05 Mayıs 2016

İngiltere yerel seçimleri: Namussuzların son sığınağı 'islamofobi'

Solcu lider Corbyn'in seçim sınavı

18. yüzyıl İngiliz düşünürü Dr. Samuel Johnson, “Patriotism is the last refuge of a scoundrel” yani “Vatanseverlik namussuzun son sığınağıdır” demiş. Bugünün dünyasında vatanseverliğe ek olarak ırkçılık ve islamofobi de bu rolü üstlenmiş durumda.

5 Mayıs günü (bugün) İngiltere’de yerel seçimler var. Bu seçimlerin özelliği, geçen sonbahar İşçi Parti'sinin başına gelen solcu Jeremy Corbyn için bir seçim sınavı olması.

Jeremy Corbyn İngiltere’ye tam anlamıyla yeni bir yaklaşım getirmiş durumda. Artık İşçi Partisi lideri grevlere destek veriyor, mültecilere sahip çıkıyor. Parlamentoda birkaç konuda hem meclis içinden hem dışından muhalefeti harekete geçirerek, muhafazakâr hükümetin planlarını suya düşürmeyi başardı. Engellilere verilen hibelerin kesilmesini önledi, zenginlere verilecek kıyakları engelledi, devlet okullarının özelleştirilmesini geciktirdi. Son haftalarda hastane doktorlarının grevlerini destekledi, eylemlerine katıldı. Ayrıca İngiltere’nin dış müdahalelerine, işgallerine, örneğin Suriye’nin bombalanmasına karşı çıktı ve mültecilerin haklarını savundu.

İşçi Partisi'nin tabanında Corbyn’e güçlü bir destek var. İşçi Partisi liderini seçerken yüzbinlerce kişi yüzlerce kampanya toplantısına katıldı.

İşçi Partisi’nin Blair’ci kanadı da Corbyn’i bir an evvel liderlikten indirmek istiyor. Corbyn’den kurtulmak için yerel seçimleri kaybetmek işlerine geliyor.

Bütün bunlar nedeniyle sadece Muhafazakâr Parti ve yandaş medyası değil; İşçi Partisi’nin Blair’ci kanadı da Corbyn’i bir an evvel liderlikten indirmek istiyor. İşçi Partisi milletvekillerinin çoğu Blair’ci. Corbyn’den kurtulmak için yerel seçimleri kaybetmek işlerine geliyor.

Bu Sağ-Blair’ci ittifak Corbyn’e saldırmak için ırkçılık ve özellikle de islamofobiyi kullanıyor. Yerel seçimlerde İşçi Partisi’nin kötü bir sonuç almasını ve Corbyn’in liderliğinin zayıflamasını amaçlıyorlar. Muhafazakârların ikinci gündemi ise, kendi iktidarlarını pekiştirmek üzere toplumda genel bir islamofobik hava yaratmak.  

İlginç bir şekilde bu ırkçı kampanya Corbyn’i ve İşçi Partisi’nin solunu ırkçılıkla suçluyor. Corbyn ve diğer solcuların uzun yıllar boyunca Filistin’e verdiği destek “Yahudi düşmanlığı” olarak gösteriliyor. İsrail devletini ve politikalarını eleştirmekle ırkçı Yahudi düşmanlığı bir tutuluyor. Bu amaçla İngiltere’nin yandaş medyası ve BBC harekete geçirilmeye çalışılıyor.

Muhafazakârların görgüsüz ikiyüzlülüğü bu konuda da ortada. Eğlencelerinde Nazi üniforması giyen milletvekillilerine dokunulmuyor; liderlerinin siyahlara ve özellikle de Müslümanlara karşı ırkçı söylemlerinin ardı arkası kesilmiyor. Müslümanlar her zaman teröristlerle ilişkilendiriliyor. Başbakan David Cameron Avrupa’ya gelen mülteciler için “arı kümesi” ifadesini kullanıyor ve yandaş medya geçen sene genel seçimler sırasında İşçi Partisi’nin eski lideri Ed Miliband’ın Yahudi olmasını seçim malzemesi olarak kullanmaktan çekinmiyor.

İşçi Partisi’nin soluna saldırma yollarından biri İsrail’e karşı eleştirel sözlerin “Yahudi düşmanlığı” olarak gösterilmesi. Yani ırkçılar ırkçılık karşıtı solcuları ırkçılıkla suçluyorlar. 

İşçi Partisi’nin soluna saldırma yollarından biri İsrail’e karşı eleştirel sözlerin “Yahudi düşmanlığı” olarak gösterilmesi. Yani ırkçılar ırkçılık karşıtı solcuları ırkçılıkla suçluyorlar. 

Örneğin İşçi Partisi milletvekili Müslüman bir kadın olan Naz Shah, İsrail karşıtı bir tweet yüzünden medya tarafından Yahudi düşmanı ilan edildi ve İşçi Partisi üyeliği askıya alındı. Attığı tweetin içindeki imaj Norman Finkelstein adlı bir ABD’li profesörün web sayfasından alınmış. İsrail-ABD ilişkisini eleştiren bu imaj, Shah’a karşı kullanıldı. Ancak bir ayrıntının üstü örtüldü. Bu imajı web sayfasına koyan Finkelstein bir Yahudi, uzmanlık alanı Hitler’in yaptığı Yahudi Soykırımı ve Filistin-İsrail ilişkileri. Finkelstein’in hem annesi hem babası Varşova Gettosu isyanında yer aldılar ve isyan yenilince toplama kamplarına gönderildiler. Finkelstein’ın bütün diğer akrabaları toplama kamplarında Naziler tarafından öldürüldü. Yani Norman Finkelstein Yahudi düşmanı olamaz. Finkelstein bu konuda İşçi Partisinin solcularını savunan bir makale yazdı.

Londra Belediye Başkanlık seçimi sağ ırkçılığın ve ırkçılık suçlamalarının yoğun olduğu bir seçim. İşçi Partisi adayı Sadiq Khan, bir Müslüman; Corbyn gibi bir solcu değil, Blair’e daha yakın. Ancak sağın ırkçı saldırılarından kurtulamıyor. Muhafazakar aday Zac Goldsmith bir milyarder ve her tür pis islamofobik propagandayı kullanıyor. Özellikle Müslüman adayların IŞID taraftarı olduklarını ima ediyor. Sadiq Khan bu tür suçlamalara taviz verirken tabandan gelen tepki bu açık islamofobik ırkçılığa meydan okumak. 

İngiltere’de yerel seçimlere katılım genellikle çok düşüktür. Bu seçimde de durum aynı olursa, sonuçlar İşçi Partisi ve dolayısıyla Corbyn için kötü olabilir.  Ancak son aylarda sokaklarda ve işyerlerinde hem yoksulluk politikalarına hem ırkçılığa karşı gelişen direnişler sandıkta da ifadesini bulursa, o hareketin gelişmesine yardımcı olacak.

Ancak bir şey kesin. Sonuç ne olursa olsun, İngiltere’nin yandaş medyası Corbyn’in yenilgisini ilan edecek.

 

Naz Shah’ın tweetlediği imaj:  

Londra Belediyesi eski başkanı ve olası yeni Muhafazakar Parti lideri Boris Johnson’ın ırkçı söylemleri var. Barack Obama için bile “Kısmi Kenyalı ataları sayesinde İngiltere düşmanı” diyor: