Dünyanın en önemli hikâyesi

“Dünyanın en önemli hikâyesini anlatmaya girişen bu önemli kitapta 'Grevci Greta' yeryüzünün önde gelen hikâye anlatıcılarını, iklimbilimcilerini, sağlık uzmanlarını, ekologlarını, psikologlarını, ekonomistlerini, siyasetbilimcilerini, hikâye ve roman yazarlarını, felsefecilerini, sinemacılarını, gazetecilerini, diplomatlarını, uluslararası kuruluş yöneticilerini, hak savunucularını, yerli liderlerini ve aktivistleri –belki de dünyada ilk kez– bir kitap etrafında bir araya getirmeyi başarmış.”

15 Aralık 2022 23:30

Hepimize basit bir anket sorusu: Dünyanın en büyük hikâyesi nedir?

Tek bir cevap hakkımız var, durum acil ve zamanımız çok kısıtlı. (Şöyle de sorulabilir pekâlâ: “Ne istiyoruz? Cevap! Ne zaman istiyoruz? Hemen!)

Bu kısacık aralıkta azıcık düşüneduralım ve duruma bir bakalım. (“Spoiler” vermek serbest.)

Hani moral bozmak ya da huzur bozmak gibi olmasın ama, işte 14 maddede huzurlarımızda 2022 yılı Dünya Durumu Raporu (“Yönetici Özeti”):

Avrupa kıtasının üçte ikisi için 500 yıldır görülmüş en ciddi kuraklık uyarısı verildi.

Kuzey Amerika’da en az 1.200 yıldır görülmüş en büyük kuraklık – ve bu daha başlangıç dendi.

Güney Amerika’da yeryüzü karbon döngüsü açısından en can alıcı rolü oynayan kara ekosistemi Amazon yağmur ormanlarının geri dönülmez noktayı aşmak üzere olduğu bildirildi.

Asya’da: Çin’in tüm tarihinde gördüğü en büyük sıcak ve kuraklıklarda o yüce Yangçe ırmağı dahi kuruyup çamur deryasına döndü. Pakistan’ı basan korkunç sellerde ülkenin 1/3’ü sular altında kaldı ve yarım milyondan fazla insan yerinden yurdundan oldu – üstelik devamının geleceğine dair uyarılar da boldu. Japonya 150 yıllık kayıtlarında hiç görülmemiş sıcaklıkta günler yaşadı.

Kutuplar: Kuzey Kutbu’nda eşi menendi görülmemiş buz(ul) erimeleri oldu, dünyanın kuzey buz denizinin yazları artık “terminal” evrede olduğu, buz tutmayacağı uyarısı geldi. Güney Kutbu’nun batısındaki dev “kıyamet buzulu”nun erimesinin beklenenden bile hızlı olması sonucu yüzyılın sonuna kadar dünyadaki tüm sahil şehirlerini denizlerin basması ihtimalinin çok arttığı rapor edildi.

Okyanusya: Yeryüzünde uzaydan görülebilecek büyüklükteki tek canlı organizma olan ve Avustralya denizlerindeki en büyük biyoçeşitlilik kaynağı olan mercan set resifi aynı yıl içinde ikinci kez ağarma tehlikesine girdi – üstelik oraların yazı daha yeni başlarken. Pasifik’teki eşsiz demokratik ada ülkesi Tuvalu sular altında kalma tehlikesine karşı hemen kendini “Metaverse”e kaydettirdi ve böylece dünyanın ilk dijital ülkesi oldu.

“Daimi Donmuş Topraklar Kıtası”: Sibirya’nın permafrost (binlerce yıldır daimi donmuş duran) toprak tabakası artan sıcaklardan çözünmeye devam etti ve bunun sonunda, 50 bin yıldır orada uyuyan “zombi” virüsler “aktive” oldu. Zombi virüslerin insanları enfekte edip etmeyecekleri ise henüz bilinmiyor.

Türkiye: Anadolu’nun “ekmek sepeti” ya da “tahıl ambarı” diye adlandırılan kadim Konya Havzası’nda yeraltı sularının giderek çekilmesi sonucu ortaya çıkan obruk sayısı neredeyse 3 bine dayandı. Türkiye’nin en büyük buzullarından ve en önemli tatlı su kaynaklarından Cilo’nun “kalbinin eridiği” ve binlerce yıllık yüce buzulun yokoluş sürecine geçtiği bildirildi.

