01 Temmuz 2013

Akar: Süleyman Demirel'in 'Şapka' belgeseliyle dönüyoruz

Rıdvan Akar, yakın bir tarihte 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile ilgili bir belgesele başlayacağını söylüyor...

Rıdvan Akar, hepimizin yakından tanıdığı usta bir isim, usta bir televizyoncu. 4. Antalya Televizyon Ödülleri’nde ‘Hayatın Tanığı - Uludere’nin Anneleri’ ile en iyi belgesel yapım ödülü aldı. Akar, yakın bir tarihte 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile ilgili bir belgesele başlayacağını söylüyor... 

\


‘Hayatın Tanığı’ ekibi olarak nasıl yola çıktınız? Belgesel program yapmak her anlamda çok zor ve zamanla yarışıyorsunuz sanırım?

Aslında fikir bana ait olmakla birlikte ‘haftalık bir belgesel programı’ önerisinin öncelikle kabul edilmesi gerekti. Zira bir hafta içinde bir programı planlıyor, söyleşiler yapıyor, söyleşileri deşifre ediyor, araştırma yapıyor, okumaları tamamlıyor, metin yazıyor, ses alıyor ve montaj gerçekleştiriyorsunuz. Ortalama bir ayda yapılması gereken bir prosesi bir haftaya sığdırmak riskli bir cüretti. Genel Müdürümüz Barış Tünay böylesi bir programın yapılabileceği konusunda bize güvendi. Birinci yılımızı tam 50 programlık yorucu ama önemli bir envanterle kapatıyoruz. Böylesi bir süreçte en kıdemlisi 1.5 yıllık tecrübeye sahip olan gencecik arkadaşlarımla çalıştım. ‘32. Gün’ ekolünden yönetmenimiz Özgür Ören’le birlikte alışılmadık ve özgün bir projenin birinci yılını tamamlamış olduk. ‘Hayatın Tanığı’ belgeseli her cumartesi saat 21.00’de ekrana geliyor. Kaçırdığınız belgeselleri tv.cnnturk.com/hayatintanigi sayfasından takip edebilirsiniz.

 

4. Antalya Televizyon Ödülleri’nde ‘Hayatın Tanığı - Uludere’nin Anneleri’ ile ‘En İyi Belgesel Yapım’ ödülünü aldınız, zor ve meşakkatli bir işin sonunda ödüllendirilmek ne hissettiriyor?

‘Uludere’nin Anneleri’ni yaptığımız günlerde merkez medyada Uludere ile ilgili çıt çıkmıyordu. Ümit Kıvanç’ın belgeselinin hemen ardından ‘Hayatın Tanığı’nda annelerin duygu ve yoksunluklarını ekrana getirdik. Açıkçası nasıl karşılanacağını biz de merak ediyorduk. Çok olumlu tepkiler aldık.

Tek eleştiri Uludere’deki mağduriyete “Sadece biz üzülürüz” diyen çevrelerden geldi. Amacımız ortak vicdan ve duyarlılık oluşturmaktı. Üstelik geç bile kalmıştık. Ama program Uludere konusundaki ölü toprağının kaldırılmasına katkı sağladı ve yıldönümünde hemen her medya organı oradan yayın yaptı. Antalya’da aldığımız ödül, doğru bir tercih yaptığımızın sağlamasıydı. Henüz birinci yılını tamamlamadan programın bu biçimde onurlandırılması önemli bir moral kaynağı oldu. 


Süleyman Seba belgeseli fikri nasıl gelişti? Neler yaşadınız yapım süreçlerinde? En ilginç anekdot neydi sizce çekimlerde?

Beşiktaşlıyım. Beşiktaş benim için çocuklarımdan sonra en çok değer verdiğim olgudur. Beşiktaş’a dair bir belgesel yapma fikri Onursal Başkanımız’la mümkün oldu. Kabataş Lisesi mezunuyum ve Kabataş’ın 100. Yılı Belgeseli’ni yapmıştım. Süleyman Abi’nin “Bu belgeseli Kabataşlılar yapsın” düşüncesi doğrultusunda talih benim yüzüme güldü. Kendimi çok şanslı hissediyorum.

Zira Beşiktaş tarihinin en değerli isimlerinden biri bütün ketumluğu, suskunluğunu yıllar sonra bizim için bozdu. Seba’nın yıllardır en önemli korkusu Beşiktaş’ın 70 yıllık tarihini anlatırken tarihi olay ve isimlere haksızlık yaparak anmayı unutabileceği kaygısıydı. Bu kaygıyı -belgesel ve kitapta- tarihi didik didik ederek ortadan kaldırmaya gayret ediyoruz. Seba’nın en çok merak edilen ve bilinmeyen yanlarından biri Milli İstihbarat Teşkilatı’nda geçirdiği yaklaşık 40 yıllık mesaisiydi. Ne yapmış, nasıl çalışmış ve nerede bırakmıştı? Tek cümleyle “Yaptık, bitti, bu bölümü geçelim” diyerek bizi savuşturdu. Ama azimle o günleri kitaba yansıtmaya çalışacağız.

 

Belgeselin geliri de özel bir yere bağışlanıyor, öyle değil mi?

Süleyman Seba, belgeselin ve kitabın gelirlerinin Kabataşlılar Derneği’ne bağışlanmasını ön şart koydu. Bu parayla ihtiyaç sahibi Kabataşlı öğrenciler için bir burs fonu kurulacaktı. Bizim ‘Süleyman Seba Burs Fonu’ olarak nitelendirdiğimiz bu fon, bugün futbolseverler, Beşiktaşlılar ve Seba ile ortak değerleri paylaşanların katkılarını bekliyor. 
 

Anlatılacak daha çok şey var deniyor CNN TÜRK belgesel tanıtımında, anlatılacaklar listenizde şu an belli projeler var mı?

‘Hayatın Tanığı’ birkaç yıl daha devam ettiğinde CNN TÜRK olarak yakın dönem Türkiye içtimai ve siyasi tarihinin bütün önemli kilometre taşları, kırılma noktalarına ait paha biçilmez bir envantere sahip olacağız. Amacımız ders olarak okutulabilecek bir zenginlik oluşturmak. Belki bu envanteri Enver Yücel’in önerisiyle Bahçeşehir Üniversitesi’nde kullanma imkanımız olacak. Yakında 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le ilgili bir belgesele başlayacağız. Gerekli icazeti aldık ancak hastalığı nedeniyle çalışmaya başlayamadık. 2014 Demirel’in 90’ıncı yaşı olacak. Umut ediyorum ki Türkiye’nin son 50 yılının en önemli tanığı olan Cumhurbaşkanı’nın yaşam öyküsünü ‘Şapka Belgeseli’ ile ekranlara getireceğiz.

(Haziran 2013- Hafta Sonu Dergisi)

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ali Kemal Çınar: Zayıf yönlerini görüp bunun üzerine gitmek, ancak güçlü gördüğün yönlerinin varlığından cesaret alarak yapılabilir

Ali Kemal Çınar ile son filminden Kürt sinemasında birey olma sorunsalına, Diyarbakır'dan Türkiye Sineması'nın geleceğine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik

Ulaş Tosun: Merhaba Canım'ın yarattığı etki, belki tasarlanmış estetiğin bir kere daha çöküşü olarak yorumlanabilir

Merhaba Canım benim için sansürün ve otosansürün tüm gücünü hissettiğim bir çalışma oldu