17 Şubat 2018

Kim haklı, kim haksız?

Şenol Güneş formunu yitirdi… Ya Oğuzhan Özyakup ya da Jeremain Lens’i kullanarak puan kayıplarına zemin hazırlıyor, ardından da kendisini dışında herkesi eleştiriyor

Jeremain Lens topu iki metre mesafeden kaleci Serkan Kırıntılı’nın kucağı yerine ağlara gönderseydi, gecenin ayazında hakem Alper Ulusoy’un ‘bariz’ hataları bu denli ön plana çıkacak mıydı?

Beşiktaş, Alper Ulusoy’un Anderson Talisca’ya haksız yere gösterdiği ‘kartı’, Petar Filipovic’in Brezilyalı futbolcuya yaptığı hareket sonrası göstermediği ‘kartı’ ve söz konusu pozisyon nedeniyle vermediği kart ile serbest atışı tartışıp, geceye nokta koyabilirdi. Konyaspor cephesi mi? Onlar da diyebilirlerdi ki Pepe, Amir Hadziahmetovic’in vurduğu topu kafasıyla değil eliyle çıkardı, kart ile penaltımız verilmedi. Uzatma dakikalarında Caner Erkin’in Volkan Şen’e yaptığı sertlik de mutlak penaltıyı ve kartı gerektirirdi. Ve ‘kaza’ ile sarı kart gören Anderson Talisca, ayağını kaldırarak yaptığı sertlik nedeniyle ikinci sarıdan oyun dışında kalmalıydı...

Kim haklı, kim haksız?

Karşılaşmanın skorunu hakem Alper Ulusoy’un verdiği veya vermediği kararlar mı belirledi?’ Önce bu soruya yanıt aramalı. Hakem hatalarına bir kez daha dönmek kaydıyla tabii ki!..

Vagner Love topu biraz daha az havalandırsaydı ya da Jeremain Lens iki metreden gol atmayı becerebilseydi kuşkum yok Beşiktaş’ın gündemi Alper Ulusoy değil, Şampiyonlar Ligi ile ‘Bayern Münih’ olacaktı. Alper Ulusoy’un Beşiktaş’ın Fenerbahçe karşısındaki kadrosuna sekte vurduğu gerçek ancak dün gece ne Beşiktaş’ın ne de ev sahibi Konyaspor’un atacağı golleri geçersiz sayması söz konusu olamazdı. Bunun için Beşiktaş, Fenerbahçe maçının olası kadrosu yerine Konyaspor karşısında yitirilen iki önemli puanın nedenlerini tartışmaya açmalı, iç bünyesinde. Konyaspor da verdiği basit pozisyonlar ile Amir Hadziahmetovic beceri noksanlığını irdelemedi.

Doğrusu oyun da, skor da şaşırtıcı olmadı en azından benim açımdan zira Şenol Güneş baskıya karşı koyma becerisinden yoksun. Güneş, son haftalarda ‘Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan oluyor’ ancak hiç ders almıyor! İvedi olarak puana gereksinim duyan Konyaspor’un bunun için çok çabalayacağı, futbolcularının da ‘hırçın’ oynayacağı belirgin değil miydi? Bunun önlemi; Ricardo Quaresma’yı kart görme olasılığını düşünerek kulübede oturtmak, yerine de Jeremain Lens’i mi oynatmaktı? Konyaspor karşısında yitirilen puanlar ile Fenerbahçe maçında kaybedilecek olası puanlar arasında ne fark var? Birisi janjanlı, diğeri yalın mı? Jeremain Lens, oynadığ sürece Beşiktaş’ın başına iş açacak, biline! Takımın ileri uçta en fazla gol atma olasılığına sahip elamanı Vagner Love’ü çıkarıp Damagoj Vida’yı oyuna dahil ediyorsun ve o anda da golü yiyorsun? Bunun mantığı ‘savunmaya ağlık verip, 1-0’ı koruyalım mı?’ O dakikaya kadar Beşiktaş savunma hattının ciddi hata yapmadığı ise minik ayrıntı!

Şenol Güneş formunu yitirdi… Ya Oğuzhan Özyakup ya da Jeremain Lens’i kullanarak puan kayıplarına zemin hazırlıyor, ardından da kendisini dışında herkesi eleştiriyor. Oysa ki özeleştiri esastır, futbol oyununda! ‘Nerede hata yaptım’, ‘kimi forma vererek taktiksel yanlışa düştüm’ vs…

Hakem bariz hatalar da yapsa onu suçlayarak maç kazanamazsın. Rakibini yenip puanları alman için gol ve goller atmak zorundasın. Futbolun kuralı bu gerisi teferruat!..

 

Yazarın Diğer Yazıları

Hasan Arat’ın golü, gerisi fasarya!

Tartışmak yersiz Portekizli deneyimli teknik direktör Fernando Manuel Fernandes da Costa Santos’un Beşiktaş’a verecek hiçbir şeyi kalmamış...

Al Musrati, sen hiç F16’ya kafa attın mı?  

Sevgili Beşiktaşlılar geçmiş yıllarda Beşiktaş art arda ligin en centilmen taraftarı seçilirdi...