Üç tuhaf kitap

Ahmet Büke’nin hazırladığı 100 Tuhaf Kitap’tan seçtiğimiz Motor, Bekârlarda Cinsi Hayat ve Kimseye Söyliyemem adlı kitaplardan Büke’nin izniyle örnekler yayınlıyoruz...

05 Mayıs 2016 17:10

“Motor”

Yazar: Nimet Baran (Çevirmen)
Basım Yılı: 1974
Basım Yeri: Sexus Yayınları, İstanbul

Motor isimli bu roman, döneminin genel karakteristiğini taşıması ve tuhaflığı bakımından zirvede yer alan kitaplardan birisi. Sexus Yayınları’nda 1974 yılında çıkan eserin yazarı hakkında kitapta bir malumat yok. Ancak iç imzadan çevirmeninin Nimet Baran olduğunu anlıyoruz.  

Kitabın ön kapağı 70’li yılların sex filmi furyasının yayın endüstrisine tipik yansıması aslında. Bir motosikletin yanında yarı çıplak (göğüs uçları yıldızla kapatılmış) konu mankeni ve imalarla yüklü bir isim: Motor!

Arka kapakta verilen metin aynı halde bir kadın bedeniyle birlikte yine bir film afişinin tasarımına benzetilmiş: “Bana bütün gücüyle sarıldı. Kısa bir süre önce hırpaladığı göğüslerimi, şimdi okşamaya başladı. Yeniden aşk susuzluğunu duymaya başlamıştım.”

Bütün bu hazırlık devresinden sonra biletini alan ya da kitabı alan müşteri için asıl tuhaf şok kitapla birlikte başlıyor aslında.

Romanda boğazına kadar pisliğe batan ve açığa çıkmamak için karısını öldürmek zorunda kalan bir mafya avukatının hikâyesi anlatılıyor. Ensesinde polisin nefesiyle kaçan Mark Harris, kilisenin kurduğu düşkünler evine kapağını atar. Orada başka bir kimlikle yaşarken evi sık sık ziyaret eden zengin dul Bayan Hill’in dikkatini çeker ve kadının şoförü olur. “Ve olaylar gelişir.” Aslında başta fena gitmeyen kurgu sonra çuvallıyor; hikâye saçma sapan yerlere kaymaya başlıyor.

Olmayacak bir yerde biten roman boyunca ne bir motosiklet, ne herhangi bir çıplak kadın, ne de aşk susuzluğu düşmüş şehvetli bedenlere dair tek bir satıra rastlanmıyor.

Motor, ikinci sınıf bir polisiye kitap bedenine giydirilmiş bir seks filmi afişiyle tamamlanmış 70’li yıllar kitabı olarak yayıncılık tarihimizin nadide örneklerinden biri olarak karşımızda duruyor.


”Kimseye Söyliyemem”
Yazar: Prof. Dr. W. Holliday
Basım Yılı: 1956
Basım Yeri:  Hadise Yayınevi, İstanbul

Holliday’in her evli kadının aklına düşen ama kimseyle paylaşamadığı sorunlarına cevap arayan kitabını dilimize C. Arhan çevirmiş.

Kitapta evliliğin başından itibaren özellikle cinsel açıdan karşılaşılması muhtemel sorunlarla nasıl başa çıkılacağı ile ilgili ilginç bilgiler paylaşılmış.

“Erkek ne zaman cinsi iktidarsızlığa uğrar?

Burada çok önemli bir noktayı belirtmek istiyorum. Bir kadının evvela kaçınması gereken şey, erkeğin cesaretini kıracak, gururunu incitecek ve kendine güvenini sarsacak sözler, işaretler, imalar ve hareketlerdir. Bunlar bir erkeği iktidarsızlığa kadar götürebilir. Eğer bütün kadınlar düşünceli ve anlayışlı olsalardı, bazı küçük ve önemsiz gibi görünen şeylere dikkat etselerdi, karılarının üzerine metres edinen erkeklerin sayısı hayli azalırdı. (s. 50)

Evlilikte ihanet konusu da kitapta ele alınmış elbette.

“Karısını aldatan bir erkek hakkında yapılan dedikodular, doğru da olabilir... Karısına ihanet eden erkeklerin bu hareketinden çoğu zaman kadınlar sorumludur... Kocasının kendisine ihanet ettiğinden yana yakıla şikâyet eden kadın, çoğu zaman erkeğinin dışarıdaki kadınlarla temasına engel olabilmesi için nasıl davranması gerektiğini bilmemiş yahut tamamen aksi tesir yaratacak hareketlerde bulunmuş ve kocasını şiddetli kıskançlık sahneleri yaratarak canından bezdirecek hale getirmiştir ki, bu onun aleyhine olmuştur...” (s. 55)


”Bekârlarda Cinsi Hayat”
Yazar: Dr. Maurice Chickedel
Basım Yılı: 1952
Basım Yeri:  M. Sıralar Basımevi, İstanbul

Kitabı Semih Yazıcıoğlu çevirmiş. Aydabir Dergisi’nin ilavesi olarak basılmış üç kitaptan birisi. Serinin öteki eserlerinin isimleri, Nişanlılarda Cinsi Hayat, Evlilerde Cinsi Hayat olarak belirlenmiş.

Dr. Chickedel’e göre, kadın ve erkek arasındaki farkları anlamamış sağlıklı bir cinsel iletişimin başlangıcını oluşturuyor.

“İki cinse mensup olanlar anormal halde bile birbirlerinden farklıdırlar. Şehvet buhranlarıyla yanıp tutuşan erkek, vahşi ve zalimdir. Önüne çıkan ilk kadını yakalayıp tecavüz eder. Onu döver, hatta öldürür. Erkek düşkünü kadın ise cinsi anormalliklerini fettanca tavırları ve işve bazlıklarıyla gösterir. Erkekleri cezp etmek için elinden ne gelirse yapar fakat hiçbir sert harekete başvurmaz.”

Kitapta bakirelik çeşitli yönleriyle okunmaya değer şekilde ele alınmış.

“Bakire kızlarda cinsi arzuların bulunmadığı hakkında yıllanmış kanaatler hakikati bilmemek ve tabiatın kanunlarına sırt çevirmektir (...) Mesleğim boyunca her yaş ve sınıftan pek çok bakireyi tetkik fırsatını buldum. Bunların içindeki en yaşlı olanları bile en ufak bir erkek temasıyla arzudan çılgına döndüklerini itiraf ediyorlardı (...) Bir aralık yüz genç kızı tetkik ettim. Hepsi de yürmiş beşten aşağı yaştaydılar. Hepsi de bakireydiler ve bana ağız birliği etmiş gibi, cinsi hayat yaşamaktan mahrum oldukları için ıstırap içinde olduklarını anlattılar.” (s.5)