Kervansaray

Kervansaray

Francis Picabia

Çeviren: Ayberk Erkay Yapı Kredi Yayınları

"Kervansaray, özellikle Dada ve sürrealizm üzerine pek fazla düşünmemiş, bu hareketlerin ortaya koyduğu sanat anlayışının resimdeki, şiirdeki karşılıklarını yakından bilmeyen okur için ilk anda zor bir metin izlenimi yaratabilir. Ama ürkmeyin." 

Yıl 1924: André Breton henüz 28 yaşında ve ilk Sürrealist Manifesto’yu kaleme alıyor. O sıralarda yine Paris’te ressam ve şair Francis Picabia ilk ve son romanını yazmış, ancak yayımlatmayı başaramamış: Kervansaray.

Picabia (1879-1953) Breton’dan on yedi yaş büyük ve romanında, eski dostları, dâim rakipleri olan, giderek “zamane çocukları” gibi görerek küçümsemeye başladığı Marcel Duchamp’a (1887-1968), Pablo Picasso’ya (1881-1973), Paul Eluard’a (1895-1952), Louis Aragon’a (1897-1982), Blaise Cendrars’a (1887-1961), daha nicesine ve tabii Breton’a (1896-1966) taş üstüne taş atıyor.

Kervansaray, Picabia’nın ölümünden on sekiz yıl sonra, sevgilisi Germaine Everling’in Cannes’daki evinde eski mektuplar arasında tesadüfen bulunmuş. Picabia, el yazısıyla yazdığı metnin sayfalarını, 1’den 140’a kadar düzenli olarak numaralamış. Yalnızca 14., 15., 26. ve 27. sayfalar bulunamamış. Eldeki sayfalar Everling tarafından gözden geçirilmiş, düzeltilmiş ve Luc-Henri Mercié tarafından yayına hazırlanmış.

Picabia’nın bıraktığı kapak sayfasında şöyle yazdığını aktarıyor Mercié: “Francis Picabia, Kervansaray, Louis Aragon’un önsözü ve yazarın Man Ray imzalı portresiyle, 1924.”

Portre gerçek. Kervansaray’ın Türkçe baskısında yer almayan Man Ray imzalı fotoğraf  şu: 

Yine Mercié’den öğreniyoruz ki, Picabia’yı bir spor arabanın direksiyonunda gösteren bu fotoğrafa bir de ithaf eklenmiş: “Francis Picabia’ya, son sürat, Man Ray, 1924.” Mercié’nin kitabın “Germaine Everling’e” başlıklı sunuşunda yer alan ifadesiyle: “Bu yaşama tutkusu, varoluşu saatte yüz kilometre hızla aşmak arzusu, kitabın ruhunu harikulâde bir şekilde yansıtıyor.”

Ancak Aragon’un önsözüne hiçbir yerde rastlanmıyor. Şair, “Önsöz nerede” diye soran Mercié’ye 10 Mart 1973 günü, yani kitap yazıldıktan 49 yıl sonra şu cevabı vermiş:

“Francis Picabia’nın Kervansaray’ı için bir önsöz yazmam gerektiğini sizden öğreniyorum. Picabia’nın tuhaf fantezilerinin bir ürünü olsa gerek, zira o tarihlerde kendisiyle aramız oldukça kötüydü (kendisi yüzünden). Dolayısıyla benden hiçbir zaman istenmemiş olan bir önsözü tabiatıyla yazmadım.”

Oysa arşivlerden çıkan Şubat 1924 tarihli bir mektupta, Aragon, Kervansaray için önsöz yazmayı kabul ettiğini ve metnin bir nüshasının kendisine ulaşmasını beklediğini yazmış. Anlaşılan aradan geçen yarım asır ya hafızasını köreltmiş şairin ya da Picabia’ya olan kızgınlığı nihayetinde her şeye ağır basmış. Daha kuvvetli bir ihtimal ise Breton’un Aragon’u o önsözü yazmaktan vazgeçirmiş olması.

Peki, bu düşmanlık niye? Kervansaray romanını ilginç kılan da bu sorunun cevabı aslında.

Breton sürrealizmin manifestosunu yazarken Picabia gerek romanı gerekse belli bir aradan sonra yeniden bu kez Paris’te yayımlamaya başladığı kült dergisi 391 ile tam anlamıyla bir “antimanifesto”nun yazımına girişmiş. Mercié şöyle özetliyor Picabia’nın mücadelesini:

“Breton’un dogmatik kesinliğine, kendi özgürlüğünü teyidi olan yola getirilemez bir serbestlikle karşı çıkıyor. Kervansaray, zafere yürüyen sürrealizme karşı dadaizmin yahut en azından Francis Picabia’nın şeref mücadelesidir; dediğim dedik, başına buyruk, uzlaşılması imkânsız, özüne hiçbir unsurun karışmasına müsaade etmeyen Picabia’nın.”

Kervansaray, özellikle Dada ve sürrealizm üzerine pek fazla düşünmemiş, bu hareketlerin ortaya koyduğu sanat anlayışının resimdeki, şiirdeki karşılıklarını yakından bilmeyen okur için ilk anda zor bir metin izlenimi yaratabilir. Ama ürkmeyin. Kitabın sonuna Mercié tarafından eklenen açıklamalar her belirsizlikte imdada yetişiyor. Giderek hepi topu doksan sayfalık romanın, günün en önemli ressam, şair ve yazarlarıyla tek tek ve çağın gidişatıyla da toptan bir hesaplaşmaya imkân veren renkli kalabalığından etkileniyor, o kalabalığa karışmak istiyorsunuz. Picabia’nın sivri dili okumayı günahkâr bir şölene dönüştürüyor.

Kervansaray’la yetinmeyip Dadaizm ve Picabia üzerine daha fazla okumak, daha çok kaynağa erişmek isteyenler hem Fransızca hem İngilizce versiyonu olan dadart sitesinden de yararlanabilirler. (K24)