28 Aralık 2014

Filinta, ekrana da adalet getirir mi?

Filinta dizisi Salı akşamı TRT1’de başladı.

Filinta dizisi Salı akşamı TRT1’de başladı.

Açıkçası benim beklentim büyüktü çünkü, dizi daha başlamadan hakkında epey fikir edindim ve haber yaptım. İki kez İzmit’te kurulan dev platoyu gezdim. İlk ziyaretimde dizinin danışmanlığını üstlenen ‘Lost’, ‘Revenge’, ‘PrIson Break’ gibi popüler yabancı serilerin yönetmeni Bobby Roth ve oyuncular ile röportaj yapmıştım.

Son ziyaretimde ise Türk televizyonlarında dizilerde çığır açan adam olan Kudret Sabancı ile röportaj yaptık, yakında okuyacaksınız…

Aşağıda ise hem Kudret Sabancı hem senarist Altuğ Küçük hem de bu dev ve çılgın plato projesini hayata geçiren yapımcılardan Burhan Özkan ile sohbetimizden de  notlar aktaracağımdır.

***

Bu sezon ve geçen sezon büyük beklenti içine giriyoruz ama nice projeler gümlüyor maalesef… En büyük hayal kırıklıkları çok iyi prodüksiyonlar olsa da Benim Adım Gültepe ve Reaksiyon oldu. bir dizinin yayından kalkması onun iyi olmadığını göstermez her zaman. Örneğin daha dün iyi bir dizi olan Urfalıyam Ezelden yeni kanalında da tutunamadı.

Enteresan zamanlardayız televizyonculuk adına. Ne tutar ne tutmaz tahminlerimiz de tutmaz oldu. Bende büyük beklenti yaratan Filinta ise beni hiç hayal kırıklığına uğratmadı. Aksiyona dayalı hikâyeye, cesaret gerektiren zamansız bir senaryoya sahip, bu yönüyle de takdire şayan. Reji olarak son çektiği dramlarda farklı kamera hareketlerine kayan Kudret Sabancı, çok sevdiği çizgi roman estetiğinden de faydalanıyor rejisinde ve kurgusunda.

Dizinin yıldızı Onur Tuna’yı seçen de Kudret Sabancı ve Lara karakteri çok aranmış ve sonunda Damla Aslanalp’ta karar kılınmış. Aslanalp, Almanya’dan geldiği için dublaj yapıılıyor. İlk bölümde benim gözüme batan tek nokta buydu. ama yavaş yavaş alışacak Türkçe öğrenecek sanırım... Cast olarak kusursuza yakın bir cast var önümüzde. Mehmet Özgür, Serhat Tutumluer, Bülent Alkış, Hakan Yufkacıgil ve Kamil Güler'in oyunları muazzam. Ne kadar çok değerli ve müthiş oyuncularımız var bizim dedirtiyorlar gururla... senaryo epizodik ve de her bölüm tanınan oyuncular yer alacak. Belçikalı oyuncu Bashkim Topojani, Fırat Doğruloğlu, Kaan Urgancıoğlu, Ahmet Saraçoğlu sırayla her bölüm girecekler.

Dizinin müziklerini ise Gönül Yarası ve Elveda Katya ile Altın Portakal almış olan Tamer Çıray üstlenmiş. Hatta ileride Zerda ve Aliye gibi soundtrack albümü de çıkabilir diye konuştuk.

Dizinin ilk reytingleri çok iyi gelmedi ama bence giderek yükselecek. TRT1’in Diriliş hamlesini öne almasının da biraz etkisi var gibi.

Filinta temelini Osmanlı üzerine kurmuş bir dizi değil. Çok fazla kuruluyor diziyle ilgili, hayatın içinde setlerde insanlarla işi yapanlarla olup öğrenip yazarsanız yanıldığınızı göreceksiniz. Filinta, zamansızlık üzerine kurulu. Fazla şüphe kalbe zarar...

Dizinin zamansızlığını senarist Altuğ Küçük şöyle anlattı: “ Zamansız çünkü padişahı betimlemiyoruz. Mesela padişah kimdir kesin değil, tarihsel olayların iz düşümlerini kullanmıyoruz. O zaman Kırım Savaşı var mesela onlarla ilgilenmiyoruz. Tabii ki Osmanlı’nın sokak hayatını gösterdiğimiz bir dizi o yüzden bir Osmanlı polisiyesi diyoruz. Saraydan biraz uzağız,iste gördüğünüz platodaki sokaklarda gecen o donemin Osmanlıdaki insanları Osmanlı evinde yaşayan insanları sokak yaşantısında gösteren bir dizinden bahsediyoruz."

