02 Temmuz 2011

Yangında İlk Kurtarılacaklar

Sivas Katliamı'nda ölenler anısına her yıl 2 Temmuz günü Madımak Oteli önünde düzenlenen anma etkinliğine valilik izin vermedi.

Çakıyorlar kibriti, yanıyoruz.
Yeni nesil, dayanıklı, şekli bozulmasın diye dışarı değil, içeri akan mumlar gibi, azar azar eriyoruz.
Listeye bir göz atmalı. Neydi yangında ilk kurtarılacak?
Özel evrakları, kıymetli eşyaları bir yana bırak. Gizli dosyaları, kuralları, güç savaşlarını boşver.
Önce canını kurtar, onurunu; doğmuş ve doğmamış çocuklarının gelecek umudunu. İçten, sıcak, insanca olanlarla doldur en önce; yangınlardan yangınlara daha çok yıpranan, zavallı bavulunu.
Listeyi tek tek kontrol et.

Saygı? Vefa? Masumiyet?

Sivas Katliamı'nda ölenler anısına her yıl 2 Temmuz günü Madımak Oteli önünde düzenlenen anma etkinliğine valilik izin vermedi.
Anma iznini vermeyen anlayışın, olaydan 18 yıldır, onlarca değerli insanın, gözü dönmüş, derin güçlerce kışkırtılmış yobazlar tarafından vahşice yakıldığı Madımak Katliamı diye değil, Madımak Yangını ya da Madımak Olayları şeklinde, yaşanan her şeyi yok sayarak söz etmek ısrarı da bitmedi.

Duyarlılık?

Madımak Oteli, kamulaştırıldıktan sonra yenilenerek Bilim ve Kültür Merkezi olarak düzenlendi. Merkezin girişinde yer alan panoda, katliamda hayatını kaybeden 33 aydın ile birlikte 2 otel görevlisi ve göstericilerden ölen 2 kişinin de adı yazıldı.  Sivas Valisi, olaya insan merkezli baktıkları için hiçbir ayrım yapılmadığını dile getirdi.
“İnsan merkezli bakış”ın, nasıl bir çapraşık düşünce labirentine maruz kalarak, katil ile maktülü Anı Köşesi’nde bir araya getirdiği anlaşılamadı.

Düşünce Özgürlüğü?

Hopa Cumhuriyet Başsavcılığı, tüm basın kuruluşlarına bir yazı göndererek, Başbakan’ın Hopa mitingi esnasında meydana gelen olaylara ve bu olaylarda “rahatsızlanarak” hayatını kaybeden Metin Lokumcu’nun cenaze törenine ilişkin yayınlanmış ve yayınlanmamış tüm görüntülerin kendilerine iletilmesini talep etti. Ne bu isteğin hukuki dayanağı, ne de toplanan delillerin amacı anlaşılabildi.
Ekşi Sözlük yazarları, sitede yer alan dini konulu bazı başlıklar nedeniyle ifade vermek için Savcılığa davet edildi.

Mizah Anlayışı?

Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu'nun ağır cezalar yağdırdığı Harakiri dergisi, ismini alırken kaderini bilirmişçesine, iki sayının ardından kapanmak zorunda kaldı.
Ne de olsa şimdiki korunmaya muhtaç “küçükler”, çok güldük aman ağlamayalım’la büyümüş bir toplumun, kahkahayı ayıp-günah-davetkar-rezil sayanların çocuklarıydı.
Üzerinize afiyet biraz da duruklardı zaar; zira mizah dergisi okuyunca gülmek yerine ya “evlilik dışı ilişkilere özenivermek”, ya da “aynı anda hem tembelliğe, hem de maceraperestliğe itilmek” gibi dört başı mamur aptallıklar yaparlardı.

Sağduyu?

Antalya'nın Kaş İlçesi'nde, geçen yıl 16 yaşındaki bir kız öğrenciye tecavüz edilmesiyle ilgili açılan davanın devam ettiği adliye önünde gösteri yapan 20 kişi hakkında, Kaş Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturma açıldı.

Şükran?

Fethiye İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Kayaköy'deki sanat kampında, kapanan okulun öğrencilerine gönüllü olarak ders veren öğretmen Ceren Candemir hakkında suç duyurusunda bulundu.

Hoşgörü? Umut?

Kor olduk. Küle dönmeden bir bak. Yangında ilk kurtarılacaklar listene ve kendine, dünyaya ve aynaya yeni baştan bak.
Önce aklını koru; kalbini, doğmuş ve doğmamış çocuklarının gelecek düşlerini.
Unuttursalar da, sevgi ve saygıyla anmalı; bu muhteşem topraklarda aydınlık yüreğiyle iz sürenleri. Hatırla.
-Bunlar da bir işe yaramadıysa,
Demek yangında kurtarılacak hiçbir şey kalmamış aramızda-.*

* Murathan Mungan, Yalnız Bir Opera şiirinden.

Yazarın Diğer Yazıları

Haydi vur kendini şaraba, kedere ve aşka vur

Bugünlerde ölümün tekinsiz nefesi kulaklarımızda bir tokat gibi üst üste patlıyor

Kral Çıplak!

Bir varmış, bir yokmuş. Dört mevsimin birden yaşandığı cennet bir diyarda çelişki her şeyden çokmuş...

Seks Köleliği ve Grinin Ellibirinci Tonu

Türkiye medyasının en libidosuna kuvvet kalemlerinin “ay bayıldım!” çektiği...