Son bir madde daha ekleyip bu özeti burada kapatalım isterseniz: Son sekiz yılın muhtemelen dünyada kaydedilmiş en sıcak 8 yıl olacağı bizzat Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) tarafından açıklandı.

***

Ve müjdeler olsun: hepimiz doğru cevabı bildik: Dünyanın en önemli hikâyesi bu işte: İklim Krizi.

Ve işte dünyanın önde gelen isyancı simalarından genç iklim aktivisti Greta Thunberg, 2 küsur yıllık pandemi dönemini kayda değer bir çaba ile değerlendirip editörlüğünü yaptığı yeni yayımlanan kapsamlı İklim Kitabı’nın (The Climate Book, Allen Lane/Penguin, ss.xii+446) arka kapağında şöyle diyor:

“Bu dünyanın en büyük hikâyesi; onu seslerimizin ulaşabileceği en uzak yerlere kadar ve hatta çok daha uzaklara kadar taşıyarak anlatıp durmalıyız.

Bu hikâye kitaplarda ve makalelerde, filmlerde ve şarkılarda, kahvaltı sofralarında, öğle yemeği toplantılarında, aile içi buluşmalarda, asansörlerde, otobüs duraklarında ve mahalle bakkallarında anlatılmalı. Okullarda, yönetim kurulu toplantılarında ve pazar yerlerinde de. Havalimanlarında, jimnastik salonlarında ve barlarda da. Tarlalarda, büyük mağazalarda ve fabrikaların üretim sahalarında da. Sendika toplantılarında, siyasi seminerlerde ve futbol maçlarında da. Anaokullarında ve yaşlılar için huzurevlerinde de. Hastanelerde ve oto tamirhanelerinde de. Instagram’da, TikTok’ta ve akşam haberlerinde de. Tozlu köy yollarında ve kasabalarımızla kentlerimizin sokaklarında da.

Hepimiz için bu hikâyeyi anlatma ve hatta belki de hikâyenin sonunu değiştirme zamanı geldi.”

Dünyanın en önemli hikâyesini anlatmaya girişen bu önemli kitapta “Grevci Greta” yeryüzünün önde gelen hikâye anlatıcılarından, iklimbilimcilerinden, sağlık uzmanlarından, ekologlarından, psikologlarından, ekonomistlerinden, siyasetbilimcilerinden, hikâye ve roman yazarlarından, felsefecilerinden, sinemacılarından, gazetecilerinden, diplomatlarından, uluslararası kuruluş yöneticilerinden, hak savunucularından, yerli liderlerinden ve aktivistlerinden 100’ün üstünde ismi –belki de dünyada ilk kez– bir kitap etrafında bir araya getirmeyi başarmış.

 

Kitabın belli başlı 5 bölümünün başlıkları şöyle: 1. İklim nasıl işler? 2. Gezegenimiz nasıl bir değişim geçiriyor? 3. Bizi nasıl etkiliyor? 4. Bu konuda neler yaptık? 5. Şimdi neler yapmalıyız?

Editör Greta, yazar Greta olarak da bölüm aralarında özlü giriş makaleleri kaleme almış. Her şeyin birbiriyle sımsıkı ve ayrılmaz bağlantısını çeşitli kerelerde ifade eden Thunberg, içinde bulunduğumuz krizin çok boyutluluğunu, dünyada hızla yükselen demokrasi krizini, başta medya olmak üzere “farkındalık eksikliği”ni ve mutlak eylem sorumluluğu ihtiyacımızı çok yönlü bir analizle şöyle özetliyor:

“Hızla tırmanmakta olan bir iklim ve ekoloji krizinin başlangıcında bulunmaktayız. Bir sürdürülebilirlik krizinin yani. […] Demokrasi, sahip olduğumuz en değerli şey, ama kim bilir kaç kez hatırlamak zorunda kaldığımız gibi, kırılgan bir sistem; ve yurttaşlar iyi enforme olmadıkları ve kendi hayatlarını temelden şekillendiren meselelerde iyi eğitilmedikleri sürece demokrasi kolayca manipüle ediliyor. “İşte bu yüzden de bu kitabın içeriği –yani bilim, bilgi ve hikâyelerkelimenin tam anlamıyla bir ölüm-kalım meselesi. Sadece bizim için değil, bütün gelecek nesiller ve tüm yaşayan şeyler ve varlıklar için de.” (The Climate Book, s. 41-42, vurgular: ÖM)

