Taşrada erkeklik ve kadınlık mücadelesi

Hovarda Âlemi

Hovarda Âlemi

OSMAN ÖZARSLAN

İletişim Yayınları

Taşra, erkeklik ve kadınlık da coğrafyaların neresinde durduğu müphem ve henüz üzerinde yeterince çalışılmamış alanlar. Osman Özarslan’ın Hovarda Âlemi: Taşrada Eğlence ve Erkeklik ile gösterdiği çaba, gözle görülen delikleri bir nebze olsun kapamaya yarayan bir metin.

KEREM GÖRKEM

Taşra, coğrafyaların neresinde durduğu müphem bir yer. Akademide, edebiyatta ve ilintili çeşitli entelektüel çalışmalarda üzerine çokça yazıldı çizildi, düşünüldü demek mümkün değil ne yazık ki. “Taşranın modern dünyanın yapıları altında kalan tarihsel bağlamları ve muhafazakârlığın mahrem kapıları arkasında bekletilen bugünü; halen akademik dünyanın, bağımsız entelektüellerin, araştırmacı merakın, politize olmuş etiğin ve sanatsal estetiğin ilgisini bekliyor” diyor Osman Özarslan. Yazarın yakın zamanda bir kitaba dönüşen tez çalışması Hovarda Âlemi de tam bu gediği kapatmaya yönelik bir çaba.

“Taşrada Eğlence ve Erkeklik” alt başlığıyla yayımlanan metin teorik bir giriş ve saha çalışmalarının anlatımıyla başlıyor. Bir taşra örneklemi olarak imlenen Burdur’un Çavdır ilçesi araştırmanın yürütüldüğü mekân olarak sunuluyor. Bahsi geçen saha çalışmaları bizzat kitaba konu edilen ilçedeki çeşitli eğlence mekânlarının çalışanları, müdavimleri ve işletmecileriyle yapılan mülakatlar demek aslına bakılırsa. Metnin içindeki kanıtlayıcı alıntıların “non-academic” oluşu bundan. Özarslan tez konusuna herhangi bir yapaylık katmadan, olduğu gibi dâhil ediyor onları. Metnin başındaki teorik satıhta “taşra” ve “erkeklik” kavramları irdeleniyor; literatürde nerede durduklarını anlıyor, nereden başlanıp nereye gelindiğini okuyoruz. Bunun yanında, bahsi geçen iki kavramın etimolojik analizi yapılıyor. Özellikle taşra üzerine düşünülenleri, ortaya atılan çeşitli tanımları ve itirazları düşünmek, yazının başında belirttiğim müphemliğin biraz olsun aralanması adına okurun zihnini açıyor. Özarslan bu sırada, kendisi de taşra için birden çok tanım sunuyor. Onlardan biri, taşranın “dışarıdan bakanların havasına, suyuna ve sükûnetine hayran olduğu ama içinde yaşayanların sıkıntıdan patladıklarını söyledikleri yer” olduğunu söylüyor.[i] Bir diğer tanım psikoloji üzerinden düşünülen taşranın, “kırsalla ilişkili bir coğrafya parçası olmanın ötesinde sıkıntı duygusu ile ilişkili bir hissiyat biçimi”[ii] olduğuna dikkat çekiyor. Bu noktada değinilen sıkıntı hâli olunca, taşrada yetişmiş olmanın ötesinde taşraya ve taşra çalışmalarına ilgili, bu alanda yayımlanan metinler üzerine yazmış ve düşünmüş naçizane bir okur olarak benim havsalam Şükrü Erbaş’ın “Uzak taşra kasabalarında hayal, taşların bile can suyudur ama herkes bunu kendisine bile söylemekten utanır,” deyişine gidiyor.[iii]

