Tanizaki’nin erdemi hiçe sayan kalemi

Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın

Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın

J. TANIZAKI

Çeviri: Sinan Ceylan Jaguar Kitap

Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın, Tanizaki’nin erdemi hiçe sayan kalemine hayran okurlarına bir müjde niteliğinde geldi. Ölümcül aile ilişkileri bir yanda, gönlün hasretini çektiği öbür yanda...

ZEYNEP RADE

Henry Miller’ın hakkında, “kitapları aşkı ve aşkın sapkın yönlerini anlatır, o benim en gözde yazarlarımdandır” dediği Tanizaki, 1936’da basılan bu kitabında da, Miller’i –gıyabında bizleri- doyuran bir hikâye anlatmış.

Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın 100 sayfalık bir novella. Hikâye, Osaka/ Kobe bölgesinde geçiyor. Konusu şöyle. Şozo ikinci karısı Fukuko ile evlenmiş, biricik tekir kedisi Lili’yle birlikte yaşamaktadır. Fukuko, kayınvalidesinin istediği gibi genç ve varsıl, aynı zamanda Şozo’nun kuzenidir. Kayınvalide İişi, çöpçatanlığından memnundur. Günün birinde Fukuko, Şozo’nun eski karısı Şinako’dan bir mektup alır. Şinako boşandıktan sonra açlık sınırında yaşamakta, terzilik yaparak ayakta durmaya çalışmaktadır. Kendine ait hiçbir şeyi yoktur artık, bir kocası bile. Fukuko’dan Lili’yi ister. Lili’nin onlara ayak bağı olacağını, oysa kediyi ona verirlerse, yarı aç yarı tok da olsa evinde ona arkadaşlık edecek bir canlının olacağını söyler. Bu şekilde acılarıyla başa çıkma ihtimali vardır. Lili, kadının tutunacağı son daldır belki de.

Eğitimsiz bir kadın olsam bile, böyle doğrudan sana yazarak kabalık ettiğimin farkındayım ama Tsukamoto Bey’den defalarca yardım istediğim halde bana kulak asmadığı için senden yardım istemek durumunda kaldım. (…) Senin evinden istediğim yalnızca tek bir şey var. Bunu söylerken, onu kast etmiyorum elbette. Ben çok daha önemsiz, çok daha sıradan bir şeyi, Lili’yi istiyorum. Tsukamoto Bey’in dediğine göre o, Lili’yi bana verip vermemeni umursamıyormuş; buna tek engel senmişsin. Bu doğru mu Fukako? Biricik dileğimin gerçekleşmesine gerçekten sen mi mani oluyorsun? Ben sana kendi hayatımdan daha değerli olan o adamı verdim. Sadece onu mu, onunla beraber kurduğumuz huzurlu yuvamızı da verdim. Kırık bir çanaktan başka bir şey de almadım. (S. 8)

Fukuko önceleri mektubun üzerinde durmaz. Ne var ki zamanla kocasının bu itici kediye olan düşkünlüğünü sinirine dokunmaya başlar. Kocası yalnızca lokmalarını değil, yatağını da Lili’yle paylaşmak istemektedir. Zira Şozo soğuk nevale kedinin onu sıcak tuttuğunu söyler. Fukuko kocasını ikna eder ve kedi Şinako’ya gider. Ne var ki, Lili’siyle yorgan altından osuruklarını çarpıştıracak kadar aklını bozmuş olan Şozo, kedisi evden gittikten sonra ondan başka bir şey düşünmez olur. Bunun en büyük sebebi özlemidir ancak aklını çelen bir nokta vardır. Şinako evlilikleri sırasında Lili’ye hiç düşkün olmamış hatta ondan her fırsatta kurtulmaya bakmış iken şimdi bu nedir?

Tanizaki kitaba duygusal bir mektupla başlıyor. Görünürde zararsız bir mektup bu. Ne var ki çatışmayı da başlatan bu mektup. Zehrini inceden Fukuko’nun deri altına sızdıran mektup yüzünden kadın evhama kapılıyor. Öte yandan da kocasının bir kediye sapkınlık derecesinde düşkün olması git gide gözüne batıyor. Oysa kendisinin Lili’yle bir problemi yok. Kafasında bin bir soru beliriyor. Şinako niye böyle bir mektup yazdı? Asıl istediği ne? Kedi mi yoksa koca mı? Şozo’nun Lili’ye düşkünlüğü ortada olduğuna göre demek ki kediyi yem olarak kullanacak...

Öyle böyle derken Fukako kediden nefret eder hâle geliyor. Çünkü verse bir türlü vermese bir türlü. Verirse kocası ona kalacak evliliği pekişecek, vermezse Lili evin baş köşesine oturacak kendi de ikinci planda kalacak. Bu durumda vermek en iyi yol gözüküyor. Yalnız bir ihtimal daha var. Kedi giderse kocası Lili’nin peşinden gidebilir. O zaman ne olacak?

Fukuko tüm kuruntusuna rağmen riski göze alıyor ve Şozo’ya kediyi göndermesi için resti çekiyor: Ya kedi ya ben!

Yaşlı kaynana Bayan İişi de gelininden taraf çıkıyor. Zira vakti zamanında oğluna karısını boşayıp Fukuko’yla evlenmesini telkin etmiş bir kadın o. Oğlundan iyi bir iş adamı olması konusunda çoktan ümidi kesmiş ve refaha çıkmak için Fukuko’yu, dolayısıyla gelirini, ailesine katmış.

Anahtar, Çılgın Bir İhtiyarın Güncesi, Naomi: Bir Budalanın Aşkı, Nazlı Kar, Sazende Şunkin kitaplarından tanıdığımız Tanizaki’nin bu kitabı diğerlerine oranla hayli ince. Gene de inceliğine aldanmamalı çünkü üç ana karakterin -Şozo, Fukuko, Şinako- iç sesleri metni oldukça yoğunlaştırıyor. Yoğun bir metin, seyrek diyaloglar… Buna rağmen yazarın akıcı dili okuru bunaltmıyor Tam bu noktada kitabı Japoncadan çeviren Sinan Ceylan’a teşekkür etmeden geçmemeli. Gözleriniz çeviri bir kitabın satırlarında yağ gibi kayıyorsa ilk teşekkürümüz çevirmene.

Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın, Tanizaki’nin erdemi hiçe sayan kalemine hayran okurlarına bir müjde niteliğinde geldi. Ölümcül aile ilişkileri bir yanda, gönlün hasretini çektiği öbür yanda. Lili yaşamına üç kadın sığdıran Şozo’nun yaşamına almak istediği tek dişi varlık.

Tanizaki, ikinci eş olma duygusunu, eski eşin perişanlığını, bir annenin koruma iç güdüsünü, bir kediye duyulacak aşkı, kıskançlığı, merakı, tutkuyu iğneden ipliğe anlatmış. Kadın kaprisinin karşısına erkek ataletini koymuş. İnsanı anlamış bir yazar Tanizaki. İnsanın çapraşık ve karmaşık doğasının derininden yazan bir yazar. Kalabalıktan arınmış bir dille, sadece yazan bir yazar. Çağdaş dünya edebiyatına adını kazımış, zamanının ötesine geçmiş bir yazar Tanizaki.

Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın, henüz onun kitaplarıyla tanışmamış biri için leziz bir ısınma kitabı olacaktır.