28 Mart 2015

BelgeleriNiz BelgeleriMizdir

Erdoğan'ı unuttuğu bir şey var. Osmanlı arşivleri aynı zamanda Ermenilerin arşivleridir.

Ermeni soykırımının 100. yılında Türkiye'nin Cumhurbaşkanı sürekli yenilemekten çekinmediği eski söylemini “Tarihi tarihçilere bırakalım” devam ettirirken, bir yandan da kendini gülünç duruma düşürecek “ne kadar belgeniz var?” gibi yeni sorularla artık akademisyenleri ve tarihçileri bile bıktıracak bir soykırım siyaseti kurmaya çalışıyor.

Cumhurbaşkanı'nın bu açıklamalarının ardından bu onuda ne düşündüklerini öğrenmek için birçok tarihçi ile konuştum. Gelen cevaplar hep bıktırıcı ve yanıt ve yorum vermenin bile anlamsız olacağı yönündeydi. Haklıydılar da. Madem eldeki belgeler o kadar çok

“Neden Emval-i Metruke ile ilgili arşivlerdeki kataloglar kapalı?” diye soruyordu hattın diğer ucundaki genç tarihçi Ümit Kurt.
Bir diğer uçta ise İngiltere'deki Gomidas Enstitüsü Müdürü Ara Sarafian şunları söylüyordu: “Bu konuda ciddi bir yorum yapılamaz. Bunlar retorik cihazlar. Elimizde Ermenilerin haksız yere yerlerinden edildiği ve büyük katliamlara maruz kaldıklarına dair birçok belge var. Bu katliamların yaşandığı yerlerden birini Batman'da Nisan ayında ziyaret edeceğiz. Belki Cumhurbaşkanı Erdoğan da bize katılır.  Aslına bakılırsa Osmanlı kayıtları bile 1915'te Ermenilerin kayboluşunu açıklayamamaktadır. Resmi olarak yeniden yerleştirilmek için Der-Zor'a gönderildiler. Ama Osmanlı kayıtları bu insanın çöle yerleştirildiğini de gösteremiyor. Yüzbinlerce insan gönderildi oraya ve kimse sağ kalmadı.
1917'de Talat Paşa Osmanlı Ermenilerine yönelik bir anket talep etti, orada Der-Zor'da ve hemen hemen kimse kalmamıştı. 1917'de Der-Zor'da yapılan bu araştırmanın sonuçları da Başbakanlık arşivlerinde ve ulaşılabilir değiller.
Ancak Talat Paşa özel raporunda (Murat Bardakçı tarafından yayınlanan) tüm Der-Zor'da 6778 Ermeni kalmıştı deniyor.
Bu raporun ulaşılabilir olmasındaki ve “Talat Paşa'nın Ermeni soykırımı üzerine raporu” diyebilmemizin tek sebebi Talat Paşa'nın Berlin'de öldürülmüş olması ve raporun onun ailesine kalmış olması (Türk Arşivlerine değil) ve özel bir yayıncı tarafından yayınlanmış olması.
Yani Eğer Erdoğan ciddi ise (hatalı olsa bile) ona Der-Zor'a gönderilen yüz binlerce Ermeni'nin nerede olduğunu sormak gerek.”

Acaba Türkiye'nin Cumhurbaşkanı artık birçok entellektüelin, tarihçinin, akademisyenin ve hatta kendi halkının bile kendisini ciddiye almadığını farkında mı?

Tüm bunlar olurken Paris'te Ermeni soykırımının tartışıldığı, bu yıl düzenlenen belki de en geniş kapsamlı toplantıda mesleklerine aşık, tutkulu yüzlerce Türk, Ermeni, Kürt, Yahudi, Avrupalı ve Amerikalı tarihçinin katıldığı bir sempozyumun yapıldığını biliyor mu acaba Cumhurbaşkanı?
Paris'te Fransa Cumhurbaşkanı Hollande'ın himayesinde düzenlenen sempozyum Birinci dünya savaşı sırasında Ermeni soykırımı” başlığını taşıyor. Bugüne kadar dünyada Ermeni soykırımı konusunda araştırma yapan neredeyse tüm tarihçiler burada. (İsimlerini saymakla bitmez ama merak edenler resmi programı şu linkten takip edebilirler http://centenaire.org/fr/espace-scientifique/colloquesseminaires/le-genocide-des-armeniens-de-lempire-ottoman-dans-la-grande)

Tarihi tarihçiler çoktandır konuşuyor zaten. Hatta Osmanlı arşivlerindeki belgelerle konuşuyor. O “milyonlarca” dediğiniz belgelerle...
Erdoğan'ı unuttuğu bir şey var. Osmanlı arşivleri aynı zamanda Ermenilerin arşivleridir. Soykırımın en büyük kanıtı da bu arşivlerdeki belgelerdir.

 

Yazarın Diğer Yazıları

İnkârcılığın çaresizliği

Demek ki milleti ayakta tutabilmek için bir tek geriye bu kin ve nefret kaldı

Sen kilise yapadur bakan, yıktıklarınız hortluyor bir yandan

Jandarma, Ahlat Müzesi, usanmamış definecilerle uğraşmış...

Yaşama eylemi

Her neye sinirlendiyseniz veya her neye üzüldüyseniz, duygunun geçici bedeninizin ve sizin kalıcı olduğunuzu size hatırlatan bir kitap "Yaşam Eylemi" adı üstünde