19 Aralık 2014

NSU zanlısına noel hediyesi

Her yer Keupstrasse İnisiyatifi, bombalı eylem ve cinayetlerin yanı sıra, bu eylemlerde devletin oynadığı rolün de açıklığa kavuşturulmasını istiyor

Haftanın en etkileyici haberi benim için sekizi Türk 10 kişiyi soğukkanlılıkla öldüren aşırı sağcı NSU terör örgütü davasının baş zanlısı Beate Zschäpe’nin tek kişilik hücre hapsinden vazgeçilmesi oldu. Uzmanlar iki yıl sonra böyle bir karar alınması şaşırtıcı değil, olağan bir prosedür diyorlar. Bu bence kendisine verilmiş hoş bir  Noel hediyesi. Oysa tek kişilik hücredeyken bile Beate Zschäpe’nin dışarı ile temas kurduğuna dair iddialar ortaya atılmıştı. Ayrıca bu Zschäpe’nin yattığı Stadelheim, hapishanesini ve benzer bir hücreyi ziyaret etmiş biri olarak şu ana kadarki yaşam koşullarının hiç de kötü olmadığını söyleyebilirim. 10 metrekarelik odasında hayatta kalmak için ihtiyaç duyduğu her şeyi vardı, televizyonu, dava dosyalarını okuyabileceği bilgisayarı bile. Günde bir saatini de zaten, kantinde ya da bahçede ve diğer mahkumlarla geçirebiliyordu. Haaa evet! bu kadar süre tek başına olmak bir nevi işkence gibi gelebilir insana ama on kişinin cinayetine katıldığı doğru ise Zschäpe, onlarca kişiyi, babasız, kocasız, oğulsuz, dostsuz bıraktı. Ayrıca Beate Zschäpe, haftanın üç gününü zaten mahkemede geçiriyor. Avukatları var, hakimler, savcılar, tanıklar ki, bunların bir kısmı arkadaşı. Ama haklıdır, mahkemede cinayete kurban gidenlerin yakınlarının verdiği ifadeleri, polislerin cinayet mahallini, cinayete kurban gidenlerin son anlarına dair anlattıklarını dinlemek pek de hoş olmasa gerek. Aslında Zschäpe’nin yapacağı bir tek şey var yalnızlığını gidermek için o da konuşmak.

 

Beate Zschäpe konuşmayacak

 

Maalesef,  tek hayatta kalan NSU zanlısı Beate Zschäpe’nin konuşması artık hayal gibi görünüyor. Anlaşılan cinayetleri kimin işlediğine, 20 aydır haftanın üç günü NSU davasına bakan Münih Eyalet Mahkemesi karar verecek.  Avukatlarının değiştirilmesi talebiyle başvurduğunda, „işte o an, Zschäpe konuşacak“ diye düşünen çok olmuştu. Ama yanıldılar.  Zschäpe ile avukatlarının arası yine süt liman. Onlarla şakalar yapıyor, onların getirdiği çukulata ya da şekerlemelerle damağını tatlandırıyor. Bir yıl daha uzatıldı ama genel gidişata bakılırsa mahkeme daha daha da uzayacak gibi görünüyor. Çünkü çok sayıda müdahil dava var ve mahkeme aşırı sağcı çevre hakkında ayrıntılı bilgi edinmek, cinayetlere yardım ve yataklık edenleri tesbit edebilmek için doksanlı yıllara kadar gidip, yapılan soruşturmaları tekrar tekrar dinliyor. Zschäpe’nin avukatları, hatta müdahil avukatlar bile, davanın bu kadar uzamasından şikeyetçi. Mahkemenin aslında başsavcılığın, federal ve eyalet meclislerinde kurulan araştırma komisyonlarının işini üstlenmeye çalıştığı için detaylar arasında kaybolmasından endişe edenler de az değil. Bu yılın son duruşma gününde mahkeme, müdahil avukatların delillerle ilgili dilekçelerini reddederek 2015’de daha hızlı ilerleyeceği işaretini verdi ama bakalım bu duruşmaların hızını ne kadar etkileyecek.

 

İstihbarat aşırı sağ ilişkisine yönelik soru işaretleri

 

