Güçtür kıymetli şeyleri tanzim etmek

Kıymetli Şeylerin Tanzimi

Kıymetli Şeylerin Tanzimi

SEZEN ÜNLÜÖNEN

İletişim Yayınları

Sezen Ünlüönen, Kıymetli Şeylerin Tanzimi'nde metne ana hikâyesi dışında eklemlenen karakterler aracılığıyla olayları daha geniş bir plana taşır ve toplumun panoramasını ortaya çıkarır.

ABDULLAH EZİK

Sezen Ünlüönen ilk kitabı Kıymetli Şeylerin Tanzimi'nde, olayları kendi anlattığı kadar karakterlerinin de konuşmasına izin vermiş ve ortaya okuyucu için ilgi çekici ve eğlenceli bir kitap çıkmış.

Kıymetli Şeylerin Tanzimi, adından itibaren okuyucuyu kuşkuya düşüren ve çeşitli sorular soran bir eser: Kıymetli şeyler nelerdir? Bunlar nasıl düzenlenebilir? Şeylere kıymet veren kimdir? Tüm bu sorular kitap boyunca irdelenirken eğitim, aile, eşlerin ilişkisi, çocukların dünyaları gündeme gelir. Metnin ilerleyişiyle beraber bu “tanzim” işi giderek daha sarp bir yola girer. Sonunda tüm düzen bir kuş olur, kitabın ana karakterlerinden Gülendam’la birlikte uçar gider. Kitap boyunca çizimler metne eşlik eder. Bir kuş, bir fincan, bir kafes… Tüm bu çizimler metnin boyutunu genişletir; çizgilerin keskinliği anlatının yumuşaklığıyla kesişir. Böylelikle zıtlıklar birbirini tamamlar.

Kitap için başlıca üç düzlemden söz edilebilir: Gülendam ve çevresi (İlker, Mert, Ezgi, ailesi), Fırat ve çevresi (Sevim, Demir, Nazlı, ailesi) ve yazarın bunların etrafında ördüğü yapı (Ward Hunt Buz Sahanlığı, Yurttan Sesler Korosu gibi). Bu üç düzlem sürekli birbiriyle kesişir ve ortaya bir aile panoraması çıkar. Ünlüönen’in ortaya koyduğu bu düzlemlerle işaret ettiği çeşitli anlamlardan söz edilebilir. Her hayat, farklı biçimlerde birbiriyle kesişir ve yazar, tüm bunları örtüştürüp formun içinden okuyucusuna sunar. Sözgelimi, Ward Hunt Buz Sahanlığı’nda yaşanan gelişim/ değişimler metnin de dönüşümünü ortaya koyar. Okur, orda meydana gelen her değişimle metinde farklı kırılmaların yaşanacağını fark eder. Metne metnin içinden yapılan bu göndermeler ve ipuçları okur için “tanzim” edilmesi gereken şeyler olur. Ancak bunun sonunda metnin “doğru okunması” gerçekleşebilir.

