak’ın yani LTE Advance teknolojinin kapsam dışı kaldığı, daha eski teknoloji ile ihaleye çıkıldığı görülüyor. Zamanın Sivil Savunma Müsteşarı –pek de devlet protokolunda alışılmadık şekilde—sinirli cümleler kullanması sonrası [6] ihale şartnamesi güncelleniyor ve Ulak dahil ediliyor.

Ama şaşırtıcı olan şu; operatörler Ulak’a yanaşmıyor bile. Bir kaç gün önce bir sürü “yerli teknolojiye sipariş verdi” vs açıklamaları görüyoruz ama sorduğumuzda henüz hiç fiziksel sipariş (order) verilmediği bilgisi alıyoruz.

Cuma günü Four Season’da yapılan 4G toplantısında BTK Başkanı Fatih Sayan, operatörlere “yerli teknolojiyi kaç tane alacaklarını” soruyor. Kaan Terzioğlu “hani evrensel hizmetle yapacağımız yatırımlar var ya, orda kullanalım” diyor. Yani devletin vereceği para ile ULAK alacaklar. Öbür operatörler de katılınca toplam 80.000 tane olacağı öngörülen 4G baz istasyonlarından sadece 1.700 evet yanlış duymadınız sadece toplam 1.700 tanesinin alınması kararı veriliyor.

Öyleyse, bu ülke neden Ulak için –duyumlarımıza göre 60 milyon TL-- para harcadı? 2011’de BTK’nın yazdığı yazı ne anlama geliyordu? Baştan bu biliniyor muydu? Üstelik Argela firmasının sahibi olan Türk Telekom bile böyle davranıyor. 

Çünkü, sayısı 5-6 olan dünya üreticileri, operatörlere sattıkları altyapı için finansman sağlıyorlar. Bu ülke bunu sağlayamaz mı? Yani bu teknolojiyi destekleyemez mi? Devlet adamlığı yeni vergi koymakla mı oluyor?

1980’lerde telekom üreticisi olan Teletaş konusunda yaşanana benzer bir olayla karşı karşıyayız. Nokia birden bire ülkemizde yerli baz istasyonu üretme kararı veriyor[13]. Buna Türk Telekom destek veriyor. Devlet yetkilileri de bunu “yerli üretim” olarak kabul ediyor ve destekliyor. Neden ki? Hangi teknolojiyi, fikri varlığı üretecekler? 3 tane adam işe alınca, yerli üretim mi oluyor?

Bu saatten sonra, “yerli üretimi destekliyoruz” dediğinizde kim inanacak?

Ulak, bu ülke için büyük bir şanstır. Bir kaç yıl içinde 30 milyar $ civarında olabilecek bir potansiyele işaret eder. Bunun yarısını alsa bile, yerli cep telefonunda bahsedilen kayıba karşı gelir. Üstelik sadece bu değil, bu cihazın dünyanın 5-6 üreticisi arasındaki şansı yani ihracat olanağı vardır. Ama kendi ülkesinde bile 1.700 satan bir cihazı kim alır?

Bu konuda edinilen bilgi birikimi acaba artık bundan sonra 5G’de kullanılabilir mi? İnsanlarda bu heyecan kalır mı?

Ulak konusunu ayrı bir yazı halinde yeniden inceleyeceğiz.

 

Ülke ne kazanıyor?

 

Buraya kadar okuduysanız, “Ülke ne kazanıyor?” sorusuna cevap verebilir hale gelmişsinizdir diye düşünüyoruz. Ama biz bir de tersine bakalım ve haberleşmede gecikmenin bize neye mal olmuş olabileceğini anlamaya çalışalım. 

ANAP döneminde 90’lı yıllarda bayağı erken ve doğru teknolojiyle (CDMA yerine GSM) başlatılan cep telefonu serüvenimiz AKP döneminde sürekli gecikmeli olarak hayata geçiyor. Bunun bize kaybettirdiği nedir diye soruyorsanız, dünyada genişbant internetteki artışın ekonomiye etkileri konusunda çeşitli araştırmalar var ama biz bu konudaki en yetkili kuruluş olan ITU raporuna bakalım. Burayı tıklarsanız bu gecikmenin ülkeye maliyetini aşağı yukarı anlayabilirsiniz. Biz bu rapordan 2 grafiği burada verelim;

Göreceğiniz üzere genişbantta % 10’luk artış, Gayri Safi Milli Hasıla’ya ülke bazında değişmekle birlikte % 10-25 arasında katkıda bulunuyor. Yani bu teknolojilerin ülkemize geç gelmelerinin maliyeti hesaplanmasa da, dünya ekonomileri sıralamasında 17cilikten 19culuğa düşmesinin bir boyutu olduğu düşünülmelidir.

