25 Ekim 2014

Mesele 'butik' cami değil; ranta karşı çevre!

Daha önce gitmeyen sıradan vatandaşın gözünden Validebağ Korusu kentin ortasında “nasıl olmuş da böyle bir yer kalabilmiş” dedirtecek büyüklükte ağaçlık bir alan

Daha önce gitmeyen sıradan vatandaşın gözünden Validebağ Korusu kentin ortasında “nasıl olmuş da böyle bir yer kalabilmiş” dedirtecek büyüklükte ağaçlık bir alan.

Daha önce burayı görmemiş bir müteahhidin veya bir belediye başkanının gözünden ise içine bırakın bir tanesini, belki de 2-3 AVM’nin sığdırılabileceği, residansların peşi sıra dikileceği iştah kabartan büyüklükte bir arsa.  Ne de olsa, metrekare ya da dönüm yerine artık AVM, residans sayılarını yüz ölçüsü birimleri olarak kullanacak hâle geldik.

İşte herkes için farklı bir anlamı olan bu koru bugünlerde ucundan kıyısından tırtıklanarak imara açılma tehlikesiyle karşı karşıya. Bu işin başrolüne soyunan Üsküdar Belediyesi işe korunun bir kenarına inşa edeceği cami ile başlayacağı söylenmekte.

Üstelik, öyle sıradan bir cami de değil. Üsküdar Belediye Başkanı’nın kendi ifadesiyle ‘butik’ bir cami. Bugünlerde her şeyin butiği oluyor. Otelin, lokantanın, residansın… Ama ‘butik’ bir dini mabet lafı herhalde ilk kez telaffuz edilmekte. Camiye gelenlerin sınıfı, mevkisi, makamı ne olursa olsun eşit şekilde saf tutması gerektiği,  camilerin içinde protokolün yerinin olmadığı düşünülürse baştan aşağı çelişkili bir tanım. Ama neyse bunlar başka yerlerde, başka zamanlarda verilecek hesaplar.

İşin yurttaşlık ve kent hakkı kısmına geri dönersek…

Validebağ Korusu’nu koruma mücadelesi aynı yakın komşusu Kuzguncuk’ta olduğu gibi 1990’lı yıllarda başlar. İlk kez 1995 yılında semtlerinin çeşitli sorunlarına çare bulmak için bir araya gelen Altunizade Mahallesi sakinleri, 3 yıl boyunca Altunizade Yurttaş İnisiyatifi olarak faaliyet gösterir. 1998 yılında Validebağ Korusu’na yapılması planlanan hastane projesi ortaya çıkınca, Barbaros, Acıbadem ve Koşuyolu mahallelerinden de katılımlar olur. Aynı yıl topladıkları 6 bin imza ile İstanbul 3 Numaralı Kültür ve Tabiat Koruma Kurulu’nun 1999 yılında bölgeyi 1. Derece SİT alanı olarak ilan etmesini sağlarlar. Sonrasında gelen türlü ihlal ve projelere karşı mücadelelerini Validebağ Gönüllüleri olarak devam ettirirler. 2001 yılında ise Validebağ Gönüllüleri Derneği’ni kurarlar.[i]

İşte bu uzun soluklu mücadelenin son ayağında da Üsküdar Belediyesi’ne karşı topladıkları 80 bin imzayla, pikniklerle, yürüyüşlerle Validebağ Korusu’nu savunmaya devam ettiler. Gelinen son noktada, açtıkları davayı kazanarak, mahkemeden projenin yürütmesinin durdurulması kararını elde ettiler.

Gelin görün ki, Üsküdar Belediyesi bu kararı tanınmamakta. Daha doğrusu dün yapılan basın toplantısında belirtildiği gibi kılıfına uydurarak tanımamakta. İnşaatın başladığı yer 1/1000 ölçekli imar planlarında ‘165 pafta, 1313 ada, 178 parselin güneyindeki tescil dışı alan’ olarak geçerken, belediye davadan sonra küçük bir hamleyle parseli 197 olarak değiştirdi. Ve böylelikle inşaatın yapılacağı yer hakkında yürütmeyi durdurma kararının olmadığını iddia etmekte.[ii]

Dahası Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ilginç iddialarda bulunuyor…

Türkmen’e göre, o mahallede cami yok. Ama bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere,  cami inşaatının 400-450 metrelik çevresinde tam 4 cami var. Validebağ mahallesinde var olan cami sayısı ise 26.