Metnin devam eden üç bölümü sırasıyla “Taşra,” “Erkeklik” ve “Konsomatris” başlıklarını taşıyor. Taşra başlıklı kitabın ikinci bölümü, sunulan argümanların ardından Türkiye taşrasının tarihselliği, taşranın mekânları, edebiyat ve sinemada taşra meselelerine dokunuyor. Az önce alıntıladığım tanımlarda kullanılan sıkıntı hâlinin açılması burada, modern insanın ürettiği çözümler üzerinden oluyor. Taşrada eğlence kültürünün bir köken araştırmasına girişen Özarslan, çıkışı modern dünya kentlerinde üretilen “bütün artı(k)ların” biriktiği yer olarak tanımlanabilecek taşrada, eğlencenin de kentlerden ithal ve bir biçimde kentli taklidi olmasında buluyor. Konu eğlence olsa bile bir cinsiyet ayrımı söz konusu elbette, yazar buraya “Düğünler dışında eğlence denilince aslen erkeklik eğlencesi anlaşılmalı, kadınların uzun akşam oturmaları dışında nasıl eğlendikleri etnografik olarak bile bilinemiyor,”[iv] diyerek dokunuyor. Üst başlıkla eğlence olarak imlenen aktivitelerle devam eden bölüm, kurgusal anlamda önemli bir tutarlılık olarak görünüyor; zira erkeklik ve kadınlık (burada konsomatris) ve taşra eğlencesi anlamında ele alınan gazino alt kültürünün irdelenmesine zemin hazırlanıyor.

Kimmel’dan alıntılayan yazar, erkekliğin zaman ve mekâna göre farklılık gösteren bir kültürel yapı olduğunu yazıyor.[v] Buradan hareketle, var olma biçimini sürekli bir değişime tabi tutmak durumunda olan erkekliğin taşrada eğlence adı altında nasıl bir mücadele verdiğini; gazinolarda “neden” ve “nasıl” bulunduğunu ve “para ezdiğini”[vi] okuyoruz. Bu mekânlarda varlık gösteren erkekleri paralı, belalı ve yakışıklı olarak üç tipte inceleyen yazar, erkeklik mücadelesi denilebilecek ilişkileri ortaya koyuyor. Konsomatris başlıklı bölümün asıl meselesi bir enformel sektör olarak konsomatrisliğin ortaya çıkışı ve devamlılığı denilebilir. Çeşitli politik müdahale ve krizlerin bir dışavurumu olarak yaygınlaşan enformal sektör, konsomatrisliğin de içerisinde olduğu birçok mesleği içerisinde barındırıyor ve “sayısız” bir istihdama olanak sağlıyor. Bu bağlamda düşünüldüğünde, kriz sonrası varoluşunu “kendi ayakları üzerinde durmak”ta bulan (genellikle) taşralı kadınların konsomatrisliğe neden başladıkları ve sürdürdükleri irdeleniyor. Özarslan’a göre bu meslek, bir öznellik inşasını işaret ediyor. [vii] Hülasa, taşra eğlencesinde tıpkı erkeklik için olduğu gibi kadınlık için de bir mücadele söz konusu.

Yazının başında değindiğim ve şimdi ekleyeceğim üzere, yalnız taşra değil, erkeklik ve kadınlık da coğrafyaların neresinde durduğu müphem ve henüz üzerinde yeterince çalışılmamış (belki de hiç çalışılamayacak olan) alanlar. Osman Özarslan’ın Hovarda Âlemi: Taşrada Eğlence ve Erkeklik ile gösterdiği çaba, gözle görülen delikleri bir nebze olsun kapamaya yarayan, bunu yaparken de bir sıkıntı mekânı olarak taşrada erkeklik ve kadınlık mücadelelerine dikkat çeken, ıskalanmaması gereken bir metin.

 
NOTLAR
[i] s. 25.
[ii] s. 14.
[iii] 2015’te İletişim Yayınları’ndan çıkan derleme Edebiyatın Taşradan Manifestosu’nun son metni “Yağmur Damlasından Dünyayı İçmek”te Şükrü Erbaş, bir okuruna yazdığı açık mektuptan bahsederken taşra için bu ifadeyi kullanıyor.
[iv] s. 62.
[v] Kimmel, M. S. (2000), The Gendered Society, New York ve Oxford: Oxford University Press.
[vi] “Para ezmek” kavramı “para harcamak” yerine metnin içinde özellikle tercih edilen bir taşra eğlence faaliyeti.
[vii] s. 142.