Topla topla topla!

Müzikteki isyana toplumsal cinsiyet merceğinden bakan ilk kitap olan Seks İsyanları, rock müziğinin bizzat içinde olan iki entelektüel tarafından kaleme alınmış çok önemli bir çalışma

03 Mayıs 2018 14:00

O zamanlar düzenli olarak yabancı yayın gelmiyordu memlekete. Bulabildiğim ölçüde Melody Maker dergisinde albüm yorumlarını hayranlıkla takip ettiğim kişiydi Simon Reynolds; popüler kültür üzerine kalem oynatmanın -bizdeki gibi- magazinel bir Televole işi olmadığını, aksine son derece ciddi bir mesele olduğunu bana gösteren birkaç kalemden biriydi. Her konuda görüşlerimiz uyuşmasa da, en azından bir müzik kalemi olmak konusunda yöntemsel açıdan ilk ışık tutanlarımdan olmuştu Reynolds.

Hatırlıyorum, 2003 yılında Seks İsyanları (Toplumsal Cinsiyet, Başkaldırı ve Rock’n Roll) kitabı çevrildiğinde çok heyecanlanmıştım. Hemen masaya yatırıp didiklemeye başlamıştım ki, daha ben bitirmeden kitap toplatıldı.

Seks İsyanları, birçok rock ikonunu ele alarak rock kültürünü toplumsal cinsiyet açısından inceleyen tek kitaptı. Fakat Muzır Kurulu, Harvard Üniversitesi’nin yayımladığı bu bilimsel eseri müstehcen bulmuş ve toplatılmasına karar vermişti. 1995’te Amerika’da çıktığında olay yaratan bu kitap, ne tesadüftür ki, burada da olay yaratmıştı; ancak akademik makalelere konu olmasıyla değil, müstehcen bulunmasıyla. Böylelikle de dünyada ilk kez yaklaşık 400 yıllık bir geçmişe sahip Harward Üniversitesi “porno yayın yapan kurum” olarak adlandırılmış; yine ilk kez bir sosyoloji kitabına “edebî değil, müstehcen” damgası vurulmuştu.

***

“Zina Yasası”nın şaka gibi bir kâbus olarak toplumun tepesinde sallandığı günlerde, rock’n roll kültürü için çok önemli olan bu kitabın yasaklanması, pek de tuhaf değildi aslında. Yalnızca dar anlamıyla düşünsel ve sanatsal yaşamımızın nereye doğru gittiğini değil, genel olarak toplum kültürünün nasıl yapılandırılmakta olduğunu kavramak için, sadece kitapçı vitrinlerini ya da gazetelerin haftalık kitap eklerini izlemek bile yeterliydi.

Seks İsyanları, Simon Reynolds - Joy Press, çev.: Mehmet Küçük, Ayrıntı YayınlarıKitapların kafelerde sohbet ederken meze objesi olarak kullanılmasının yarattığı can sıkıntısı bir yana, iktidarın emrindeki büyük yayın tekellerinin sahayı etkili bir biçimde denetliyor olması, yayınlanan kitapların sayısındaki belirgin artışa karşılık kalitede görülen düşüş, toplumsal çürümenin belirgin ipucu. Çocuk kitaplarını bir kenara bırakacak olursak, sadece kitapçı raflarındaki ve gazetelerdeki türlere ilişkin dağılım bile yayıncılıktaki suni yükseliş hakkında ziyadesiyle fikir veriyordu.

Parlak kapaklı Best Seller kategorisini oluşturan dört türü (diyanet eliyle devlet bütçesiyle bastırılmış kitapları dışarıda tutarak) kısaca telaffuz edecek olursak; birincisi, patron, iyi yönetici ve iyi bir ücretli olmanın sırlarını veren “iş dünyası” kitapları. Yalnızca bu konuda yayıncılık yapan sayılamayacak kadar çok yayınevi var. Belli ki, yoksullaşmanın arttığı, eğitimin azaldığı ve bireysel yükselme histerisinin önünün alınamadığı oranda, kitapçılarda daha fazla raf işgal edecek bu tür kitaplar.

