19 Aralık 2011

Prof. Müftüoğlu niye 'Sustenex alın' diyor?

İki hafta önce bu köşede Prof. Osman Müftüoğlu’nun, tepesinde “En çok okunan...


İki hafta önce bu köşede Prof. Osman Müftüoğlu’nun, tepesinde “En çok okunan sağlık sayfası” yazan Hürriyet’teki sayfasında gözüme takılan bir yazı ve ilanı ele almıştım. Müftüoğlu, maden sularının yararlarından söz ederken tansiyon yükseltici etkisini ihmal ederek okurlarını bu konuda uyarmaya gerek görmemişti. Ve Müftüoğlu’nun yazısının yayımlandığı sayfada “Sırma” maden sularının yaklaşık yarım sayfalık ilanı vardı.
İlanı veren şirketin internet sitesine (sirmagrup.com) girildiğinde Prof. Müftüoğlu’nun Sırma sularının danışmanlığını üstlendiği görülüyordu.
Hürriyet’teki ilanla iç içe geçen yazıya ve Müftüoğlu’nun danışmanlığına dikkat çekerek ortaya çıkan durumun bir etik ihlali olduğunu vurgulamış ve sormuştuk:
Müftüoğlu’nun yazılarında tavsiye ettiği ürünlerle ilgili diğer şirketlerle de benzer bir ilişkisi var mıydı?
Hürriyet Okur Temsilcisi Faruk Bildirici’nin, T24’teki bu yazı üzerine Müftüoğlu’ndan aldığı açıklama 12 Aralık Pazartesi günü Hürriyet’te yayımlandı.
Müftüoğlu, T24’te de yayımladığımız cevabında, yazısında bulunmayan maden suyu – yüksek tansiyon ilişkisi için şu açıklamayı yapmıştı:
“Sodyum oranı yüksek maden sularının yüksek tansiyonu olan hastalara zararlı olacağı görüşünden özellikle söz etmedim. Evet, bu hastaların sodyum almaması gerekir ama maden suyu içmedikleri zaman sudaki diğer yararlı maddelerden mahrum kalmış olurlar. O nedenle ben yüksek tansiyonu olan hastalara da maden suyu içmemek yerine, sodyum oranı yüksek diğer besinleri almamalarını öneriyorum.” 
Müftüoğlu, açıklamasında, yazısının altındaki Sırma maden suyu şirketinin ilanı için ilginç bir açıklama da yapıyordu. Bu ilanlarla ilgisi olmadığını, bilgisi de bulunmadığını belirten Müftüoğlu, “Ben yazımı yazıp gönderdim, firma da ilgili olduğu için o ilanı vermiş” diyordu. Bu sözlerden, Sırma’nın, yayımlanmadan önce Müftüoğlu’nun yazısının maden sularıyla ilgili olduğunu bildiği ortaya çıkıyor ki, bu durum Hürriyet’in de bir açıklama yapmasını gerektiriyor.

Danışmanlığın ‘doktorluk görevi’ dışında gerekçesi yok mu?

Şirket danışmanlığına ve bunun okurlara açıklanmamasına gelince…
Müftüoğlu, “Sırma Grup’un danışmanlığını yapacağım zaten bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıklanmıştı. Sağlıklı olacağına inandığım ürünlerle ilgili olarak katkıda bulunmak üzere danışmanlık yapmayı bir doktor olarak görev biliyorum” diyor. Bu sözlerden benim anladığım; Müftüoğlu’nun bu danışmanlık işini sadece bir “doktorluk görevi” olarak gördüğü ve herhangi bir karşılık almadığı…
Acaba öyle mi? 
Bence değil, Müftüoğlu gibi vaktinin son derece sınırlı olduğu anlaşılan, kişisel internet sitesinde yayımlanan reklamlara göre meşguliyeti Bodrum’da spa merkezi yöneticiliğine kadar uzanan Müftüoğlu neden Sırma’dan bir karşılık almadan danışmanlık görevini üstlensin? Şirket neden basın toplantısıyla Müftüoğlu’nun Sırmagrup’un danışmanlığını duyursun, internet sitesinde peşpeşe açıklamalarla bu durumu ilan etsin?

