10 Şubat 2015

Tango’nun ‘Queer’ hali…

Kadın kadına, erkek erkeğe tango yapan gençleri gördüğüm zaman önce şaşırdım ardından 'Onlar mutluysa kime ne zararı var?' dedim

Tango deyince nedense aklıma nedense kırmızı uzun ve derin yırtmaçlı bir elbise giymiş hoş bir kadın ile siyahlar içinde ona eşlik eden yakışıklı bir erkek geliyor…

Aşk denilince de bir zamanlar aklıma bir kadın ve bir erkek gelirdi. Ta ki Elif isimli bir arkadaşım Gamze’ye aşık olduğunu söyleyene kadar… 

Elbette ki o vakte kadar eşcinselliğe dair onlarca kez haber yapmıştım ama birebir yaşadığım bu olay beni çok etkilemiş, kafamdaki toplumun bize yüklediği ‘ilişki/aşk’ algısını yerle bir etmişti. Aşk sadece kadın-erkek arasında yaşanmıyordu. Sonra da hep anlamaya çalıştım… 

Dans İstanbul'da gerçekleşen Queer Tango dersine katıldığımda da benzer bir duygu yaşadım. Kadın kadına, erkek erkeğe tango yapan gençleri gördüğüm zaman önce şaşırdım ardından “Onlar mutluysa kime ne zararı var?” dedim. 

Türkiye'yi Queer Tango'yla tanıştıran Faysal Tekoğlu, klasik Tango'ya özgü kadın-erkek arasındaki rol hiyerarşisini kıran bu dansın felsefesini anlattı…  

- Queer Tango nedir bize anlatır mısınız?

Queer Tango öncelikle tangodur. Queer kavramıyla birlikte LGBTİ bireylerin kendi kimlikleriyle var olduğu, rol çatışmalarının yaşanmadığı tangodur. Tangonun kendisini değiştirmiyoruz, değiştirdiğimiz şey, tangodaki ilişki biçimleri. Heteroseksist yapıdan ve söylemlerden çıkarıp her bireyin yapısı, söylemi ve eşitliği üzerine bir tango kuruyoruz. 
Var olan tangonun tarihsel süreci, kadın ve erkeğe roller biçiyor. Bu rolde erkek yöneten ya da yönlendiren kadın ise takip eden. Queer tango ise tüm bu cinsiyetçi yapılara ya da yapılan tanıma karşı duruştur. Queer Tango, rolü cinsiyetlerden çıkarıp kadına da, erkeğe de, transa da, lezbiyene de hem yönetimi hem de takibi veriyor. Bu da hayata dair ciddi bir farkındalıktır. Heteroseksist sistemin çözülmesine dair de ciddi bir adımdır. Danstan kurulan heteroseksist ilişki sorgulanamaz bir kabulle halen varlıklarını sürdürüyor. Bunu sol ve feminizm sorgulamadıkça o varlığın devamına farkında olsa da olmasa da derslere girerek, katılarak katkı sağlıyor. 
Sokaklara çıkıp bu sistemin karşıtı olarak yürürken, salonlarda bu sistemi devam ettiriyor. Bu devamlılık da küçümsenecek bir devamlılık değildir. Gayet sistemli ve bilinçli bir özümsemenin devamıdır. Bu özümsemenin yerine neyi koyabiliriz? Queer Tango ve dansı koyabiliriz. İyi bir rol-model ve yapıdır. 

- Queer Tango’nun dünyada ilk ne zaman ve nasıl ortaya çıkmıştır?

Quer Tango dünyada gelişen ve ilerleyen bir durumda. 1800'lerde gayler ve lezbiyenler varlarsa, Queer Tango’da da varlardır diye düşünüyorum. Aksini düşünmek zor bir durum, varlıklarını reddetmek anlamını taşır. Ülkemizde de 2000'li yıllarda, LGBTİ hareketi ve mücadelesi geliştikçe tango Queer kavramı ile buluştu. İlk olarak altı, yedi yıl önce küçük denemelerle başladı. Sonra Queer Tango sınıfı doğdu. 2011'deki Onur Haftası’nda da bir aylık bir workshop yapıp Onur Yürüyüşü’ne Queer Tango grubu olarak katıldık. İstiklal Caddesi’ni tango yaparak yürüdük. 

- Queer Tango kursu açmaya nasıl karar verdiniz? 

Sürekli yapma koşullarını araştırıyordum, uygun zaman ve mekan doğunca da kursu açtım.