İkincisi fal, büyü, kehanetle ilgili yayınlar. Gericiliğin yükseldiği dönemlerde felaket tellallığı kârlı bir sektör oluyor. Üstelik bunların bir bölümü, bilimsel disiplinler gibi sunulduğu için kolaylıkla fark edilmiyor. Dikkat ederseniz, fal artık “fal bilimi” olarak kabul görüyor. Oysa dikkatli bir gözle bakıldığında psikoloji, tarih, sosyoloji, felsefe gibi etiketlerin altına dizilmiş kitapların önemlice bir bölümü mistik zırvalıklarla dolu.

Kitapçılardaki can sıkıcı değişimin bir başka kulvarı, daraltılmış ve yüzeyselleştirilmiş alanlarda yazılan kültür-tarih kitapları. Elinde bunları taşıyarak kitap okuduğunu sanan gençlerimiz, tarihin gidişatını değiştiren konularda pek az şey bilirken ya da hiçbir fikre sahip değilken, Arthur Miller’ın seks hayatı konusunda en küçük bir ayrıntıyı dahi kaçırmama olanağına, işçi sınıfının tarih sahnesindeki rolünden bihaber olup, 15’inci yüzyılda insanların ne yiyip ne içtikleri konusundaki meraklarını giderme hakkına sahipler.

Kitap enflasyonunun yaşandığı son konu ise güncel portreleri, hayat hikayeleri ve olaylarıyla iç ve dış politika. Öyle ki, bazı kitapçılarda kocaman bir bölüm sadece siyasî isimlerden komplo teorilerine uzanan bir skalada seyrediyor. Bilimsellikten uzak ve paranoya temelli yaklaşımların hâkim olduğu bu kitaplar, memlekette işsizlik, ekonomik ve siyasî kriz arttıkça, derin analiz yapanların sayısının da arttığına işaret ediyor.

***

TCK’nın 326. maddesine dayanarak toplatılan Seks İsyanları’na dönerek bitirecek olursak… Mehmet Küçük çevirisiyle, Cüneyt Cebenoyan tarafından yayına hazırlanan kitap, rock müziğinin asi, ama devrimci olmadığı ve düzenin sınırlarını zorlamadığı düşüncesi üzerine yoğunlaşıyordu. Müzikteki isyana toplumsal cinsiyet merceğinden bakan ilk kitap olan Seks İsyanları, rock müziğinin bizzat içinde olan iki entelektüel tarafından kaleme alınmış çok önemli bir çalışmaydı.

İngiliz eleştirmen Reynolds, Seks İsyanları adlı kitabı yazarken, kitabın ortak yazarı olan Joy Press ile evlenerek New York’a yerleşmişti. Karı koca ikili, ilk önce bu kitap projesine, rock dünyasındaki kadın düşmanlığı temasının bir eleştirisi olarak başlamış; ama zaman içinde konu ellerinde olmadan derinleşip, farklı alanlara doğru yayılmaya başlayınca, adım adım rock imgelemindeki dişilik imgeleri hakkında bir araştırmaya (eril ve dişi isyanın psikanalizine) dönüşmüştü. Bu kitaptaki derin savları temellendirirken, rock müziğin asilerini bir halk mahkemesine çıkarma riskinden özenle kaçınan ikili, bir duruşmadan ziyade, soruşturma tekniğini kullanıyordu.

Kitabın toplatılmasının üzerinden geçen 15 yıl zarfında şimdi elimizde bir büyük sorun daha var: Artık bu tür çalışmaları bu seviyede gerçekleştirebilecek kalemlerin yetişmemesi. Birileri keşke yazabilse de, başkaları da toplasa… Yakında ortada toplatılacak bir şey de kalmayacak!

Yazının müzik listesini dinlemek için tıklayınız.