01 Ocak 2012

PROF. MÜFTÜOĞLU Hürriyet’te dükkân açmış!

Bu köşede Hürriyet’in sağlık sayfası yazarı Prof. Osman Müftüoğlu’nun bir hekim...


Bu köşede Hürriyet’in sağlık sayfası yazarı Prof. Osman Müftüoğlu’nun bir hekim olarak etik ihlaller yaptığına ilişkin iki yazı yayımlandı. Müftüoğlu, bu yazılardan ilki için, Hürriyet Okur Temsilcisi Faruk Bildirici’nin sorusu üzerine, bir açıklama yaptı. İkinci yazı üzerine hiçbir ses vermedi ki, bunu da bu topraklarda yaygın olan “sessiz kalma” kabilinden bir açıklama sayıyorum. Zira Müftüoğlu da bize o çok bildik reçeteyi yazıyor; ses çıkarma, kayıtsız ol, unutulur!
Artık unutulmuyor hocam. Misal, Umur Talu, hep olduğu gibi umursuyor, sizi “Hürriyet’in spa doktoru” olarak kayıtlara geçiriyor. “Osman Müftüoğlu” yazıp iki noktayı üst üste koyduğunuzda, artık o yazılar da hâl tercümenize ekleniyor. Sessizliğiniz, o hâl tercümesini teyit eden kişisel kayıtlara dönüşüyor.
Okur da unutmuyor. Misal, ilk yazıma yorum atan bir okur, muayenehanenizde neden “Saka su”  bulunduğunu soruyordu. Bir başka okur yorumunda “Ne alakası var” diye tepki de gören o soru ile yazılarınızın aklıma düşürdüğü birçok soruya takıldım. Takıldım ve gördüm ki, bir hekim, Türkiye’nin en büyük gazetelerinden birinde “kendi ifadesiyle” dükkân açmış satış yapıyor!
Müftüoğlu’nun yazılarında okurdan saklanan profesyonel ilişkilere dayanan, “örtülü” bile diyemeyeceğim  açık reklamlar var. Onlardan birkaç yeni örnek ile Müftüoğlu’nun o reklamlar uğruna “gerçeğe aykırı beyan” tespitine konu olduğu iki resmi karardan söz edeceğim. Ancak ilk iki yazıyı birkaç satırla hatırlatayım. 

Maden suyuna danışman, Sustenex’e reklam

6 Aralık 2011’de yayımlanan ilk yazımda, Müftüoğlu’nun 4 Aralık 2011’de Hürriyet Pazar’da yayımlanan maden sularına ilişkin yazısından söz etmiştim. Müftüoğlu’nun, maden sularının tansiyon yükseltici etkisinden söz etmediği ve “her yaşta herkes içebilir” dediği o yazının sayfadaki “Sırma Maden Suları” ilanıyla içiçe geçmesi dikkatimi çekmişti. Kısa bir araştırma, Müftüoğlu’nun Sırmagrup’un resmi danışmanı olduğunu ortaya çıkarmıştı!
Müftüoğlu, Hürriyet Okur Temsilcisi Bildirici’ye “sağlıklı olacağına inandığı ürünlerle ilgili katkıda bulunmak üzere danışmanlık yapmayı doktor olarak görev bildiğini” öne sürüyor, ancak “Gelen eleştiriler de gösterdi ki, Osman Müftüoğlu olmak bana olağandan daha büyük yükümlülükler getiriyor, daha dikkatli olmamı zorunlu kılıyor” diyordu. Müftüoğlu, açıklamasında, Sırmagrup’un sitesinde ilan ettiği danışmanlık için nasıl bir karşılık aldığından söz etmemişti. 
19 Aralık 2011’de yayımlanan ikinci yazıda da, Müftüoğlu’nun 16 Aralık Cuma günü Hürriyet’te yayımlanan yazısını tam sayfa çevreleyen probiyotik ürün “Sustenex”in ilanlarına işaret etmiştim. Zira, yine kısa bir araştırma, bu ürünün lansmanında görev alan hekimin Müftüoğlu olduğunu ve Müftüoğlu’nun yazılarında okurlarına “Sustenex alın” tavsiyesinde bulunduğunu ortaya koymuştu!
Müftüoğlu ile Hürriyet’ten Sustenex skandalı konusunda herhangi bir açıklama gelmedi. İşte bu “ses çıkarma, kayıtsız ol, unutulur” sürecinde T24 okurunun “Saka” meselesine takıldım.

