Hırçın Kız'dan Sirke Kız'a

Sirke Kız

Sirke Kız

ANNE TYLER

Doğan Kitap

William Shakespeare'in Hırçın Kız'ı Pulitzer Ödüllü Anne Tyler'ın yorumuyla Sirke Kız olarak yayımlanmıştı. 2016 yılında yayınlanan roman yayınlanmasının ardından yabancı basında pek çok övgü ve yergi almış. Ve kitap şimdi Türkiyeli okurla buluştu...

FERİDE ŞENOL

Doğan Kitap’ın “Shakespeare Yeniden” başlıklı serisi kapsamında dünyaca ünlü yazarlar Shakespeare’in klasik tiyatro metinlerini yeniden yorumlayarak romanlar yazıyorlar. . Jeanette Winterson, Margaret Atwood, Jo Nesbo, Howard Jacobson, Edward St. Aubyn, Tracy Chevalier, Gillian Fylnn ve Anne Tyler serinin yazarları.

1941 yılında Minneapolis’te doğan Anne Tyler, Kuzey Amerika’nın yaşayan en büyük yazarlarından biri. 19 yaşında üniversiteden mezun olan Tyler bir süre Kütüphaneci olarak çalıştıktan sonra Baltimore’a yerleşip yazmaya başlamış. 1988 yılında yazdığı Türkçeye Ahu Antmen tarafından çevrilip Soluk Alma Dersleri adıyla yayınlanan romanıyla 1989 yılında Pulitzer Ödülü’nü kazandı.

Bu yeniden yorumlama serisinin içinde Anne Tyler’a elbette Hırçın Kız denk gelmiş. İlk temsili tahminen 1593 yılında yapılan orijinal adı The Taming of the Shrew olan oyun en kaba özetle kendine has özgür bir kadınla evlenen genç bir adamın hikâyesini anlatır. Pek çok kez müzikallere ve komedi filmlerine uyarlanmıştır.

Anne Tyler’ı daha önce okuyanlar için bilindik bir biçimde yeniden yorumlanıyor Hırçın Kız. Ama bu kez Sirke Kız olarak.  Kate Batista, bir kız kardeşi olan, annesini küçük yaşta kaybetmiş, bilim insanı babasının hayatını ve evi çekip çeviren 29 yaşında bir genç kadın. Hiç evlenmemiş, mizacı biraz sert olduğu için erkeklerin ona yaklaşması pek mümkün olmayan, bir kreşte okul öncesi eğitimi veren gündelik hayatından kalan zamanlarda da kendi bahçesiyle ilgilenen kendince biri. Kate sıradandır. Sıradanlık perdesi biraz kalkınca da içindeki “sert ve düz” insan ortaya çıkar. Bir gün babası Louis ona beklenmedik bir teklifle gelir. Yaptığı çalışma için üç yıldır beraber çalıştığı Rus laboratuvar asistanı Pyotr’ın vize süresi dolmak üzeredir ve Kate’in onunla evlenmesini ister.

Kate kendi hayatından, hayatının tekrarlarından ve renksizliğinden zaten sıkılmıştır. Babasının fikrine önce karşı gelse de sonrasında kabul eder. Lakin hırçınlığından ödün vermez. Onun hırçınlığı ile son ana kadar süren aksilikler okuyucuya romanı okurken bir hız kazandırıyor. Kate okura yetişkin olmayı kabul ettiğinde değişime de hazır olduğunu hatırlatıyor.

Dürüst olmak gerekirse romanın ilk sayfalarında hikâyenin nereye bağlanacağını merak edip ve giriş bölümünü biraz hızlıca geçmek istedim. Çünkü gündelik hayatın içerisinde kaybolmuş hırçın kadınlarız pek çoğumuz. Her şeye sinirlenerek, öfkemizden tırnaklarımızı kemirerek yaşıyor kalabalık şehirlerin içinde. Yalnız Kate bir yerde babasından ondan istediği şeye duyduğu kırgınlığı “Birileri duygularınızı onulmaz bir şekilde incitirse, gerçekten de fiziksel bir yara almış gibi hissedebilirsiniz.” diyerek anlattığında bakış acım değişti. Elbette dönülmesi gereken bir viraj olduğunun ilk uyarısını vermişti Anne Tyler.

2016 yılında yayınlanan roman yayınlanmasının ardından yabancı basında pek çok övgü ve yergi almış. Shakespaere uyarlamalarına tümden karşı çıkan eleştirmenler olduğu gibi bir yandan da bunun nasıl yapılması gerektiğini anlatan yazarlar da olmuş. Her daim söylenen Shakespaere eserlerinin sonsuzluğuna dair bir kanıt bu yorumlamalar. Dünden bugüne gelen insanlığın git gide düne daha çok yaklaştığını düşünürsek. Hem Shakespaere hem günümüz yazarları bize nerede hata yaptığımıza dair küçük yollar gösterebilirler. Bir hayli ilginç serinin diğer yorumlama eserlerinin çevrilip yayınlanmasını beklemek ise bence oldukça keyifli bir süreç.