- İlk zamanlarda kursa ilgi nasıldı, şimdi nasıl?

İlk zamanlarda tanınmamanın getirdiği bir zorluk yaşadım. Onur Haftasındaki workshop tanınırlılığı sağlamış oldu. Ondan sonraki dönemlerde de artan bir taleple ders ve etkinliklere devam ettik. LGBTİ hareketi Türkiye de geliştikçe, kendine alanlar yarattıkça, Queer Tango da bu alanda var olmaya çalışıyor. Dönemsel taleplere bağlı olarak da, üniversitelerdeki LGBTİ toplulukların daveti ile orada da workshoplar yapıyoruz.

- Kurslar kapsamında katılımcılara neler öğretiyorsunuz

Temel anlamda tabii ki tango öğretiyoruz ama ilişkileri nasıl sağlayacağımızı ve bunun nasıl kullanılacağını da konuşup bir yol çıkarmaya çalışıyoruz. Tüm seksüel cinslere açık bir çalışma olduğundan dolayı ‘öteki'siz bir dansı nasıl yaratabilirizin de bir pratiği bu aslında... Bu da büyük ölçekli düşünürsek ötekisiz bir dünya ve yaşamın da bir çalışması haline gelmiş oluyor. 

- Queer Tango’nun kişinin kendi bedenini ve ruhunu algılayışına olan etkisi nedir? 

Bedeninin ifadesi söz söylemekten farklı çalışıyor. Bu kadar farklı cinsiyetin bir arada olması, sözel bir durumdan öte, bedensel bir gerçeklik. Söz yalan söyleyebilir. Ama beden yalan söyleyemiyor. Queer Tango da yaptığımız temel şeylerden biri de birbirimize koşulsuz ve güvenle sarılmak. ''O varsa ben varım”ın bedensel ve direkt hali. Bu sarılma da, çok direk olarak bütün kaygılarınızın ortaya çıkması ve anda çözülmesini getiriyor. Böylece ortak bir alan yaratmanın ilk yapı taşları ortaya çıkmış oluyor. Kaygıları sözel değil bedensel çözülüyor. 

-  Translar Queer Tango atölyesine katılıyor mu? 

Atölyeye hala çok az düzeyde katıldıkları için sanırım geçerli. Sadece trans bireyler değil, LGBTİ bireyler de görünürlülük kaygı ve sorunları yüzünden Queer Tango atölyesine katılımda zorluklar yaşayabiliyorlar. 

-    Türkiye'de sizin dışınızda Queer Tango hocası var mı? 

Hayır maalesef yok, keşke olsa ve gönlümden geçen her ilde bir ya da iki trans bireyin yetişip Queer Tango derslerine eğitmen olarak da başlaması. 

-    Queer Tango, kursu verdiğinizi öğrendiklerinde çevrenizden gelen tepkiler neler oldu? 

'' Sen gay değildin, ne oldu da gay oldun?'' gibi sorular, takılmalar gelmeye başladı. 

-   Queer salsa, queer vals gibi dans çeşitleri de var değil mi… Ülkemizde veriliyor mu bu dersler? 

Dünyada var evet, ama ülkemizde henüz yok, olması için çabalarımız sürüyor. 

-    Queer tango öğrencilerinizden memnun musunuz? 

Memnunum, memnunluğumun devam etmesini devam etmesini istiyorum. Derse gelmeleri bile büyük bir cesaret ve adım. Onlar bu adımları attıkça, hayatı biraz daha değiştirdiğimizi düşünüyorum. Adımlarımız çoğaldıkça büyüdükçe hayata dair değişimimiz daha güçlü ve kalıcı olacaktır diye düşünüyorum. Bu nedenle de gayet memnunum. Tabii ki daha çok katılım olmasını istiyorum. 

Yazarın Diğer Yazıları

Seçimin kazananı: BELLA!

“Söz Veriyorum” protokolüne imza atan tüm başkanlar; kısırlaştırma, barınma ve rehabitasyon gibi faaliyetlerde HAYTAP ile işbirliğinde çalışacağını beyan etti

Şimdi moda: Balkonda bahçe

 Yeryüzü Derneği, bugüne kadar 1500 kişiye ücretsiz olarak tohum ulaştırdı

Para mutluluk getirmiyor!

Otoriter, sıkı kontrol, gelişmeye açık olmama, kısıtlı üretim ve depresif yönetim biçimi, başarıyı ve motivasyonu düşürüyor