Kim ölecek, kim kalacak?

Öl

Öl

ÇAĞNAM ERKMEN

Doğan Kitap

Çocukluklarından beri arkadaş olan 50’li yaşlarındaki sekiz kadın, her yıl olduğu gibi bu yıl da birlikte tatile çıkar. Ve sırlar masada durmuş, onlara bakıyordur... Öyküleriyle tanıdığımız Çağnam Erkmen, ilk romanı Öl’de kadınlık hâllerinin o ince mizahî yanını da gösteriyor.

PELİN ALPASLAN

Sekiz kadının hikâyesi bu.

Yatılı okulda birbirini tanımış, birlikte büyümüş, sonra yolları ayrı düşmüş, yeniden buluşmuş.

Her biri başka bir kadın. Aynı dünyada büyümüş, farklı dünyaların kadınları…

Her yıl olduğu gibi bu yıl da birlikte kısa bir tatile çıkıyorlar.

“Kontes, bizınısta uçuyor. Aristokrat havalarını atmazsa grubun ayarı bozulur. Roller gerektiği gibi oynanmalı”…

Ve aslında kitabın özeti de bu cümlede yatıyor: Roller gerektiği gibi oynanmalı.

Kontes, kırk yıllık arkadaşlık hatırına bile ekonomide uçma birlikteliğini göstermeyecek kadar samimi biri.

Yazarımız bu karakteri anlatırken, öyle cümleler ediyor ki, insan; üstünde düşünmeden edemiyor. Onlardan biri şu: “Seyircisiz lüks imkânsız. Zenginlik mutlaka fakire karşı bir gösteridir. Kıyas yapılamayan, kendi kendine zenginlik olmaz. Tahmin ettiğim gibi koltuğundan kalkıp abide gibi gözükecek.”

Ve Verda. Pervasız dil. Yoksunluk kaygılı. Erkeklerin hizmetine girmezse hiçleşecek cinsten biri. Elleriyle dokunması lazım adamların gizli çekmecelerine.

Ve Şebnem. Elâlemin kocasını alıp, neolirik evlilik yaratmış! Adama âşık değil, cilveli değil, varsa yoksa kendisi…

Ve dirayetli Elçin ve sert Melike ve kaotik Araksi ve meleksi Şahsenem ve titiz Yasemin…

Hep birlikte eğleniyorlar. Birbirlerini acıtıyorlar ama bir yandan da çok güveniyorlar. Dostluk böyle bir şey değil mi?

Dalaman Havalimanı onları alev rüzgârıyla karşılıyor.

Gidecekleri köy 45 dakika uzaklıkta.

Akdeniz’in nemli rüzgârına yüzlerini yalatarak yol alıyorlar.

Köy meydanındaki kahvenin önünden geçerken ilgiyle izleniyorlar.

Envai çeşit, alakasız dağınıklıkla bezenmiş çiçekli bahçeye giriyorlar.

Eve yerleşiyorlar.

Her iki kişi bir araya geldiğinde diğerlerini konuşuyor.

Giderek ortak bir sırları çıkıyor ortaya.

Ölüm, aşk ve büyük bir hata!

Bu üçlünün olduğu yerde macera kaçınılmaz.

Çağnam Erkmen, yeni kitabı Öl’de okuru bu maceranın içine sokmayı beceriyor. 50’li yaşlarındaki kadınların sohbetlerinden, hal ve tavırlarından okurken fal tutturuyor: “Hangisi bana daha yakın” dedirtiyor.

Hepsi hayatlarının tüm ayrıntılarını orta yere öyle bir koyuyor ki, merakla beklemeye başlıyorsunuz!

Şebnem’in acısının son bulup bulamayacağını, Kontes’in kontrolü kaybedip kaybetmeyeceğini, Şahsenem’in kararından pişmanlık duyup duymayacağını, Melike’nin aşkla sınavını…

Ve “Öl” diye emreden bir kitabın okura hangi oyunları oynayacağını…

Öyküleriyle tanıdığımız yazar Erkmen, ilk romanında kadınlık hallerinin o ince mizahi yanını da gösteriyor bize.

Keyifli bir okuma kaçınılmaz.

Televizyon kumandasını kenara bırakın. Ülkede yaşanan canlı maceranın yerine içine edebiyat katılmış olan âleme dalın. Sonunda aynaya bakmanız garanti.