Ünlüönen’in en önemli yanlarından biri diyalog yazımındaki ikna ediciliğidir, dense yeridir. Örneğin Nazlı’nın konuşmasından kimliğini keşfetmek güç değildir: “Ben keşke fil olsaydım. Hortumumla fıstık yerdim. Çok fazla fıstık yemek iyi değilmiş… Ama yine de fil olmak iyi bir şey. Çünkü hiçbirşeyi unutmuyorsun o zaman. Ben de hemen dersimi filan öğrenirdim… elmam hemencecikte kızarırdı.”1 Üstelik bu çocuk bakışı okuyucuya ailenin içinde bulunduğu durumun kapılarını da açar: “Uzaktan sevmek aslında çok iyi bir şey. Ben küçük olduğum için yakından sevmek istiyorum ama büyüyünce ben de uzaktan sevmeyi öğrenicem inşallah. Mesela benim babam çok akıllı, çok akıllı olduğu için de uzaktan sevmeyi çok güzel biliyor.”2 Öte yandan, ailenin konumunu ve çevreyi gösteren önemli ipuçları da verilir: “Allah’ı daha iyi bilmek için Kuran kursuna gitmek lazımmış, okuldan arkadaşlarım hep gidiyor. Beni göndermediler. Hâlbuki bakkal amca, Aybüke ile Gizem’i başları örtülü ellerinde elifbaları kursa giderken görünce hep ‘Afferim kızlar,’ diyor. Bana da afferim dese keşke.”3 Bu çocuk bakışının canlandırma ve ifade etme gücü yazarın kimliğinde önemli bir yer tutar. Aynı şekilde Demir’in düşüncelerinin, Fırat’ın söylediklerinin de kimliklerini deşifre etmekte önemli olduğu söylenebilir. Karakterlerin konuşma biçimlerinin, yazarların okuru metne ikna gücündeki etkisi düşünüldüğünde bu kapsam genişler ve değerli bir yapı arz eder.

Yazar, bazı bölümlerde kitabına sanki “konuk karakterler” davet eder. Yurdun dört bir köşesinden seçilmiş bu “konuk karakterler” birçok meseleyi okura hatırlatır: “Aile cemiyet hayatının en mühim unsuru, adeta bir yapıtaşıdır. Nasıl ki Cenabıhak hücrelerin bir araya gelmesinden kusursuz işleyen bir mekanizma, benzerini Batılıların asırlardır uğraşmasına rağmen idrak edemedikleri bir mükemmel makine oluşturmuştur…”4 “Çocuklar asilikler içinde büyüklerine karşı gelmekte… Ellerinde bir telefon, sabahtan akşama Face, Twitter gibi sitelerde nefs yarıştırmaktadırlar.”5 Okuyucunun gözünde hemen karşılığını bulan bu konuşmalar yazarın canlı karakter oluşturmaktaki gücünü göstermesi bakımından önemlidir. Metne ana hikâyesi dışında eklemlenen bu karakterler olayları daha geniş bir plana taşır ve ülkeye dair de önemli veriler sunar. Benzerlerine her yerde rastlanabilen bu tarz insanlar toplumun panoramasını ortaya çıkarır.

Metnin üzerinde durduğu çeşitli aile panoramalarından bahsedilebilir. Buradaki aile modelleri (Ezgi’nin ailesi, Gülendam’ın ailesi, Sevim’in ailesi gibi) okur için farklı kapılar açar. Açılan her kapı farklı ihtimaller ve yapılar üzerinde durur. Farklı şekillerde düzenlenmiş ve gelişimini kendine paralel olarak geliştirmiş bu aile modelleri içinde karakterlerin yaşadıkları süreçler öne çıkar. Ezgi, ailesinin yetiştirme biçimine uygun şekilde oldukça rahat hareket edebilen biri hâline gelirken, Gülendam içine kapanık, paylaşmakta zorluk çeken biri olur. Bu düzenlenişlerin ortaya çıkardığı farklı insan tipleri toplumsal ilişkileri de belirler. Böylelikle Ünlüönen’in metninde sağladığı bu kesişimlerin farklı insan ilişkilerine dair bir gösterge olduğu söylenebilir.

Bunlara ek olarak, Sezen Ünlüönen’in daha ilk kitabında tür kavramını sorgulattığı belirtilmelidir. Yayınevinin de belirttiği gibi bu eser, Ünlüönen’in “yayımlanan ilk kitabıdır.” “İlk kitabı”yla okuyucuyu bu denli şaşırtmış yazarın daha sonra ortaya koyacağı metinler için önemli ipuçlarının burada görüleceği söylenebilir.

1 Sezen Ünlüönen, Kıymetli Şeylerin Tanzimi, İletişim Yayınları, İstanbul 2017, syf: 18
2 A.g.e. syf: 18
3 A.g.e. syf: 19
4 A.g.e. syf: 44
5 A.g.e. syf: 45