2014 yılında da tanık sandalyesine oturan aşırı sağcılardan yine aynı sözleri duyduk; “bilmiyorum, görmedim, duymadım, unuttum.” Pek çok tanık, aşırı sağcı çevrenin birbiri ile nasıl bir dayanışma içinde olduğu ve ideallerine ne kadar sadık kaldığını bir kez daha gösterdi. Örneğin son duruşma gününde Alman istihbaratının da muhbirlik karşılığı desteklediği bir grup tarafından çıkarılan bir dergi konu edildi. Dergide sarf edilen, tıpkı NSU gibi yer altına inen aşırı sağcıların gerekirse cinayet işlemesini destekleyen sözler, on kişiyi öldüren örgütün aşırı sağcı çevreden aldığı desteğin kanıtı olarak yorumlandı. Alman istihbaratının NSU ile ilişkisi, aşırı sağcı çevreden ne kadar fazla yararlandığına dair ortaya çıkan bilgiler de 2014 yılına damga vurdu. 1995 ve 2000 yılları arasında 'Vatanı Koruma' adlı Neonazi örgütün başkanlığını sürdürürken aynı zamanda Thüringen Anayasayı Koruma Dairesi’ne muhbirlik de yapan Tino Brandt, ifadesinde Alman istihbaratından toplam 200 bin DM aldığını ve bu parayı NSU üyeleri için harcadığını itiraf etti. İstihbarattan defalarca Neonazilere karşı arama yapılacağına dair uyarı aldığını kabul etmesi de Anayasayı Koruma Daireleri hakkında var olan pek çok soru işaretinin altını bir ez daha çizdi. 2014 yılında 10 cinayet mahkemede ayrıntılarıyla ele alınmış oldu, ancak baş zanlı Beate Zschäpe’nin bu cinayetlere katıldığına dair kesin deliller bulunduğunu söylemek hala güç. Noel tatiline giren mahkeme duruşmalara 2015 yılında, 12 Şubat’ta devam edecek. Artık sıra NSU terör örgütünün işlediği diğer suçlarda.

 

Her yer Keupstrasse

 

NSU’nun diğer suçları arasında bombalı eylem ve silahlı soygun da var. 2004 yılında Köln’de ağırlıklı olarak Türk dükkanlarının bulunduğu Keupstrasse (Keup Caddesi)’de düzenlenen çivili bombalı eylem başı çekiyor. Hatırlanacak olursa, bu eylem sırasında 20 den fazla insan yaralanmış, pek çok dükkan kullanılmaz hale gelmişti.  Bombaya yüzlerce çivi hem de cana kastedecek şekilde yerleştirilmiş olmasına rağmen Keupstrasse sakinleri, eylemin aşırı sağcı eylem olarak kabul edilmesi için neredeyse sekiz yıl beklediler. Diğer NSU cinayetlerinde olduğu gibi, bu bombalı eylemde de kanıtlar yok sayıldı, yanlış yorumlandı ve mağdurlar zan altında bırakıldı. Mahkemenin ilk günü üç yaralı ve onları tedavi eden beş doktor tanık sandalyesine oturacak. Bu bombalı eylemden sonra kurulan ve ırkçılıkla mücadeleyi hedefleyen “Keupstrasse ist überall-Her yer Keupstrasse” adlı inisiyatif, mahkeme günleri için ses getirecek bir eylem planlıyor. Mahkemede dinlenecek mağdurlara yalnız olmadıklarını göstermek amacıyla Köln’den ve Almanya’nın başka kentlerinden otobüslerle Münih’e gidilecek ve 20 Ocak’ta kent merkezinde bir protesto mitingi düzenlenecek.

 

Adalet için ümitsiz bekleyiş

 

Her yer Keupstrasse İnisiyatifi, bombalı eylem ve cinayetlerin yanı sıra, bu eylemlerde devletin oynadığı rolün de açıklığa kavuşturulmasını istiyor. Bunun için pek çok eyalette meclis araştırma komisyonları kuruldu.  Beate Zschäpe konuşmuyor, bakalım onlar ne zaman konuşacak. Bakalım doğruyu söyleyecekler mi? Zschäpe öyle ya da böyle ceza alacak, önemli olan bu suçların işlenmesine göz yuman, soruşturmaları farklı yönlere çeken, kanıtları yanlış okuyan, dosyaları yok edenlerin yargılanıp cezalandırılması. Bunu beklemek, Zschäpe’nin konuşmasını beklemek kadar umitsizce. 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Dejavu: Menekşe Toprak Berlin’de Suat Derviş’in izini sürdü

30’lu yılların Berlin’i ile bugünün Berlin’i arasında benzerlikleri görmek bende de bir dejavuya neden oldu. Menekşe Toprak’ın ilk kadın romancı ve gazeteciler’den Suat Derviş’i anlattığı kitabına "Dejavu" adını vermesi tesadüf değil

Sıcaktı, çook sıcak

Dünya hiç bu kadar sıcak, bu kadar kurak olmamıştı. Birdenbire gelen yağmur ve kasırgalar geldiği yeri çöle çeviriyor. Uluslararası toplum, sözde çevreci politikalar ile iklim krizini çözüyormuş gibi yapıyor. Daha çok gelişmiş sanayii ülkelerinin yarattığı bu krizden de yine yoksul ülkeler mağdur

Muhafazakârlık zemin kaybederken aşırı sağ kazanıyor

Bugünlerde alevlenen, "Almanya'da muhafazakâr ve merkez sağ partilerin kökü kuruyor mu?" tartışması haklı bir tartışma