‘Mağazaları açmakta geciktik…’

Müftüoğlu, Sabancı ailesi ile ortaklık kuracak ölçüde işbirliği yapmış bir hekim. Küçük ortak olarak Sabancı ailesinin “Esas Holding” kanadıyla organik yiyecekten vitamine, vücut bakım ürünlerinden diyet gıdaya kadar “sağlıklı yaşam” ürünleri satacak mağazalar zinciri ESOM’un kuruluşuna katılmış. Zincirin adındaki “ES” Esas Holding’i, “OM” Osman Müftüoğlu’nu ifade ediyor. Müftüoğlu’nun,  “ESOM Mağazacılık Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı” olarak "Bu mağazaları açmak için biraz geç kaldık” açıklaması da kayıtlarda duruyor.
Müftüoğlu’nun Sabancı ailesiyle işbirliği yaptığı ürünlerden biri “Saka Su”, diğeri de “Deren Çay” oldu. Anlaşma uyarınca bu markalara ait ürünlerin üzerine “Prof. Dr. Osman Müftüoğlu Klinikleri tavsiye eder” yazılması kararlaştırıldı ve yazıldı. Ancak gelin görün ki, “Prof. Dr.. Osman Müftüoğlu Klinikleri” adlı bir kuruluşun olup olmadığı ihmal edilmişti!

Reklam Kurulu: ‘Müftüoğlu’ diye bir klinik yok!

Bu gerçeğe aykırı, tüketiciyi yanıltıcı, yani yalan ifadeyi Sanayi Bakanlığı’na bağlı Reklam Kurulu saptar ve yasaklama ile ceza uygulamaya karar verir. İlk cezada kullanılmasından vazgeçilmeyen yanıltıcı ifade üzerine Reklam Kurulu ikinci kez konuyu değerlendirir. Önce Reklam Kurulu’nun 9 Mayıs 2006’da yapılan 128 sayılı toplantısında alınan kararı birlikte okuyalım:

“2006/56-
19.06.2005 tarihli Hürriyet Gazetesi’nin Pazar Eki’nde yayınlanan Gıdasa Sabancı Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ne ait ‘Deren Bayanlara Özel’ başlıklı reklamda yer alan ‘Deren Çay’ isimli ürün ambalajı üzerinde ‘Prof. Dr. Osman Müftüoğlu Klinikleri Tavsiye Eder’ ibaresine yer verilmesine karşın bu isimde sağlık kliniği olmadığı; hekimlerin gıda ürünlerini reklamlarda tavsiye etmesinin tüketicinin gıda konusundaki duyarlılığını ya da bu alandaki olası bilgisizliğinin istismarına yol açabileceği; sadece gıda ürününün tüketimiyle kişilerin özel durumlarına ait dönemlerin sorunsuz giderilebileceği biçiminde algılanmaya neden olacağı; inceleme konusu reklamın 5179 sayılı Gıdaların Üretimi Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun ile Gıdaların Üretimi Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Yönetmelik hükümlerine, Türk Gıda Kodeksi-Gıda Maddelerinin Genel Etiketleme ve Beslenme Yönünden Etiketleme Kuralları Tebliğine uygun olmadığı…
Diğer taraftan, aynı firmaya ait 15.03.2005 tarihinde www.deren.com adresli internet sitesinde, Deren Çay isimli ürüne ilişkin reklamda yer alan ibarelerin bazı sağlık sorunlarının anılan ürün ile tedavi edilebileceği imajının oluşturulduğu ve ürünlerin ilaç gibi tanıtıldığı gerekçesiyle 13.12.2005 tarih ve 123 sayılı toplantısında idari para cezası verildiği; bu itibarla söz konusu fiilin bir yıl içerisinde tekrar edildiği…
Bu durumun, 4077 sayılı Kanun'un 4822 sayılı Kanun'la değişik 16’ncı maddesi hükmüne aykırı olduğuna, reklam veren Gıdasa Sabancı Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. hakkında 50.012,20 x  = 100.024,40.- YTL idari para cezası ile durdurma cezası verilmesine karar verilmiştir.”

‘Hekimler, reklamda gıda ürünü tavsiye edemez’

Kararı özetleyelim. Reklam Kurulu; önce “Prof. Osman Müftüoğlu Klinikleri” adıyla kurulu sağlık klinikleri olmadığını belirterek tüketicilerin yanıltıldığını; ardından hekimlerin gıda ürünlerini reklamlarda tavsiye edemeyeceğini, sonra da “bazı sağlık sorunlarının anılan ürünle tedavi edilebileceği” imajının kabul edilemeyeceğini vurguluyor.
Şimdi de, Reklam Kurulu’nun, yaklaşık 6 ay sonra, 12 Aralık 2006’da yaptığı 135. Toplantıda aldığı kararı okuyalım:

“2006/61-
Gıdasa Sabancı Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.'ne ait sakasu.com.tr, sagliklisu.com.tr  adresli internet sitelerinde ve ‘Sağlıklı Su Sağlıklı İnsan’ başlıklı broşürde ‘Prof. Dr. Osman Müftüoğlu Klinikleri Tavsiye Eder’ ibaresine yer verilmesine karşın bu isimde bir sağlık kliniği olmadığı;
Diğer taraftan, Gıdasa Sabancı Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından 19.06.2005 tarihli Hürriyet Gazetesi'nin Pazar Eki'nde yayınlanan ‘Deren Bayanlara Özel’ başlıklı reklamda yer alan ‘Deren Çay’ isimli ürün ambalajı üzerinde ‘Prof. Dr. Osman Müftüoğlu Klinikleri Tavsiye Eder’ ibaresine yer verilmesi nedeniyle Reklam Kurulu'nun 09.05.2006 tarih ve 128 sayılı toplantısında idari para cezası verildiği; bu itibarla söz konusu fiilin bir yıl içerisinde tekrar edildiği;
Bu durumun, 4077 sayılı Kanun'un 4822 sayılı Kanun'la değişik 16’ncı maddesi hükmüne aykırı olduğuna, reklam veren Gıdasa Sabancı Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.'ne 54.913 x 2 = 109.826.- YTL idari para cezası ile durdurma cezası verilmesine karar verilmiştir.”
Bu kararı da özetleyelim. Yine önce “Prof. Osman Müftüoğlu Klinikleri” diye kurulu bir klinik olmadığının altı çiziliyor. Bu konudaki uyarıya rağmen “reklamın” sürdüğü belirtiliyor. Ardından Hürriyet Pazar’da 19 Haziran 2005’te yayımlanan “Deren Çay” ilanının “Prof. Dr. Osman Müftüoğlu Klinikleri” ibaresini taşıdığı belirtilerek idari para cezasına hükmediliyor.

Sayfada ilan, köşede yazı!

Peki, “Deren Çay” ilanının Hürriyet’te yayımlandığı 19 Haziran 2005’te Osman Müftüoğlu Hürriyet’te ne yazmış? Bildiniz; çay! Müftüoğlu’nun bu tarihte yayımlanan “Güzelleştiren çorbalar iyileştiren çaylar” başlıklı yazısının girişindeki şu satırları, bunların bir “hekim”in kaleminden çıktığını aklınızdan çıkarmayarak okuyun:
“Besin üreticileri, sadece besin kapları ve ambalajlarında değil, geleneksel tatlar ve alışılmış besin karışımlarında da farklılaşma yarışı içindeler.
Amaçları aynı: Tüketiciye besinden de öte bir şeyler sunmak, sağlığına yeni katkılar sağlayacak ürünler ortaya koymak. İşte bu besinlerin son zamanlarda en popüler olanları...
Kalp-damar hastalıkları ve kanserden korunmadan, cildi genç ve dinç tutmaya, fazla kiloları azaltmadan, belleği güçlendirmeye kadar pek çok sağlık faydası olduğu anlaşılan yeşil çay, ‘farklı besin üretmek’ isteyen ‘yeni nesil besin endüstrisi’nin en gözde ürünlerinden biri. Yeşil çay tozu katılmış kahvaltı gevrekleri, yeşil çay özütü eklenmiş çikolatalar, yeşil çay ile hazırlanmış bitki ve meyve çayı karışımları, tüketicilerin beğenisine çoktan sunuldu…”
Ne dersiniz; bir hekim böyle “koş vatandaş koş” üslubuyla yazı yazabilir mi?

Reklamında oynadı, köşesinde adını verdi

Müftüoğlu’nda mevzu gerçekten bol. Konumuz; reklam oyuncusu bir hekimin köşe yazarı olarak portresi…
Müftüoğlu, Kükre Gıda’nın “Ex-Sir” ürününün reklamında “oyuncu” olarak rol alıyor. Reklamı burada verdiğim linkten izleyebilirsiniz. 
Her neyse, Kükre Gıda’nın bu ürünü için kamera karşısına geçen ve “Sakın ha!” diye bağıran Müftüoğlu, tüketicileri sebze ve meyvelerdeki ilaç artıklarını temizleyen “Ex-Sir” kullanmaları için uyarıyor. Yine “bir doktor olarak görev bildiği için” olsa gerek, sözü yazısında da aynı mevzuya getiriyor ve 18 Aralık 2010 tarihinde “Mutfaktaki tehlike” başlıklı yazısında bakın neler söylüyor:
“… Özetle meyve ve sebzelerin üzerindeki bu kimyasalların yemeden önce mutlaka temizlenmesi lazım. Bunun için çok iyi temizlenmeleri, bol su ile yıkanmaları lazım. Daha garantili bir sonuç için bu amaçla üretilmiş, etkisi bilimsel olarak kanıtlanmış, özel bazı sıvılar (Exir gibi) var. Bunlardan yararlanmak daha güvenli. .”
Bu parantezi hatırladınız mı? 19 Aralık’ta bu köşede, Müftüoğlu’nun Hürriyet’teki yazısında  açtığı parantezin içine “Sustenex”i nasıl koyduğunu okumuştuk. Müftüoğlu’nun tanıtımını üstlendiği probiyotik ürün, Hürriyet’teki yazısına “Susteneks alın” talimatıyla sızıvermişti!
Peki Müftüoğlu, Ex-Sir için de bir tanıtım görevi üstenmiş mi? Yine bildiniz; üstlenmiş! Kükre Gıda Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte ürünün tanıtımına katılmış…