 

Bobby Roth’un diziye katkısı ne oldu?

Kudret Sabancı: "Roth ile daha çok bilgi alıverişinde bulunduk, tecrübelerinden faydalandık ve bazı sahneleri çekti. 

Altuğ Küçük: " Bobby Roth zaten senaryoyu okuyup beğenip geldi. Türkiye, dünyadaki en önemli dizi satıcılarından birisi haline geldi. Yapımı daha kaliteli nasıl evrensel boyuta nasıl taşıyabiliriz aslında bütün istediğimiz bu. bu evrensel kimliğe nasıl bürünebilirizi tartıştık. Senaryo ve prodüksiyon açısından zaten bizi dünya çapında buldu . Çin'den gelmişti o ve oradan daha büyük bir set gördü aslında. Bizim de dizi film kültürümüzün ne kadar yüksek olduğunu görüp çok şaşırdı. Bobby'den öğrenmek istediğimiz; Dünya'ya dizileri, satıyorsunuz 60 ülkeye 70 ülkeye satıyorsunuz. Bunu nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Aslında bizim Roth'tan aldığımız, yönetmenlikten daha çok bu şekilde evrensel bir iş yapmanın kodlarını almak. Biz dolu dolu yazmaya çalıştık. Her şeyi dolu dolu çekmeye çalışıyoruz. Zaten gördünüz siz de.  Bizdeki aksiyon sahnesini gerçekten bir filmde zor bulursunuz. Sektörde çıtayı yükseltmeye çalışıyoruz."

 

Yapımcı Burhan Özkan'dan...

 

"Böyle bir riski artık birilerinin alması gerekti. öğrenilmiş çaresizlik diye bir şey var bizde, bir süre sonra tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan şaşırıyoruz yani izleyici beğenilerini sürekli olarak izleyiciye aşağı çeken işlerle biz mi formatlıyoruz yoksa izleyici mi kötü bir beğenileriyle bizi formatlıyor, bunlar birbirine karışıyor. Biz burada günün sonunda bir takım şeyleri deniyoruz, tümüyle radikal bir çizgide gitmiyoruz. Tümüyle kafa tutmuyoruz ama bazı şeyleri deniyoruz. Yani mesela dizide niye bu kadar kadın yok. Dünya polisiyesi kadının yerinin sınırları bellidir yani biz de kadını dünya polisiyesinde olduğu yere koyduk. Yani  aşk hikâyesi büyük bir aşk motivasyonu bu işin içerisinde var ama bunun yavaş yavas peyder pey göstereceğiz. Biz de kurabilirdik hızlı kurabilirdik ama bunu vermek istemiyoruz. Salt aşka dayalı olmasın istedik. Halk bunu istiyor demeden denemek lazım."

Burhan Özkan, sohbetimizde tam da şu an içinde olunan televizyonculuk durumuna işaret etti. İşte belki de yapımcıların yapması gereken şu dönemde bu. Denemek... Deneyerek farklılık yaratmak, özgünlük yaratmak...

Bence Filinta olmuş bir iş, dünya standartlarında... Gerçekleştirmesi yürek gerektiren çılgın bir iş ve gerçeğe dönüşmüş, bu yüzden televizyonculuğumuz için en önemlisi de bu.

 

Dipnot: Senarist Altuğ Küçük, yurt dışında yazarlık eğitimi almış, televizyonda senaryosunu yazdığı ilk işi. Uzun yıllar metin yazarlığı ve kreatif direktörlük yapmış. Dizinin yapımcılarından Bülent Turgut ile olan dostluğuyla gelen teklifi üzerine reklamcılığı bırakıp Filinta'yı yazmaya başlıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Ali Kemal Çınar: Zayıf yönlerini görüp bunun üzerine gitmek, ancak güçlü gördüğün yönlerinin varlığından cesaret alarak yapılabilir

Ali Kemal Çınar ile son filminden Kürt sinemasında birey olma sorunsalına, Diyarbakır'dan Türkiye Sineması'nın geleceğine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik

Ulaş Tosun: Merhaba Canım'ın yarattığı etki, belki tasarlanmış estetiğin bir kere daha çöküşü olarak yorumlanabilir

Merhaba Canım benim için sansürün ve otosansürün tüm gücünü hissettiğim bir çalışma oldu