Türkmen’e göre inşaatın yapılacağı alanda değil ağaç, ot bile yok. Ama geçtiğimiz gün belediye ekiplerinin iş makineleriyle dalıp,  ‘olmayan’ ağaçları söküp, götürdü.

Üstelik, Belediye Başkanı Türkmen bir de ortaya cami kartını çekti. Belediye Türkmen projeye karşı çıkarak, Koru’yu savunmak isteyenlerin derdinin çevre olmadığını iddia ederken şu sözleri sıralaya verdi: “Bir de söylemek istemiyorum ama [ve fakat söylüyor] cami olunca, ezan olunca bunlar değişiyor arkadaş.” Aynı zamanda eklemeden de edemiyor: “Arkadaşlar maalesef bu memlekette fazla tolerans, fazla iyi niyet karşındakini azdırıyor…”[iii]

Bu sözler artık ‘eski’ diyebileceğimiz semboller üzerinden siyaset yapmanın iyi bir örneği. Cami Validebağ Korusu’nu korumaya çalışanlara kolaylıkla yaftayı yapıştırma aracı olarak kullanılmakta. Oysa Validebağ Gönüllüleri’nin ve onları destekleyenlerin başından beri söylediği gibi dertleri cami yapımıyla değil. Validebağ Korusu’na herhangi bir binanın yapılmasına karşılar.

Dün yapılan basın açıklamasında da “cami isteyenler-istemeyenler” diye bir ayrımın dayatılmaya çalışıldığını ama bunu asla kabul etmediklerinin altını defalarca çizdiler. Aslında ayrımın “yaşamı savunanlar ve yok edenler” arasında olduğunu söylediler.

Burada bir başka noktada artık Türkiye’deki inşaat sektöründe mühendisler, mimarlar, işçiler kadar çevik kuvvetin ve zabıtanın da asli unsur olarak kullanıldığı. Geçtiğimiz Perşembe günü, Validebağ Gönüllüleri’yle beraber birer yurttaş, çevreci ve İstanbullu olarak korudaki ağaç kesimini durdurmaya çalışan birçok insiyatif, örgüt, dernek ve dayanışmadan da insanlar da bulunmaktaydı. Hazır kuvvet bekleyen polis ve zabıtanın müdahalesi sonucunda –burada müdahalede bulunan belediye zabıtasının altını bir daha çizelim- 5 kişi gözaltına alındı haberleri gelmişti. Ancak bugün öğrendik ki aslında gözaltına alınmamışlar. Çünkü basın açıklamasında konuşan Avukat Can Atalay’ın belirttiği üzere haklarında herhangi bir yasal işlem yapmamışlar. Öylece alıkonulmuşlar. Hatta, defalarca darp edilerek, hakaretlere uğrayarak ve tehditlere maruz kalarak.

Şimdi Validebağ Gönüllüleri’nin ve kentini, çevresini seven yurttaş destekçilerin direnişi devam ediyor. Bugün, yarın ve muhtemelen ilerleyen günlerde yapılan çağrılarla Validebağ Korusu’nda forumlar düzenleyip, yürüyerek, nöbet tutarak koruyu korumaya devam edecekler. E dile kolay, 1995’ten beri süregelen bir mücadeleden bahsediyoruz. Kaç tane belediye başkanı eskittiler ama koru hâlâ yerinde.

 

[i] www.validebag.org

[ii] www.diken.com.tr

[iii] http://www.internethaber.com/hilmi-turkmenden-validebag-soku-azdiriyorlar-732555h.htm

Yazarın Diğer Yazıları

Brezilya Amazonların geleceğini oyluyor; ekoloji ve çevre adaleti notları...

Brezilya'da Bolsonaro değil de Lula seçilirse Brezilya Amazonu'ndaki ormansızlaşmanın yüzde 89 oranında daha az gerçekleşeceği öngörülüyor. Bu tahminler sadece her iki liderin başkanlığı süresince uyguladığı politikaların ve bunların sonuçlarının muhasebesine dayanmıyor. Lula, aynı zamanda ileriye dönük Brezilya Amazonu'nu korumaya yönelik vaatlerde bulunuyor

Dünya siyasetinin yeni ikilisi: Corbyn-Sanders - II

Corbyn ve Sanders’in kurumsal siyasetin labirentli yollarından geçip, başarıya ulaşıp ulaşmayacaklarını kestirmek güç

Dünya siyasetinin yeni ikilisi: Corbyn-Sanders - I

Corbyn zenginlerin daha çok vergilendirmesi gerektiğini söylüyor