Genişbantın ekonomiye katkısının ne olduğunu ise aşağıdaki şemada görebilirsiniz;

Description: Ekonomiye_Etki.png 

Tüketici Sorumluluğu

 

Demokrasinin yüksek olduğu her ülkede, tüketici ve vatandaş kendi hakkını aktif bir şekilde, dernekler, hukuk ya da protestolar yani ilgili malı almamak ile korur. Aksi takdirde hakettiği hizmet de aldığı hizmetle sınırlı kalır.

Ülkemizin haberleşme teknolojilerinde, üretici ya da tüketici olma vizyonu konusunda eksikliğinde, sorumluluk sadece işletmeci ve düzenleyicilerde değil, kullanıcıların da sorumluluğu var.

Bu kullanıcılar sanayiciler, ihracatçılar, gazeteciler, eğitimciler ve diğerleri ile düz kullanıcılardır. Kullandıkları hizmetin çeşitliliği, tekel olmaması –ki doğrudan fiyatları etkiliyor—ve kalitesi konusunda uyanık olması, talepte bulunması ve gerektiğinde şikayet yapması gereklidir. Aksi takdirde dediğimiz gibi bugünkü durumda herkesin sorumluluğu var.

Sonuç olarak, 4G ya da 4.5G vatana millete hayırlı olsun.

[1] BTK 3 Aylık Pazar Verileri Raporu – 2015/Son Çeyrek 

[2] 3G Lisans İhalesi İptal Oldu

[3] Telekomünikasyon Kurulu, 3G (2007) İhalesini Onaylamadı

[4] Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım : 3G İhalesi 28 Kasım’da [

5] 3G'nin İlk gününde Bayiler ve Çağrı Merkezleri Beklenenin Üstünde Soruyla Karşılaştı

[6] 3-4 Milyar $'lık Hacime Hitap Eden Yerli Ürünü Savunan Müsteşar Yardımcısına BTK'dan Dava

[7] Tayyip Erdoğan'ın '4G'ye Gerek Yok 5G Olsun' Demesi Ne Anlama Geliyor?

[8] 4G, 3G'ye Göre Evrim Niteliğindedir, 5G için ise Altyapı Oluşturuyor

[9] 4G İhalesi Devlete KDV Dahil 13,2 Milyar TL Kazandırdı

[10] Tüketici Operatörün Karı Dahil 34 TL’lik Konuşma için 100 TL Ödüyor - 1

[11] Maliye Bakanlığı, Cep'te Verginin % 60 Olduğunu İtiraf Etti

[12] İthal Cep Telefonlarına Vergi Geliyor ama Devlet Uzun Dönemli Strateji Oluştursaydı Daha İyi Olmaz mıydı?

[13] Türk Telekom 4.5G Şebekesinde, 'Made in Turkey' İmzalı Ürünler Kullanacak

Yazarın Diğer Yazıları

Depremi yaşayan 4 ilde nüfus 300 bin azalmış

Bölge nüfusundaki yüzde 7-8'lere varan azalma, sığınmacı açmazı ile birlikte düşünüldüğünde, Hatay başta olmak üzere bölgenin geleceği ve özellikle güvenliği açısından odaklanılması ve strateji geliştirilmesi gereken bir konu olarak önümüzde duruyor

Bakan "Türkiye emin ellerde" diyor, ama öyle mi?

USOM ya da Ulaştırma Bakanlığı gerçekten ülkemizin vatandaşlarının "emin ellerde" olması için çalışmak isterse, öncelikle operatörler-bankalar-savcılık-kolluk arasındaki eksik olan koordinasyon ve süreçleri tanımlamakla işe başlayabilir

Mahalli yönetim seçimlerin analizi (I)

Ekonomisi ve diğer tüm alanları güzel bir ülkede yaşamak istiyorsanız "cahil halk" retoriğinden kurtulun, iyi bir yurttaş olarak seçim kanunlarını, siyasi parti kanunlarını ve de ilgili mevcut gelişmeleri vs. yakından takip edin. En önemlisi gerçek verilere güvenin. O zaman "yine mi" mutsuzluğunu yenmek mümkün olur