05 Eylül 2014

CHP'de disiplin dönemi

Bütün delegelerin ortak paydası ise partide farklı seslerin kamuoyu önünde tartışmaması, susması yani: disiplin, disiplin, disiplin.

Kılıçdaroğlu: Hep bir savunma halindeydi.
Muharrem İnce: Sürekli taarruzdaydı.

Kılıçdaroğlu: Dünden bugüne zor geldi.
Muharrem İnce: Bugünü geçip gelecekte at koşturdu.

Kılıçdaroğlu: Günlük hesap uzmanlığı yaptı.
Muharrem İnce: Evrensel matematik denklemleri kurdu.

Kılıçdaroğlu: CHP'nin kayda değer değer bir kesimini oluşturan rakıcı tayfayı partiden dışlayacağını açıkladı.
Muharrem İnce: 'Rakı yerine viski mi içelim?' diye sordu Kılıçdaroğlu'na.

Kılıçdaroğlu: Dersimlilik vurgusu yaptı.
Muharrem İnce: Alevilerin Sünniler kadar hak sahibi olduğunu vurguladı.

Kılıçdaroğlu: AKP yönetimiyle ilgili faşizmi ağzına almadı.
Muharrem İnce: AKP'yi, Erdoğan'ı açıkça faşist olmakla suçladı.

Kılıçdaroğlu: Sağ-sol ayrımı yapmayacağını belirtti.
Muharrem İnce: Sol kimliğin altını kalın çizgilerle çizdi.

Kılıçdaroğlu: Başbakanlık hedefi koymadı.
Muharrem İnce: Başbakanlık hedefi koydu.

Kılıçdaroğlu: Parti disiplinine uymayanlara kapıyı gösterdi.
Muharrem İnce: Tartışarak, eleştirerek yola devam dedi.

Kılıçdaroğlu: Yeni bir heyecan rüzgârı estiremedi.
Muharrem İnce: Yüksek tonda başladığı konuşmasını bir buçuk saat aynı tonda şiirle, espriyle, Laz aksanıyla anlattığı anektodlarla süsleyerek coşkuyla tamamladı.


Sonuç: Kemal Kılıçdaroğlu ve Muharrem İnce sert konuştular, sonuçlar açıklandıktan sonra kucaklaştılar. İki başkan adayı, gercek birer demokrat olduklarını herkese gösterdiler. Muharrem İnce genel seçimlerde, Kılıçdaroğlu başkanlığındaki CHP başarılı olamazsa, tekrar genel başkanlığa aday olacağını açıkça belli etti. Muharrem İnce, 415 delegenin desteğini alarak; Deniz Baykal, Mustafa Sarıgül, Metin Feyzioğlu gibi isimlerin önünde Kılıçdaroğlu'na asıl rakip kendisinin olabileceğini ilan etti.
Kılıçdaroğlu bu kurultaydan sonra seçimlere eli rahatlamış gidecek.

Kılıçdaroğlu muhalifleri ise bugünden itibaren sussalar bile üzerlerinin çizildiğini anladılar, onlara kendilerine yeni bir parti aramak dışında yol kalmadı. Bütün delegelerin ortak paydası ise partide farklı seslerin kamuoyu önünde tartışmaması, susması yani: disiplin, disiplin, disiplin.

Kurultay salonunu ve ortamını soracak olursanız, Türkiye halkının çoğunluğunu yansıtıyordu. Dar alana sıkışmış, terlemekten bunalan, serinlemek için gölge arayan, tükürük köftesiyle karnını doyuran, 1 lira verdikleri küçük şişe suyu paylaşan, kurultay izleyenleri Türkiye'nin genel bir resmiydi.

 

Yazarın Diğer Yazıları

LGBTİ+'lar ölsün mü, başka kimler ölsün?

Sadece birbirimizi okuduğumuzu bilmeme rağmen kendi kendime konuşmaya dayanamayıp yazdım

Ertugrul Özkök'e mektup

Mehmet Yılmaz'a katılıyorum. Biz bu toplumu eski kodlarımızla artık yeterince tanımıyoruz. Ben zaten uzun süredir nadastayım. Hepimizin ihtiyacı var. Sizin de Ertugrul Bey

Hepimiz bir tuğla koyarız evelallah

Allah, kendi adına tuğlaları toplama yetkisini Diyanet'e vermiş de, haberimiz yokmuş