Seninle de vedalaşmak varmış Doğan Akhanlı!

"Doğan Akhanlı, 64 yıl yaşadın, ama onun içine o kadar çok hayat sığdırdın ki! Şimdi küllerin 2010 yılında son bir kez buluşmanız engellenen babanla buluşacak. Hasret giderilecek."

01 Kasım 2021 14:52

Belge Yayınlarında hapisteki yazarların kitaplarına yer verdiğimiz Yeni Sesler dizisinin yazarlarından A. Kadir Konuk’un romanı Gün Dirildi’yi bize Ayşe Düzkan sağlamıştı. Biz de şiirden sonra roman arayışı içinde olduğumuz için, hemen atlamıştık üstüne. El yazmasıydı bize ulaşan metin. 3. kitabı olacaktı dizinin.

HK’lı olmakla suçlanan A. Kadir Konuk cezası onaylanmış idam mahkûmuydu, Tariş olaylarından dolayı. Aynı davanın sanıklarından iki DY’cinin cezası onaylanmıştı Meclis tarafından ve hüküm infaz edilmişti. ’84 yılında, Şemdinli baskınından sonra… İdamlar devam etseydi, asılma sırası aynı dosyadan dolayı A. Kadir Konuk’taydı. A. Kadir Konuk daha sonra onların şiirlerini derleyecek, onlar hakkında bir kitap yapacaktı. Erdal Eren hakkında yaptığı kitap gibi…

Bu kitapları rahatça yapmasını sağlayan ise Doğan Akhanlı olacaktı. Nasıl mı? Uzun hikâye, ama kısaca anlatayım.

A. Kadir Konuk’ta kalp sorunu baş göstermişti. Uluslararası Af Örgütü (AI) onun için kampanya yürüttü.

Bunun sonunda A. Kadir Konuk, Ermenek Cezaevi’nden İstanbul’a getirilmişti. Hatta Anneler Hareketi’nden Sacide Çekmeci ve Leman Fırtına onu bir pazar günü Bayrampaşa’da ziyaret etmişti.

AI sorumlusu Helmut Oberdiek onun için Londra’dan gelmişti. Pazartesi sabahı onunla buluşup görüştük, hatta “Biz de ziyarete gitsek mi?” dedik, anneler gibi. Anneler sorgulanacaktı bu nedenle daha sonra.

Sonra Oberdiek, Cumhuriyet gazetesindeki randevusuna gitti. Bir saat sonra gelip, “Kadir kaçmış hastaneden” demez mi? Neyse ki kaçma olayıyla ilgili olmadıklarına ikna edeceklerdi polisi.

 

2005’in Mart ayında, Köln’de düzenlenen, Demir Küçükaydın ve Recep Maraşlı ile birlikte katıldığı “Ermeni Soykırımı ve Toplumsal Sorumluluk” adlı panelde.

Yıllar sonra, filmlerdekine benzeyen bu kaçma olayını Doğan’ın organize ettiğini öğrenecektik. Müstakbel bir yazar, hapisteki bir yazarı kaçırmıştı. 1989 yazıydı.

Ancak muhayyilesi olan bir yazar adayı yapabilirdi bunu. Bu Şavşatlı delikanlı, olanaksız diye düşünülebilecek bir eylemi çok basit biçimde düzenlemişti.

Nasıl yaptılarsa, muayene odası önünde bekleyen iki jandarmaya kloroform koklatılıp kendilerinden geçmeleri sağlanmıştı. Doğan mı, yoksa ayarladıkları mı yapmış, asla öğrenemeyecektik. Ve hapisteki yazar kayıplara karışacaktı.

Daha sonra hastanede tebahhur eden A. Kadir Konuk, Almanya’nın Köln şehrinde arz-ı endam edecekti. Yeni açılan Nobel ödüllü Alman yazarı Heinrich Böll Evi’nin ilk misafir yazarı olarak.[1]

Bunun önünü açan müstakbel yazar Doğan Akhanlı, 12 Eylül cuntasının siyasi tutsaklarından biri olarak eşiyle birlikte iki küsur yılını Metris Cezaevi’nde geçirmişti. 1985-1987 arası… Demek iki yıl önce A. Kadir olayından.

Daha sonra onlar da yurtdışına çıkmayı başaracaklar ve Doğan Akhanlı, Almanya’da bir yazara dönüşecekti…

Sevgili Doğan, ilk kitaplarının yayıncısı olmaktan gurur duyuyorum. Resmî tarihin tabularını da konu edindin Kayıp Denizler adlı üçlemesinde. Daha sonra araştırmacı Tessa Hoffmann ile birlikte Talat Paşa Dosyası’nı yayımladın.[2]

2010 yılında uyduruk gerekçelerle tutuklanmasının asıl nedeni buydu. İki avukatının çabası ve kampanyalar sonucu serbest kalacaktın. Onlarla birlikte DGM savcılar koridorunda nasıl koşturduğumuzu hatırladım şimdi. Kısa zamanda beraat edecektin.

2010’da, Beşiktaş’ta DGM binası önünde Doğan Akhanlı için yapılan protesto gösterisi.
Resmi tutan En Alttakiler yazarı Günter Wallraff.

2012 yılında Kandıra Cezaevi’nde tutuklu olduğumda beni ziyaret etmen benim için büyük moral kaynağı olmuştu. Bu aynı zamanda bir cesaretti. Adalet Bakanlığı’na başvurup ziyaret izni almayı başarmıştın.

Daha sonra senle birlikte birçok konferansa konuşmacı olarak katılacaktık.

Ama pes etmeyen derin yargı, eski dosyaları ısıtıp, hakkında İnterpol kararı çıkartıp, seyahat ettiğin İspanya’da seni bir günlüğüne gözaltına aldırmayı başaracaktı. Ama ne zafer! Hemen tahliye edilecektin Almanya’dan uçağa atlayıp gelen avukatının çabası ile. Açılan dava ise 40 gün sonra ret ile sonuçlanacaktı.

Bunun hikâyesi de Almanca 20 bin basılan bir kitaba dönüşecekti.

Doğan Akhanlı, 64 yıl yaşadın, ama onun içine o kadar çok hayat sığdırdın ki!

Şimdi küllerin 2010 yılında son bir kez buluşmanız engellenen babanla buluşacak. Hasret giderilecek.

 

NOTLAR: 


[1] Bu kaçışın öyküsü için bkz. A. Kadir Konuk, Kötünün Kötüsü Adam, Belge Yayınları, 2019.

[2] Kayıp Denizler üçlemesi: Deniz’i Beklerken, Gelincik Tarlası, Kıyamet Yargıçları (Belge Yayınları, 1998-1999). Doğan Akhanlı/Tessa Hoffman, Talat Paşa Davası Kitap 1 ve 2, Tutanaklar/Bilinmeyen Belgeler ve Yorumlar (Belge Yayınları, 2003-2004).