31 Temmuz 2015

Ne seride ne de Tom Cruise’da hiç çizik yok!...

Bu yeni bölüm, seriye bir gençlik aşısı getiriyor mu? Bir ölçüde evet

MISSION IMPOSSIBLE: ROGUE NATION    X X X

Yönetim ve senaryo: Christopher McQuarrie
Görüntü: Robert Elswit
Müzik: Joe Kraemer
Oyuncular: Tom Cruise, Rebecca Ferguson, Simon Pegg, Sean Harris, Alec Baldwin, Ving Rhames, America Olivo, Simon McBurney/Paramount (UİP) filmi

 

 

Bu beşinci bölüm için artık her bölümde kullandığım bilgileri yinelemek istemiyorum. Yani bunun aslında tam 1966’da başlayıp bizde TRT’nin 70’lerde göstermesiyle pek sevilen bir TV dizisi olduğunu, 1996’dan başlayarak filmlere dönüştüğünü...Her filmin ortak oyuncusu Tom Cruise (ve de Ving Rhames!) dışında hep yeni oyuncular geldiğini, her bölümün farkı bir yönetmene emanet edildiğini...

Ama galiba yinelemiş oldum bile!..Neyse, gençler öğrensin, yaşlılar da geçmişi şöyle bir hatırlasın!...

Böylece 5. bölüme ulaştık. Ajan Ethan Hunt yine zor günler geçiriyor. Ait olduğu ve CİA’nin  isteğiyle feshedilen İMF örgütü (ama bu ekonomiyle uğraşan İMF değil!), onu müşkül durumda bırakmıştır. Üstüne üstlük adı Sendika olan ve ardında son derece ‘kötü’ bir grup cani bulunan bir örgüt, dünyamızın tüm sistemine karşı savaş açmıştır.

Bu gizemli ve bir tür ‘siyasal gerilla’ mücadelesi olan savaşta, birkaç eski IMF’li arkadaşının yanısıra, düşman safta gözüken, ama ikili (hatta belki üçlü-dörtlü) oynayan kadın ajan İlsa Faust da kahramanımızın yanında yer alacaktır.

Bu yeni bölüm, ilk filmden sonra biraz prestij kaybeten, ama üçüncü bölümden itibaren yeniden yükselişe geçen seriye bir gençlik aşısı getiriyor mu? Bir ölçüde evet. Başta 54 yaşını (1962 doğumlu) hiç göstermeyen Tom Cruise, ayrıca eski-yeni oyuncuların hepsi formda olduğu gibi, dizinin başarısını getiren o görkemli aksiyon sahneleri yine yerli-yerinde.

Hemen başta Cruise’un havalanmak üzere olan dev bir uçağa sıçrayıp bir süre asılı kalması (sonra açılan bir kapıdan içeri giriyor!) nefes kesici. Sonrasında ise Viyana operasında bir suikast, Londra sokaklarında bir takip, Fas’ın Kazablanka kentinde daha da hızlı bir takip gibi sahneler, bu tür sinemanın zirveleri arasında yer alacak.

Ama belki en güzeli finali. Burada Ethan Hunt ve serinin yeni oyuncularından Sean Harris’in canlandırdığı, Sendika’nın lideri kötülük kumkuması Solomon Lane arasında bir hesaplaşma var ki, görmelere seza... Ayni biçimde o eşsiz Viyana operası çekimleri de çok iyi. Ayrıca belki mizah dozu en yüksek bölüm de bu olmuş.

Jeremy Renner, Simon Pegg gibi oyuncular önceki bölümdeki karakterlerine dönerken, yenilerin arasnda CİA başkanı rolüyle Alec Baldwin ve özellikle kadın ajan İlsa Faust’la Rebecca Ferguson gayet iyiler. Ferguson sinemanın klasik dönemindeki kimi kadınlardan esintiler taşıyan yüzüyle –akla Gene Tierney, Jeanne Crain, Margaret Lockwood gibi adlar geliyor- filmi alıp başka yerlere götürüyor. Ve aklımızda yer ediyor. Umarım devamı gelir.

Yazar-yönetmen Christopher McQuarrie, senaryo yazarı olduğu Walkyrie ve Edge of Tomorrow’dan sonra Jack Reacher’de yönettiği Tom Cruise’la yeniden buluşuyor. Görüntü ustası Robert Elswit yine harikalar yaratıyor. Dizinin Lalo Schiffrin imzalı eski teması yer yer duyuluyor.

Yapımcılar arasında gözüken Arap firması, herhalde Fas bölümü nedeniyle. Çinliler ise konusu eski Çin’de geçen Turandot operası yüzünden olmasın?

 


Not: Sevgili dostum Sevim Gözay benimle çok güzel bir söyleşi yaptı. Birkaç gündür yayında. Okumak isterseniz şu adresten ulaşabilirsiniz: 
 
YARIN:  Darbe

Yazarın Diğer Yazıları

Hıristiyanlık temeli üzerine bir gerilim

Immaculate'nin ilginç oyuncuları ve kimi kolay unutulmayacak birkaç sahnesi de var

Afyon'da müzik, dostluk ve siyaset günleri

Hepsi artık benim kolay unutulmaz anılarım arasında girdiler ve öyle kalacaklar

ABD'deki hayali bir savaşın korkunçluğu tam şu günlere denk düşüyor

Dünyamızın savaş denen korkunç olaya sayısız ülkede esir düştüğü şugünlerde, bu film önemli bir eleştiri sayılabilir