Bir aşkın dakika dakika çırpınışı

Bir Aşk

Bir Aşk

DINO BUZZATI

Çeviri: Eren Cendey Can Yayınları

Bir Aşk'ta orta yaş bunalımları, sınırları belirlenmiş soylu yaşam, insan ilişkileri ve yine sınırları belirlenmiş, dahası anlatıcının kalıplaştırdığı bir aşk, histerik duygularla okuyucuya aktarılıyor.

DİLARA DUYMAZ

"Bunlar bir portrenin şuraya
buraya dağılmış parçalarıydı ve
Antonio şifreyi bir türlü çözemiyordu.”

İtalyan yazar Dino Buzzati’nin 1959 yılında kaleme aldığı ve 1963 yılında İtalya’da yayımlanan Bir Aşk romanı Eren Cendey’in çevirisiyle Can Yayınları'ndan çıktı.

Roman, 1960 yılının 9 Şubat günü Milano’nun her zamanki gri sabahlarından birinde, 49 yaşındaki Mimar Antonio Dorigo’nun, müdavimi olduğu elit bir randevu evine telefon etmesiyle başlıyor. Mimar Dorigo’nun randevu evinde çalışan ve aynı zamanda Milano’nun ünlü tiyatrosu Scala’da balerin olan 18 yaşındaki Laide’ye olan imkânsız aşkını konu alan roman bildiğimiz aşk hikâyelerinden çok farklı. Bir Aşk, bildiğimiz klişe aşk romanlarından daha fazlası...

Antonio Dorigo’nun roman boyunca karşımıza çıkan kendiyle monologlarında orta yaş bunalımları, sınırları belirlenmiş soylu yaşam, insan ilişkileri ve yine sınırları belirlenmiş, dahası anlatıcının kalıplaştırdığı fakat Laide’nin hiçbir zaman kalıplarına uymadığı bir aşk, histerik duygularla okuyucuya aktarılıyor. Dakika dakika bir aşkın çırpınışına şahit oluyoruz.

Histerik monologlar ve sayfalarca devam eden betimlemelerle anlatıcının duygularının büyük bir ustalıkla okura aktarılması, okurun öyküye yabancılaşmasını imkânsız kılıyor. Roman, okuru Milano’nun arka sokaklarına çekiyor ve belki de okuru da yazarla birlikte bir melankoliye sürüklüyor.

Aşk? İnsanın üzerine çöken ve direnmenin mümkün olmadığı bir lanet.”

Buzzati’nin alışık olduğumuz edebiyat dili ile kaleme alınmış olan roman zamanda kopukluklar, noktalama kurallarının hiçe sayıldığı sayfalar, kullanılan dildeki ahenksizlik, tekrarlanan kelimelerle anlatıcının, içinde bulunduğu karmaşayı, iç hesaplaşmaları, duygu durumundaki ani yükselişleri ve ruhsal çöküşü okura oldukça başarılı bir şekilde aktarıyor. Buzzati’nin anlatı dili romana sıradışılık ve ahenksizlik katıyor. Andrea Zanzotto’nun 1980 yılında Buzzati adına düzenlenen konferansta da belirttiği gibi; Buzzati’nin edebiyatı bu romanda da netlikle bipolarlık arasında geziniyor.

“Oysa elli yaşında da insan aciz, şaşkın olabilir, kendini karanlık ormanda kaybolmuş bir çocuk gibi hissedebilir. Tedirginlik, susuzluk, korku, içsel karmaşa, kıskançlık, sabırsızlık, çaresizlik. Aşk!”

Okuyucu bu romanda bilindik klişe aşk hikâyelerinden çok farklı bir hikâye ile karşı karşıya. Bir aşkın imkânsızlığı sadece yaş farkından mı yoksa arkasında büyük bir sır perdesi mi var? Randevu evinde başlayan bir aşk karşılıklı mı, takıntı mı, yoksa anlatıcının iç dünyasındaki takıntıların savaşı mı? Kararı romanın sonunda okuyucu verecek.