01 Haziran 2012

Havacılıkta grev yasağı hukuksuzdur

31 Mayıs 2012 tarihinde TBMM’de kabul edilen 6321 sayılı torba yasa ile havacılık hizmetlerinde grev yasağı getirildi

31 Mayıs 2012 tarihinde TBMM’de kabul edilen 6321 sayılı torba yasa ile havacılık hizmetlerinde grev yasağı getirildi. Bu yasak gerek biçim gerekse içerik açısından tamamen keyfi ve hukuksuzdur. Uluslararası sözleşmelerin ve hukukun genel ilkelerinin açıkça ihlal edilmesidir. Havacılık sektörüne getirilen grev yasağı, örneği ancak dikta rejimlerinde görülebilecek bir zihniyeti yansıtmaktadır.  

Öncelikle havacılık sektöründe getirilen grev yasağının temel amacı şu an devam etmekte olan toplu iş sözleşmesi görüşmelerine müdahaledir. THY ile Hava-İş Sendikası arasında devam eden toplu sözleşme görüşmelerinde, THY işvereninin tutumu nedeniyle 17 aydan bu yana sonuç alınamamıştır. THY işvereni, sendika ile uzlaşmak yerine işi yokuşa sürmekte ve hukuk yollarını bir ayak direme aracı olarak kullanmaktadır. Olağan koşularda 3-4 ayda sonuçlanacak toplu iş sözleşmesinin 17 ay geciktirilmesi iyi niyet kurallarıyla bağdaşmaz.

 

Şirket siparişi ile yasa

 

THY yönetimi bu engellemelerle yetinmemiş havacılık iş kolunda grev yasağı için hükümete ve meclise başvurmuştur. AKP Milletvekili Metin Külünk derhal bir kanun teklifi vermiş ve TBMM de jet hızıyla grevi yasaklamıştır. Bu işlemin başbakanın bilgisi ve talimatı dışında olması hayatın olağan akışına aykırıdır! Nitekim Başbakan da havacılık sektöründeki yasağı inanılmaz ifadelerle savunmuştur.

Her şey bir yana sürmekte olan bir toplu iş sözleşmesi sürecinde alınan grev kararı oyunun ortasında kuralların değiştirilmesi anlamına gelir. Bu hukukun temel ilkelerinden biri olan “iyi niyet” ilkesine aykırıdır. THY yönetimi, hükümet ve TBMM sendikaya ve işçilere karşı hile yapmıştır. Bu yasa ile bir şirketin çıkarları anayasal bir haktan daha üstün görülmüştür.

Fakat bu ne acele? Yıllardır sendikal yasaları değiştirmek konusunda ağırdan alan hükümet ve TBMM konu sendikal yasak olunca koştura koştura birkaç gün içinde yasa yapmıştır. Toplu İş İlişkileri Kanun tasarısını işverenlerin itirazları nedeniyle aylardır oyalayanlar THY yönetiminin bir dediğini iki etmeyerek grev yasağı getirmiştir.

Bu yasağın sipariş üstüne ve toplu sözleşmeye müdahale amacı taşıdığı o kadar açıktır ki: Meclis gündeminde olan 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Yasasını değiştiren Toplu İş İlişkileri Kanunu tasarısında olmayan bir yasak birkaç gün içinde gündeme gelmiş ve kabul edilmiştir.

Bu süreç yasağın iyi niyetten yoksun ve tamamen THY yönetiminin sendikayı bertaraf etme amacına uygun olarak getirildiğinin kanıtıdır.

 

Havacılıkta grev yasağı uluslararası hukuka aykırıdır

 

Yasa biçimsel olarak hukuksuz olmanın ötesinde içerik olarak da hukuksuzdur. Grev yasağının gerekçesine bakıldığında teklifi hazırlayanların grev hakkı konusunda tam bir cehalet içinde oldukları görülmektedir. Kanun teklifi gerekçesinde havacılık sektöründe grev yasağı küresel rekabete dayandırılmaktadır. Havacılık sektöründe grev ekonomik gerekçelerle yasaklanmaktadır. Bu tam bir komedidir. Çünkü grevin özü zaten ekonomik etkisinin olmasıdır. Ekonomik gerekçeyle grev yasaklamak grev hakkını tanımamak anlamına gelmektedir. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde ekonomik gerekçeyle grev yasaklanmaz. Kimsenin aklına ekonomik gerekçeyle grev yasaklamak gelmez. Çünkü bu grev hakkının özüne aykırıdır.