Müftüoğlu açıklamadı, ama bir de Sustenex çıktı

Müftüoğlu, Hürriyet’teki açıklamasında, yazılarında tavsiye ettiği ürünlerle ilgili diğer şirketlerle de Sırmagrup’la kurduğu ilişkiye benzer bir bağlantısı olup olmadığı sorusuna cevap vermedi. “Bu yazı nedeniyle gelen eleştiriler de gösterdi ki, Osman Müftüoğlu olmak bana olağandan daha büyük yükümlülükler getiriyor, daha dikkatli olmamı zorunlu kılıyor” demekle yetindi.
Ben de en azından Hürriyet Okur Temsilcisi Faruk Bildirici’nin titizliğini dikkate alarak bu meseleyi noktalamayı düşünüyordum ki, Müftüoğlu’nun 16 Aralık Cuma günü Hürriyet’in Kelebek ilavesinde yayımlanan sayfası dikkatimi çekti. Müftüoğlu’nun yazısını bütün sayfada “Sustenex” ilanı çevreliyordu. 
Sağlıklı sindirim için eczanelerde satılan bir probiyotik ürün olan Sustenex’i arama motorunun satırına yazar yazmaz karşıma Türkiye pazarına yeni giren bu ürünün lansman (sunum) toplantısı çıktı. Lansman toplantısında görev alan isim olarak da Prof. Osman Müftüoğlu! 
Bu yazı için kullandığımız fotoğraf, Müftüoğlu’nun, Sustenex’in Türkiye haklarını alan Cenovapharma şirketinin yaptığı lansman toplantısında yaptığı konuşma sırasında çekilmiş. Yani Müftüoğlu’nun konuştuğu platformun arkasındaki Cenovapharma yazısını “Sustenex” olarak da okuyabilirsiniz! 
Fotoğrafın altındaki haber metni; “Eylül ayında gerçekleştirilen Sustenex ürün lansmanında tıp dünyasının önde gelen isimleri de yer aldı. Aralarında Prof. Dr. Osman Müftüoğlu'nun da bulunduğu 5 konuşmacı Cenovapharma'nın yeni OTC ürünleri hakkında bilgiler paylaştılar” ifadesini taşıyor.
Habere göre, Müftüoğlu lansman toplantısında Sustenex türü besin desteklerinin yararını anlatıyor.

İlanla tavsiye yine yan yana 


Varsayalım ki, Prof. Müftüoğlu, Sırma maden sularında öne sürdüğü gibi yine tamamen “doktorluk mesleğinin bir gereği” olarak Sustenex’in tanıtım toplantısında görev aldı, vakit ayırıp gitti ve bu ürünün reklamını yaptı.
Ancak mesele sadece bu lansman toplantısıyla sınırlı değil. Zira Sustenex’in internet sitesine (sustenex.com.tr) girince yine Müftüoğlu’yla karşılaşıyorsunuz! Sitede Müftüoğlu’nun 18 Kasım’da Hürriyet’te yayımlanan yazısı ile yanıbaşında yer alan Sustenex ilanı yan yana duruyor. Prof. Müftüoğlu, 18 Kasım’da, Sustenex ilanıyla çevrelenen yazısında “Probiyotikler faydalı” başlığı altında bakın neler söylüyor:
“… Sağlıklı bir bağırsak ilanı için probiyotik yükün (doğal floranın) güçlü olması lazım… Çok sayıda araştırmada gösterildi ki düzenli probiyotik desteği almak soğuk algınlığını önleme ve iyileştirmede de faydalı oluyor. Kefir ve yoğurt bu amaçla tüketilebilecek en etkili besinler.
Ayrıca çok sayıda probiyotik kapsülü (Sustenex, Culturella, Align) var. Ben de kış boyunca düzenli probiyotik desteği almayı tercih ediyorum ve her gün bir probiyotik kapsülü yutuyorum.”
Prof. Müftüoğlu neden doğal ürünler varken her gün “kapsül” yuttuğunu söylüyor, bilemiyoruz. 

‘Sustenex alın!..’

