02 Ağustos 2015

Geldi, sevdi, gitti; geldim, gömdüm, durdum

Avustralya’da iki milyon kedi öldürülecek, Çin'e verilen tepkinin yarısı verilmedi!

İçim yanıyor, yüreğim kopmuş gibi hissediyorum. Leo’yu yitirdim bu gece. İçimden yazmak geldiğinden değil, sizin de yüreklerinizi dağlamak da değil niyetim, iki sebebi var yazmamın:

İlki, Avustralya’da iki milyon kedi öldürülecek. Change.org’un imza kampanyasını imzalamıştım. Kendimi makinanın başına attım dağılmak için az önce, kampanyadan bir mail gelmiş. Kısa bir alıntı yapıyorum:

“31 Tem 2015 — Basın yayın organlarından beklediğimiz desteği göremesek te siz değerli hayvan severler sayesinde topladığımız imza sayısı 100 bini geçti. Gösterdiğiniz duyarlılık için teşekkür ederiz…
Anlaşılmaz bir şekilde ne ülkemizde ne de dünyada “iki milyon” kedinin öldürülecek olmasına kimsenin sesi çıkmadı, çıkmıyor! Çin’e gösterilen tepkinin yüzde biri Avustralya’ya gösterilmedi.” 

Buraya kadar okuduysanız lütfen paylaşın yazıyı. Basından okuyan olduysa lütfen yazın ve dikkat çekin Avusturalya’ya. Ve Change.org’un kampanyasına lütfen bir imza verin.

*

Kedigiller tarih boyu ana-tanrıça ile eşleştirildi. Şimdilerde çok kötü bir güç öldürmek istiyor onları. Avcılar ve katiller kedigilleri sevmiyor.

Herhalde minik aslanım gidiyorken yazdığım yazıda bir dişçi tarafından öldürülen Cecil’e gönderme yapıyordum…

Daha dün “Hala dişim çekilmiş gibi canım yanıyor” diye tweetliyordum…

Rüyada dişini kaybetmek ölüme işarettir derler; Cecil için içim eziliyorken can parçamı da yitirdim…

Bilmiyordum yazı yazarken oğul gibi sevdiğim Leo’nun da can çekiştiğini, aynı dakikalarda şöyle paylaşıyordum:

"Ve pek bilinmeyen bu büyük beyaz kuş;

Dostluk, sevgi, yaşam,

Çabasızca birbirine karışır,

Dost, Ruh, Amin” *

 

Hayat garip, ölüm kol gezerken konuşuyor sanki bazen, yukarıdaki dizeleri paylaşırken ‘yaşam’ diye değiştirmiştim ‘ölüm’ü; ne haddime…

Zil çaldı, yerden aldım Leo’yu, hastaneye yetiştiremedim. Geldim, gömdüm, durdum… Zihnim, yüreğim koca bir boşlukta, bomboş gözlerle, nefessizliğim boğulma eşiğine geldiğinde ağlayan nefesler alıyorum, gözlerim kendiliğinden ılık ılık yağıyor.

Birini yitirdiğinizde hissettiniz mi hiç? İşte öyle ‘Teşekkürler Leo, yaşattığın eşsiz sevgi için’ diye geçemiyorum. Sığınmak istediğiniz bir öcü gibi gelir uyku bazen, içine gömülmek ister ama uyanmaktan korkarsınız, öyleyim, korkuyorum yarın yalnız başıma bir boşluğa uyanmaktan.

*

Cecil öldürülmeden kısa süre önce IŞID de Palmyra’da Al-Lat aslanını parçaladı, gözü şimdi Gize’deki büyük sfenkste. IŞİD veya her neyse…

Ayaklarının arasında çömelmiş bir gazel tutan heykeldeki gazel, intikam için kan dökmeye karşı olan Al-Lat’ın yumuşak sevgisini temsil eder. Sol elinin altındaki tahrip edilmiş yazıtta ise “ Al-lāt, mabedde kan dökmeyen herkesi kutsayacaktır”  yazar. Al-Lat Mezopotamya’nın ay tanrıçası Hubal’dır. 31Temmuz bugün, kar beyaz Leo’mun üzerinde kan var, ölüm kar beyaz bugün, üzerinde gözleri gibi ‘mavi dolunay’ bembeyaz…

Gize’deki sfenks’e gelince bilinmez ama güneş tanrıçası Al-Uzza yani İsis’tir; Mısır mitolojisinde zerafetiyle dişiliğin, çok memesiye anneliğin, besleyiciliğin, bağışlayıcılığın ve lütfun sembolüdür İsis.

Ne tuhaf, tersine döndü dünya... İŞİD’e de ISIS diyor Amerika. Dilerim yarın doğacak güneş lütuftan yana olsun.

Dedim ya iki sebepten diye…

İkincisi; hayat pamuk ipliği, sevgi ve bağlılık mevzubahisse yöneldiği yer yarıştırılmaz; analar var şu anda yürekleri nefessiz, son on gündür yüreklerine taş oturmuş en az kırk anne var, kim bilir kaç seven var…

Beklenmeyen ölüm gibi zor şey yok ve ölüm kol geziyor her yerde; bu yüzden yaşamı ölüm hiç yokmuşçasına yaşamdan yana ve hep az sonraymışçasına sevgiyle yaşayın.


*AMI, AME, AMEN, Gildas Arzel

Yazarın Diğer Yazıları

Galatasaray Lisesi’nde tacizin marka değeri var mıdır?

Kol kırılır yen içinde kalır; peki yen de yırtıldıysa?

Bütün bunlar Snowden'ın hain olduğunu ispatlar mı?

Snowden tweet attı, kış geldi, Arap Baharı 6. sezon yaklaşıyor...

'Oku' diye başlayan kitabı 'okuma' diye noktalayan zihniyet

Hiçbir can, hiçbir uğurda feda olmak zorunda değildir