Dünyanın dev havayolu şirketleri grev hakkı ile birlikte rekabet edebilirken, THY yönetimi dikensiz gül bahçesinde (grev yasağı) ile rekabet etmek istiyor. Bu aslında haksız rekabet anlamına gelmektedir.

Havacılık sektöründe grev yasağı ILO normlarına aykırıdır. ILO ekonomik gerekçeyle grev hakkının sınırlanmasını kabul etmemektedir.

ILO grev hakkının iki durumda sınırlanabileceği veya yasaklanabileceğini kabul etmektedir: 1) devlet adına yetki icra eden kamu görevlilerin (public servants exercising autority in the name of te State) çalıştığı kamu hizmetlerinde veya 2) durması nüfusun tümünün veya bir bölümün yaşamını, kişisel güvenliğini veya sağlığını tehlikeye atabilecek kelimenin dar anlamıyla zorunlu/temel hizmetlerde. ( ILO, Freedom of Association-Digest of Decisions and Principles of the Freedom of Association Committee of the Governing Body, Fifth (revised) edition, Geneva, 2006)

 

ILO: Pilotların Grev Hakkı Var

 

ILO, zorunlu/temel hizmetlerde grevin yasaklanabileceği durumları belirlemek için, nüfusun tamamının veya bir bölümün yaşamına, kişisel güvenlik ve sağlığına yönelik açık ve yakın bir tehdidin varlığı ölçütünü aramaktadır (ILO, 2006, paragraf 581). ILO zorunlu hizmetin dar anlamda yorumlanması gereğine işaret etmektedir (ILO, 2006, paragraf 582-583). ILO Sendika Özgürlüğü Komitesi (SÖK) kararlarında zorunlu olan ve olmayan hizmetler konusunda örnekler vermektedir. Komiteye göre hastane sektörü, elektrik hizmetleri, su sağlama hizmetleri, polis ve silahlı kuvvetler, itfaiye hizmetleri, cezaevi hizmetleri, hava trafik kontrolü zorunlu/temel hizmetler arasında sayılabilir ve buralarda grev hakkı sınırlanabilir (ILO, 2006, paragraf 585).

Ancak ILO, genel olarak taşımacılığı ve uçak pilotlarını temel zorunlu hizmetler arasında görmemekte ve bunların grev hakkının sınırlanmasını kabul etmemektedir. ILO ayrıca radyo televizyon hizmetlerini, petrol sektörünü, limanları, bankacılığı, vergi toplamayla ilgili bilgisayar hizmetlerini, mağazalar ve parkları, metal ve madencilik sektörlerini, akaryakıt üretimi ve dağıtımını, demiryolu hizmetlerini, şehir içi taşımacılık hizmetlerini, posta hizmetlerini, çöp toplama hizmetlerini, soğutma işletmelerini, otelcilik hizmetlerini, inşaat işlerini, otomobil üretimini, tarımsal faaliyetleri,  gıda tedarik ve dağıtımını, darphaneyi, kamu basım hizmetlerini, devlet alkol ve tütün işletmelerini ve eğitim sektörünü de temel zorunlu hizmetler arasında görmemektedir (ILO, 2006, paragraf 587).

Uluslararası hukuk açısından durum net: Havacılık sektöründe grev yasaklamaz.  Türkiye ILO normlarını kabul ederek iç hukukunun bir parçası haline getirmiştir. Ancak TBMM açıkça anayasanın 90. Maddesini çiğneyen bir yasa kabul ederek havacılık sektörüne grev yasağı getirmiştir.

Bakalım Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Haziran ayında toplanacak olan ILO Genel Konferansında yüzü kızarmadan havacılıkta grev yasağını nasıl savunacak çok merak ediyorum.

Yazarın Diğer Yazıları

Özel madenlerde işçi ölümleri oranı, kamu madenlerinden 16 kat daha fazla!

Siirt’teki katliam açık maden sahalarında yaşanan ilk katliam değil

Dünden bugüne üniversiteye karşı bitmeyen kötülük

Kimsenin şüphesi olmasın, bu hukuksuz ve haksız karar er geç ortadan kalkacak...