23 Ekim 2017

Mahalle ağzı, siyaset ve diplomasinin dili oldu

Maalesef, mahalle ağzı siyasetin ve diplomasinin dili oldu..

Geçen 7 temmuzda G-20 zirvesine katılmak için Almanya’ya giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, bu ülkedeki Türklere yönelik yayın yapan “Şeker Radyo”nun muhabiri şöyle bir soru sormuştu:

“Sizin için kaytardı diyorlar, siz ne diyorsunuz?”

Bu soru karşısında şaşıran ve bir süre suskun kalan Erdoğan, muhabire üslup dersi vermişti:

“Bir kere dili iyi kullanacaksın. Argo bir kelimeyi burada bu şekilde kullanmak size yakışıyor mu?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan sonuna kadar haklı. Bir gazeteci, sadece Cumhurbaşkanlarına değil, hiç kimseye bu şekilde soru soramaz...

Peki, o gazetecinin diline dikkat etmesi gerekiyor da, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere devleti yönetenler çok mu düzgün konuşuyor?

“Eyyy...” diye başlayan meydan okumalar...

Vatandaşı “Ananı da al git buradan” şeklinde azarlamalar...

“Sen kimsin ya!” diye aşağılamalar...

“Haddini bil!”

“Ayyaş”

“Çapulcu”

“Sen ne lalesisin bilmiyorum ama...”

“Bu da ABD ve Avrupa’ya kapak olsun”

“Ha şu Meral Kılıçdaroğlu mu?”

“Almanya’nın yaptığı şerefsizlik”...

diye ayar vermeler, hakaretler...

Maalesef, mahalle ağzı siyasetin ve diplomasinin dili oldu...

Mahalle de bundan cesaret ve güç aldı...

Yandaş medyada, sosyal medyada, sığlık, şiddet, hakaret, farklı görüşlere hoşgörüsüzlük ve tahammülsüzlük, öfke, tehdit içerikli dil ve tavır egemen oldu...

Seviye, derinlik, hoşgörü, “Ben bu anlayışla baş edemem” diyerek kenara çekildi...

Meydan onlara kaldı...

Ne demişti Cumhurbaşkanı Erdoğan Almanya’daki göçmen Türk gazetecisine?

“Bir kere dili iyi kullanacaksın. Argo bir kelimeyi burada bu şekilde kullanmak size yakışıyor mu?”

Haklısınız hiç yakışmıyor...

Peki, size yakışıyor mu?

Yazarın Diğer Yazıları

Delors asla "AB, Hristiyan kulübüdür" demedi; peki, bu haksız algı neden üstüne yapıştı kaldı?

Avrupa Birliği'nin oluşumunda büyük pay sahibi olan Jacques Delors, Türkiye'de maalesef "Batı ve Hristiyan klübü"nün sözcüsü olarak tanıtıldı, yansıtıldı. Kendi kulüpçülüklerini sürdürmek için Avrupa'dan medet umanların yazdıklarının aksine, "Türkiye'ye tavır almak, AB'yi Hristiyan kulübüne dönüştürme riski taşır" demişti

Türkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi

Erdoğan, Fatih Portakal üzerinden tüm muhalefete gözdağı veriyor...

Erdoğan'a nasıl hakaret etmişim?

Soylu'nun “Sahtekar, düzenbaz, alçak” ifadelerini AİHM kantarında tartan savcılar “Eleştiri hakkı” derken, Erdoğan şikayetçi olunca eleştiri içeren cümleleri hakaret sayıyor...