Çeviride sadakat ya da ihanet: Vejetaryen

Han Kang'ın Man Booker Uluslararası Ödülü'nü kazanan romanı Vejetaryen'in İngilizce çevirisi tartışmaların odak noktası oldu. Deborah Smith'in İngilizce metni, çeviride sadakat ve ihanet konularını bir kez daha gündeme getirdi

16 Ocak 2018 13:48

Güney Koreli Han Kang’ın Man Booker Uluslararası Ödülü’ne değer görülen romanı Vejetaryen’in İngilizce çevirisi, birdenbire hararetli edebî tartışmaların odak noktası oldu. Çeviride sadakat ve ihanet gibi netameli konuları bir kez daha gündeme getiren söz konusu tartışma, romanı İngilizceye çeviren Deborah Smith’in “kendi başına buyruk” davrandığı iddiasından yola çıkıyor. Smith ise çevirinin her cümlesinin yazardan onaylı olduğunu vurguluyor.

Han Kang, Vejetaryen ile edebiyat dünyasının en prestijli ödüllerinden biri olarak görülen Man Booker Uluslararası’nı kazandığında, pek çok bakımdan dikkat çeken bir başarı hikâyesi olarak edebiyat magazinine tutkun kişilerin ilgisini üzerinde toplamıştı. Han Kang’ın edebî yetkinliği bir yana, haberlere göre, ödül sayesinde edebiyatseverlerin ülke edebiyatına daha yakından bakacağı beklentisi Güney Kore’de epey yükseldi. Öte yandan, 2010’da Korece öğrenmeye başlayan ve Han Kang’ı okuyarak bu dilde ustalaştığını dile getiren Deborah Smith’in de büyük bir sükseye imza attığı kabul ediliyordu. Zira, yazar ve çevirmeni arasında paylaştırılan Man Booker Uluslararası ve 50 bin sterlin tutarındaki para ödülü de hem Han Kang’ın hem de Deborah Smith’in emeklerini kutlar nitelikteydi.

Güney Kore Ulusal Üniversitesi’nde misafir profesör olarak ders veren Koreli Amerikalı Charse Yun, Korea Exposé’ye yazdığı eleştiride, Deborah Smith’in çevirisinin “hatalı ama harikulade” olduğunu dile getirdi. Çevirinin “Güney Kore edebiyatının kendine özgü tadını” okurlara yansıtmakta başarısız olduğunu dile getiren Charse Yun, çevirmenin kaynak metne sadık kalmasının “ihanet” anlamına gelmemesi gerektiği uyarısında bulunuyor; erek metin ile kaynak metin arasındaki farklara dikkat çekerken, Smith’in İngilizceye hâkimiyetinden övgüyle söz etmekten de imtina etmiyordu.

Öte yandan, Man Booker Uluslararası’nın dumanı sönmeye başlayınca, romanın İngilizce çevirisindeki hataların Güney Kore’de pek çok kişinin tepkisini çektiğini söyleyen Charse Yun, edebiyat eleştirmenleri kadar okurların da gündeminde çevirideki hataların olduğunu dile getiriyor. Seul’de bulunan Ewha Womans Üniversitesi’nin yaptığı araştırma, üç kısımdan oluşan kitabın neredeyse yüzde 11’inin yanlış çevrildiğini, yüzde altısının ise çevrilmediğini gösteriyor. Üstelik bu yüzdeler yalnızca kitabın ilk bölümü için geçerli.

Charse Yun’un, İngilizce okurların dikkatine sunduğu çeviri krizine ilişkin gözlemlerini Los Angeles Review of Books’ta yinelemesi üzerine, Deborah Smith’in versiyonuna ilişkin sözünü sakınmayan eleştiriler yayınlanmaya başladı. Eleştirilere göre, Han Kang’ın aslında son derece düz ve sade olan anlatımı, Smith tarafından “lirik” bir dille çevrilmiş ve böylece kitaba âdeta “bir 19’uncu yüzyıl romanı” havası eklenmişti. Bazı hatalar ise karakterlerin okura nasıl görüneceğini tamamen etkiler nitelikteydi. Örneğin; “kol” (pal) yerine “ayak” (bal) şeklinde yapılan çeviri şu cümleyi ortaya çıkarıyordu: “Ayağını uzattı ve sakince iterek kapıyı kapattı.” Yonğhe’nin kocası da kitabın İngilizcesinde daha sofistike, kurnaz ve ukala görünürken, Korece metinde cinsiyet ayrımcısı biri olmasından kaynaklı, yaptığı hataların pek de farkında olmayan, mülayim bir tip olarak okunuyor.

Çevirmen Deborah Smith ise, çeviri süreciyle ilgili şu sözleri söylemişti: “Geriye dönüp baktığımda sanki her sözcük için sözlüğe bakmışım gibi hissediyorum. Muhtemelen abartıyorum, ama o zaman hissettiğim buydu. Sanki dağa tırmanmak gibiydi.” Edebî çevirinin bir metni harfi harfine çevirmek olmadığını da savunan Smith, kitabın yazarıyla her cümlenin üzerinden geçtiklerini de ayrıca belirtiyor.

Deborah Smith, Los Angeles Review of Books’ta eleştirilere yanıt veren bir yazı yayımladı. Kendi versiyonunun Han Kang’ın yazdığı romandan “tamamen farklı bir kitap” olduğu eleştirilerine bir bakımdan katıldığını söyleyen Smith, her dilin farklı işlediğini, “bir virgülün bile” iki dilde farklı etkileri olduğunu ifade ediyor. Her çevirinin eleştiriye açık olması gerektiğini dile getiren Smith, bu süreçte çeviri normlarının da dilden dile, kültürden kültüre değiştiğinin dikkate alınması gerektiği uyarısında bulunuyor.

Öte yandan, Smith’in “savunmasının” tartışmaların sönümlenmesine değil, daha da alevlenmesine sebep olduğu da ileri sürülebilir. Son olarak, the New Yorker Vejetaryen’in çevirisindeki hatalara ve genel olarak çevirinin zorluğuna odaklanan Jiayang Fan imzalı bir yazı yayınladı.

Vejetaryen, Türkçede Korece aslından Göksel Türközü tarafından çevrilmişti. Cansu Canseven’in çevirmenle yapılan söyleşiyi buradan, Elif Bereketli’nin Han Kang’la yaptığı söyleşiyi buradan okuyabilirsiniz. (K24)