Birkaç dakikalık bir “Sustenex-Müftüoğılu” taraması başka yazılarda da benzer bir manzarayı karşımıza koyuyor. 
Örneğin 25 Kasım’da Hürriyet’te yayımlanan yazısında, âdet dönemini sorunlu geçiren kadınlara probiyotik ürün olarak “Sustenex, Culturella, Align ve diğerlerini” öneriyor. Demek ki, Müftüoğlu’nun önerdiği ürünler dışında “diğer” ürünler de var, ancak Türkiye’nin “en çok okunan sağlık sayfası”nda yer bulamıyorlar.
Prof. Müftüoğlu’nun 26 Ekim’de yine Hürriyet’te yayımlanan yazısında durum daha da vahim. Zira Müftüoğlu bu kez sadece “Sustenex” öneriyor. “Yorgunluğu önlemek için 10 beslenme önerisi” başlığının altından aynen aktarıyorum:
“Probiyotik gücünüzü arttırın, kefir ve yoğurt yiyin, probiyotik desteği (sustenex) alın.”
Gördüğünüz gibi, Müftüoğlu bu kez parantez içinde sadece Sustenex tavsiye ediyor.Bir hekimin “en çok okunan sağlık sayfası”nda tavsiye ettiği ürünlere ilişkin şirketlerle ilan, reklam, danışmanlık, lansman veya başka isim altında bir ilişkisi varsa, bu durumun okurlar tarafından bilinmesi gerekmez mi? 

Hekim tavsiyesi satın alınabilir mi?

Tavsiyeyi “satın alan” bir şirket, bu tavsiyeyi “satan” bir hekim ve “Türkiye’nin en çok okunan sağlık sayfası”nda yapılan bir alışveriş görüntüsü karşısındayız.
Müftüoğlu’nun tavsiye ettiği ürünlere ilişkin olarak yazılarında açtığı parantezlere giremeyen ürünlerin hakkını üretici şirketler arasın. Ancak satın alınmış tavsiyelere muhatap olan okurların açıklanmayan ilişkileri bilmeye hakkı var.
Prof. Müftüoğlu’nun yazılarında kısa bir gezinti başka sonuçlar da ortaya koyabilir. Zira, kanserden diyete, kalp sağlığından diyabete, tansiyondan alzheimera, depresyondan uykusuzluk, migren ve kemik erimelerine kadar uzanan çok geniş bir alanda uzmanlık iddia eden, bu hastalıkları kişisel internet sitesinde adının karşısına da tek tek yazan bir hekimle muhatabız.
Ne dersiniz; Prof. Osman Müftüoğlu’nun ne karşılığında Sırmagrup’un danışmanlığını üstlendiği, ne karşılığında Sustenex lansmanında görev aldığı ve ne karşılığında yazılarında “Sustenex alın” dediği konusunda kamuoyuna bir açıklama borcu bulunmuyor mu?
Hürriyet ile Sağlık Bakanlığı Etik Kurulu üyeliği de yapmış bir hekim olan Müftüoğlu’nun, etik ihlali olarak görünen bu ilişkilerin gerçek mahiyeti konusunda tatmin edici cevaplar vermesi gerekiyor… 

Doğan Akın'ın "Prof. Müftüoğlu'nun Hürriyet'teki etik ihlali" yazısı için tıklayın


 

Yazarın Diğer Yazıları

Tolga’yla birlikte bütün hayal kırıklıklarının en güzelini yaşıyoruz!

Çalışmalarıyla mesleğini onurlandıran bir gazeteci, hâkimin büyük bir maddi hatayı da tutanağa geçirdiği bir kararla tutuklandı. Tutuklama talep edenler ve tutuklama kararı verenlere göre, Tolga Şardan “istihbarat örgütünün Cumhurbaşkanlığı’nın talimatıyla yargıdaki yolsuzluk iddialarını araştırdığını yazarak” halkı korku ve paniğe sevk etti!

T24 14 yaşında; nasıl da yılları buldu bir mısra boyu macera…

Bağımsız, sorumlu, güvenilir, yüksek profesyonel ve etik standartlarda gazetecilik, sadece gazetecilerin değil toplumun bütün katmanlarının meselesi haline gelmedikçe, sesimizi kısanlar sadece başkaları olmaz!

Schengen vizesi eziyeti için gazetecilere çağrı, AB başkentlerine mektup

Sığınmacı sorunuyla, üstelik milyonlarca insan eşliğinde Türkiye de muhatap. Ancak bu durumun, örneğin Federal Almanya’nın Volkan Konak, Deniz Türkali gibi sanatçıların da vize başvurularını reddetmesiyle nasıl bir ilgisi olabilir? AB ülkeleri diplomatlarının, sürekli mesai yaptıkları gazetecilere, vize talebi söz konusu olduğunda, “Bizim için Edirne sınırına kadar gazetecisiniz” anlamına gelen tavrı vize rejiminin amaçlarına uygun mu? Peki gazeteciler ve meslek örgütleri, yıllardır süren bu kötü muameleye karşı neden sessiz, neden bu eşitsiz ilişkiyi reddetmiyorlar?