Ve nihayet, işin en önemli boyutlarından biri: Etik ilkeler, farkındalık ihtiyacı ve sorumluluk! Şöyle anlatıyor Greta Thunberg:

“İklim acil durumunu durdurmak, işleri düzeltmek için bir fırsat değil sadece. Bu, her şeyden önce yerine getirmemiz gereken bir görev. Başka hiçbir seçenek yok önümüzde. Bir krizi çözmenin ilk adımı, durumu tümüyle değerlendirmek değil, derhal eyleme geçmek de değil. Bunlar, daha sonra yapılacak şeyler. Bir acil durumu çözmenin ilk adımı, acil durumda olduğunu fark etmek. Ve henüz orada değiliz. Bir iklim krizi içinde olduğumuz gerçeğinin farkında değiliz. Ama asıl sorun bu da değil. Asıl sorun şu: biz meselenin farkında olmadığımız gerçeğinin bile farkında değiliz. Bu çifte farkında olmayış durumunu fark etmek, iklim krizini anlamanın anahtarı. Ve işte kavramaktan yoksun olduğumuz asıl şey, tam da bu. Sadece toplum olarak değil, bireyler olarak da.” (age, s. 278, vurgular: ÖM)

***

Biraz da İklim Kitabı’nın görsel özelliklerinden bahsederek bu yazıyı bitirebiliriz. “Farkındalık eksikliği”ni gidermekte bir bakıma yardımcı olabilecek olağanüstü çarpıcılıkta bazı fotoğraflar da yer alıyor kitapta. Örneğin, Grönland’da kuzey kutbuna yakın yörelerde erimiş buzların geride bıraktığı sığ sular içinde kızak çeken köpekler. (s. 46-47) Rus Federasyonu’nda Kuzey Kutbu’na yakın özerk Çukotka bölgesinde terk edilmiş bir ahşap meteoroloji istasyonunu “mesken tutmuş” kutup ayılarının “çoluk çocuk” ailecek metruk istasyonun pencerelerinden ve verandasından “dışarıyı” seyretmeleri. (s. 126-127) Ya da, Meksika’nın Yucatán Yarımadası’nda “Dünya Mirası” olarak korunma altına alınmış bir sahil bölgesinde karaya sürüklenmiş 60’tan fazla ülkenin plastik atık şişeleri, sprey tenekeleri, makyaj kutuları… (s. 300)

İklim Kitabı’nın kapak “grafik tasarımı” konusunda bir küçük not: Tasarlayan Ed Hawkins yazmış:

“Hiç kelime yok. Hiç rakam yok. Hiç grafik çizim yok. Bir dizi düşey, renkli şerit, yerkürede sıcaklık artışlarının zaman içindeki yükselişini temsil eden tek, çarpıcı bir imge var sadece. Bu kitabın kapağındaki her düşey şerit, bir yıllık küresel sıcaklık ortalamasını gösteriyor. Arka kapağın sonundan, yani 1634 yılı ortalama sıcaklığından başlayıp ön kapağın kenar ucunda 2021 yılı ortalamasıyla bitiyor. Koyu mavi ve mavi çizgiler soğuk ve serin yılları, kırmızılar da ısınan yılları gösteriyor. Ön kapağın en sağ ucuna doğru görünen koyu kırmızı, mor ve kahverengi şeritler, son onyıllarda gezegenin şaşmaz ısınmasını göstermekte.” (s. 446)

Isınan şeritlerin yer aldığı showyourstripes.info sitesinin milyonlarca kişi tarafından indirilip sosyal medyada paylaşılmış olduğunu da bu vesileyle belirtelim.

***

Sonsöz: The Climate Book (İklim Kitabı), dünyanın en önemli hikâyesi hakkında bugüne kadar derlenmiş en önemli hikâye kitabı. Kitabın satışından elde edilecek tüm gelirlerin de Greta Thunberg Vakfı’na devredileceğini, oradan dünyanın çeşitli aktivist gruplarına dağıtılacağını da söyleyelim.