Kozmetik sektöründe de lansman ve yazıda reklam

Devam edelim. “Doktor olarak sorumluluk duygusu”nun Müftüoğlu’nu sokmadığı sektör neredeyse kalmamış. Mesela Müftüoğlu, “Güzellik dünyası bu ürünleri konuşuyor” başlıklı (8 Ocak 2008 – Hürriyet)  bir yazı yazıp, açık açık ürün isimleri ilan edebiliyor.
Misal, o ürünlerden birini L’Oreal ile Nestle ortaklığında kurulan Inneov firması üretmiş. Birkaç dakikalık taramada,  Müftüoğlu’nun kurumsallaştığı anlaşılan uygulamaları çerçevesinde Inneov’un tanıtım toplantısına katıldığını ve oradan da mevzuyu yazısına getirdiğini görüyorsunuz! Mesela, Müftüoğlu 9 Temmuz 2008’deki yazısına “Yaz mevsiminde cilt yaşlanması hızlanıyor” başlığını atıyor, içine de “etkinliği bazı bilimsel çalışmalarla kanıtlanan” ifadesiyle “Inneov” tableti katıyor! Ama yazısından, ürünün etkinliğinin hangi bilimsel (yoksa duygusal mı?) çalışmalarla kanıtlandığını öğrenemiyoruz.
Müftüoğlu, tanıtımında görev aldığı Innoev’i seviyor. Bakıyorsunuz, Müftüoğlu’nun yazısındaki “Selülit için önerilen besin destekleri” başlığı altında (20 Nisan 2008) bir numara yine Innoev’e ayrılmış!
Müftüoğlu’nun yazılarında kozmetik sektöründen devler cirit atıyor, ama bu kadar yeter. Burada duralım ve “tanıtım, danışmanlık, köşe yazısı, ilan” dörtlemesinden yeni örnekleri başka yazılara bırakalım. 
Evet, “Cumhurbaşkanlığı Sağlık Danışmanlığı” ve “Sağlık Bakanlığı ETİK Kurulu Üyeliği” yapan Prof. Osman Müftüoğlu, Hürriyet’in yanı sıra yeni yılda yenilenen Star TV’nin starları arasında ekranda olacak.
Sen bize bakma hocam…
Alem buysa, işte star da sensin…
Bu kendi kendine söylenen yazılara takma! 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Tolga’yla birlikte bütün hayal kırıklıklarının en güzelini yaşıyoruz!

Çalışmalarıyla mesleğini onurlandıran bir gazeteci, hâkimin büyük bir maddi hatayı da tutanağa geçirdiği bir kararla tutuklandı. Tutuklama talep edenler ve tutuklama kararı verenlere göre, Tolga Şardan “istihbarat örgütünün Cumhurbaşkanlığı’nın talimatıyla yargıdaki yolsuzluk iddialarını araştırdığını yazarak” halkı korku ve paniğe sevk etti!

T24 14 yaşında; nasıl da yılları buldu bir mısra boyu macera…

Bağımsız, sorumlu, güvenilir, yüksek profesyonel ve etik standartlarda gazetecilik, sadece gazetecilerin değil toplumun bütün katmanlarının meselesi haline gelmedikçe, sesimizi kısanlar sadece başkaları olmaz!

Schengen vizesi eziyeti için gazetecilere çağrı, AB başkentlerine mektup

Sığınmacı sorunuyla, üstelik milyonlarca insan eşliğinde Türkiye de muhatap. Ancak bu durumun, örneğin Federal Almanya’nın Volkan Konak, Deniz Türkali gibi sanatçıların da vize başvurularını reddetmesiyle nasıl bir ilgisi olabilir? AB ülkeleri diplomatlarının, sürekli mesai yaptıkları gazetecilere, vize talebi söz konusu olduğunda, “Bizim için Edirne sınırına kadar gazetecisiniz” anlamına gelen tavrı vize rejiminin amaçlarına uygun mu? Peki gazeteciler ve meslek örgütleri, yıllardır süren bu kötü muameleye karşı neden sessiz, neden bu eşitsiz ilişkiyi reddetmiyorlar?