15 Eylül 2013

Medcezir vs Sana Bir Sır Vereceğim

İki dizinin en büyük ortak noktaları ise her ikisinin de yabancı dizi uyarlaması olması. Ve her ikisi de başarılı

Medcezir dizisi Cuma akşamı Star TV’de başladı ve daha başlamadanı bırakalım zaten tanıtımları, set fotoğrafları ile de ortalığı ayağa kaldırmıştı. Bu kez aynı gün Fox TV’de yayınlanan ve yaz sezonunda başlayan Sana Bir Sır Vereceğim dizisinin hayranları ile Medcezirciler arasında hashtag kapışması aldı başını.

Sana Bir Sır Vereceğim ile ilgili düşüncelerimi yazmıştım. Hatta daha dizi başlamadan setini ziyaret etmiştim. Medcezir ile bir kıyaslama yapmadan önce, Medcezir nasıldı biraz bundan bahsedeyim.

\

Dizi daha başlamadan ‘Medcezir’ gelir ama gitmez başlıklı kısa bir yazı yazmıştım. Ve “Medcezir denilince aklıma hep Levent Yüksel’in efsane ‘Medcezir’ albümü gelir. Bakarsınız dizide de sözleri Sezen Aksu’ya, bestesi Levent Yüksel’e ait ‘Medcezir’ şarkısı yer alır, bence yer almalı.” demiştim. Benim en çok izlediğim gençlik dizilerinden biri olan The O.C. uyarlaması diziyi öncelikle belirteyim bu işin ustaları Ece Yörenç ve Melek Gençoğlu yazıyor. Senaryo uyarlaması kusursuz. Cast ise bir o kadar başarılı yapılmış, ve rollere en uygun isimler seçilmiş. Çağatay Ulusoy ve Serenay Sarıkaya  yılın ikilisi belli ki artık. Taner Ölmez ise Seth’in birebir aynısı olmuş. Taner’i bir sinema filminde görmeyi çok çok isterim. Ona ilk İstanbul’un Altınları’nda Haluk Bilginer karşısında döktürürken hayran kalmıştım. Mine Tugay rolü için fazla genç kalmış gibi sözler duydum çevremde ama bence o da çok iyi seçim, rolünün ağırlığını taşıyor.

İlk bölümde gördüğüm birkaç sorun var. Örneğin, sanat yönetimi zayıf kalmış. Kostüm ve dekorlara daha fazla özen şart. Dizinin müzikleri başarılı ancak şöyle bir sorun var, sesler dengesiz diyalogları bastıracak derecede yüksek kullanılmış. Ve bazı yerlerde sahneyle uyum içinde değil. Rejinin başında ise son dönemin en beğendiğim dizi yönetmenlerinden Ali Bilgin var. Uçurum’u ve 20 Dakika’yı adeta sonradan bambaşka bir yere müthiş bir şekilde götürdü. Ancak ilk bölümde parti ve defile sahneleri sanki biraz aceleye gelmiş gibi geldi bana. Dizide deneysel olarak split screen kullanmış ancak çok ani giriyor ve çok kısa kalıyor, fon müziğiyle uyumsuz. Eğer split screen yapılacaksa bölüme dengeli de yaymak lazım. Bu arada Bilgin ile aynı okuldan mezunmuşuz. Eleştirime kızmaz eminim, gel sen çek derse gelirim :)

İşin şakası bunların hepsi düzelecek şeyler, Twitter’da da yazdığım gibi AB’de Kayıp 1. olsa da uzun vadede cumaların galibi Medcezir olur.

Sana Bir Sır Vereceğim ile Medcezir karşılaştırmasına gelelim...

Sana Bir Sır Vereceğim yapım şirketi Scor Films’in ilk dizisi. Medcezir ise dizi konusunda deneyimli ve çok büyük başarılar elde etmiş Ay Yapım’a ait. Şimdi bu yönüyle Sana Bir Sır Vereceğim ie Scor Films büyük alkışı hak ediyor. Sana Bir Sır Vereceğim, Medcezir'den farklı olarak, henüz adları pek bilinmeyen gençleri starlaştıran bir dizi oldu. Ekin Koç ve Demet Özdemir’i. Ancak Serenay ve Çağatay zaten birer yıldızdı. Scor Films bu seçimiyle de riski göze alıp başarmış oluyor. Dizilerin türlerine bakarsak da farklılar. En büyük ortak noktaları ise her ikisinin de yabancı dizi uyarlaması olması. Ve her ikisi de başarılı.

\

Kanalın kararı ile Sana Bir Sır Vereceğim, artık Pazar günleri yayınlanacak. Medcezir’in yayın günü ile ilgili mi bilemiyorum ama her iki dizi de uzun süre devam eder, kendinden söz ettirir.

Yeni sezonda galiba en karışık gün, Cuma olacak. Tam bir dizi bombardımanı yaşadık. Kayıp ile ilgili yazıyı sonra paylaşacağımdır. Bu gidişle kanallar epey gün saat değiştirme olayına başlayacaktır diye tahmin ediyorum.

Yazarın Diğer Yazıları

Ali Kemal Çınar: Zayıf yönlerini görüp bunun üzerine gitmek, ancak güçlü gördüğün yönlerinin varlığından cesaret alarak yapılabilir

Ali Kemal Çınar ile son filminden Kürt sinemasında birey olma sorunsalına, Diyarbakır'dan Türkiye Sineması'nın geleceğine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik

Ulaş Tosun: Merhaba Canım'ın yarattığı etki, belki tasarlanmış estetiğin bir kere daha çöküşü olarak yorumlanabilir

Merhaba Canım benim için sansürün ve otosansürün tüm gücünü hissettiğim bir çalışma oldu